Bayramlar çocukların neşesiyle anlam kazanır derler. Ama ya o çocuğun bayram sabahı uyanırken tek düşündüğü sınavsa?
Ve Haziran ayı geldi çattı. Hem üniversiteye hem de liseye giriş sınavı aynı zamanda, karne heyecanı da derken çocukları, gençleri ve aileleri kaygılı, stres dolu, heyecanlı bir bayram bekliyor bu hafta.
Öncelikle sınava girecek gençlerimiz, kısa bir süre kalması sebebiyle kendilerini gergin ve sıkışmış hissedebilirler. Belirli seviyede kaygılı ve heyecanlı olmak normaldir. Eylül ayından beri yoğun bir programla çalışan çocuklarımız ve gençlerimiz de oldu zaman zaman, yorulan da… Ancak sevgili aileler, bütün yılın hesabını bu bayram yapmayalım, bayram ziyaretlerinde yapılmasına da müsaade etmeyelim. Sınav öncesi bütün yıl yapılmayana odaklanmak yapılanı görmezden gelmektir. Yapmadıklarımıza değil bu kısa zamanda yapabileceklerimize odaklanalım.
Araştırmalar, aile baskısının çocukların sınav performansını artırmadığını, aksine kaygı düzeyini yükselttiğini ortaya koyuyor. Hatta sınavdan birkaç gün önce duygusal destek gören çocukların daha sağlıklı kararlar alabildiği ve okuduğunu daha iyi anlamaya başladığı da bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Bu da demek oluyor ki, bu bayram “Ders çalış,” demek yerine “Yanındayım,” demek çok daha etkili olabilir.
Unutmayalım ki, çocuklar yalnızca sınava değil; beklentilere, kıyaslara ve hayal kırıklıklarına da hazırlanıyor. Bu yüzden bu süreçte onlara en çok ihtiyacı olan şey, notlar değil duygusal güven. Kurban Bayramı gibi değerlerin konuşulduğu bir haftada, en kıymetli hediye belki de onlara “Biz seni sen olduğun için seviyoruz,” demektir. Söylediklerinizi beden dilinizle de desteklemek. Bu süreçte biz yetişkinlere düşen en önemli görev, çocuklara sadece akademik başarılarıyla değil, insanlık hâlleriyle de değerli olduklarını hissettirmek. Başarılı olmak kadar dinlenmenin, çalışmak kadar durmanın, başarmak kadar denemenin de kıymetli olduğunu onlara aktarabilmek. Çünkü çocuklarına en çok ihtiyacı olan şey, “kendilerine güvenme izni.” Bazen bir bayram sofrasında söylenen tek bir cümle, bir ömür boyu içlerinde taşıyacakları bir motivasyon olabilir.
Kurban Bayramı, bir şeyi feda etmek değil; anlam yüklemek demektir. Gelin bu bayram, beklentilerimizi değil, sevgimizi büyütelim. Çocukların gözlerinin içine bakarak, yalnızca sınava değil, hayata hazırlandıklarını hatırlayalım. Sınav geçecek. Ama biz nasıl davrandıysak, o duygu bâki kalacak.