Kıymetli okurlarım, yazıya başlıktaki soruyu genişleterek başlamak istiyorum. Efendim yardımı alan, aldığı kişiye mi MİNNET duyacak? Yoksa veren, verdiği kişiye mi MİNNET duyacak?
Büyük ihtimalle, bu soruyu çoğu okurumuz: "Yardımı alan, aldığı kişiye MİNNET duyacak" diye cevaplayacaktır. Böyle düşünenler öncelikle şu hikayeyi okusunlar:
Anlatılır ki, Ali Amca Sabah Namazı için camiye giderken, yolda bir ihtiyaç sahibi kendisinden yardım talep ediyor.
Namazı kılıp eve geldiğinde, kahvaltı masasına oturuyor. Bu arada görüyor ki, sofrada bir kuş sütü eksik... Önünde her nimet var yani... O anda Ali Amcanın aklına yolda gördüğü ihtiyaç sahibi geliyor. Ve gönlünden "Ey Allahım buna da niye vermedin" diye geçiriyor.
Bizim Ali Amcaya, o gece rüyasında bir ses: "Ben sana ne diye verdim" diyor. Evet Yüce Rabbimiz varlıklı insanlara ihtiyaç sahiplerini kollayıp gözetmesi için vermiştir.
Aslına bakarsanız, fakirler zenginlerin velinimetidir. Tabi konuya dünyalık bir gözle bakılırsa, ihtiyaç sahipleri böyle değerlendirilmez.
Bu anca ellerdeki imkanlarla Ahiret kazanılmak istenirse, fakirler velinimet olarak görülür. Ayrıca Zekat vermek zenginin görevi midir kardeşim? Elbette görevidir...
Eeee ihtiyaç sahipleri olmasa, varlıklı insanlar bu görevlerini nasıl yerine getirebilecekler? Unutmayalım... Geçmişte Zekat verecek Müslüman bulunamadığı için, ihtiyaç sahibi gayrimüslimlere verilip verilemeyeceği tartışılmıştır.
Ben yazının burasına kadar yazılanların, girişte sorduğum sorunun cevabını ortaya koyduğunu düşünüyorum. Evet evet, veren, verdiği kişiye MİNNET duyacak...
Çünkü o, zenginin dünyada olduğu gibi Ahirette de varlıklı bir hayat sürmesi için sigortadır. Bu yüzden, ihtiyaç sahiplerine verirken en iyisini ve en güzelini vermeye gayret edelim...
Verirken de oldukça nazik, oldukça kibar davranalım... Olur mu?