“12 Eylül, Kemalist bir müdahaledir; M. Kemal Paşa’nın bir emridir”
“Kemal Paşadan Kenan Paşaya… […]
“ ‘12 Eylül 1980 Harekâtı’, Atatürk İlkeleri doğrultusunda yapılan bir Kemalist müdahaledir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize karşı olanlarla demokrasi düzenimize, keza ‘Laikliğe’ karşı olan sivri akıllıları hizaya getiren Şanlı Türk Ordusuna Başkomutan M. Kemal Paşanın bir emridir.
“Öte yandan denilecek odur ki, Devlet – Millî Güvenlik Konseyi ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Kenan Evren’in söz ve davranışları; bilhassa Van şehrinde yaptığı konuşmada millete verdiği ‘laiklik ve demokrasi’ dersi, Büyük Atatürk’ün ‘Vatanın bağrına düşman dayasa da hançerini – Bulunur elbet kurtaracak vatanın bahtı kara maderini’ cevabına en iyi misaldir.” (Şalom, 8 Ekim 1980, s. 1)

(Şalom, 1 Ekim 1980, s. 1)
Hahambaşılık Umûmî K̃âtibi Nesim Benbanaste’nin Şalom gazetesinde, “Kemalizmi dirilten” 12 Eylûl Darbesini (“Pembe Devrim”i) harâretle alkışladığı başmakâlelerinden bir dîğeri: “Gerçek Atatürk’çülüğe Doğru”…
***
“12 Eylûl Kemalist Harekâtıyla senin çizdiğin yolda ilerliyoruz”
“Atatürk’ü Anarken […]
“Gerçek şu ki; Atatürk, yalnız Türkiye ve Türkler için değil, istiklâllerine Birinci Dünya Savaşından sonra kavuşmuş ülkeler için de bir önderdir. Bu bakımdan onun gerçek değeri, akıllara durgunluk verecek kadar muhteşem ve azametlidir.
“Akılcılığı ve ileriye dönük inkılâpçılığı, ‘Kemalizm’in şaşmaz prensiplerinden, söz, konuşma ve nutukları ise her Türk vatandaşını iyiye, güzele ve mutlu günlere doğru götüren yolun başlangıç noktasıdır. […]
“Evet, ekilen tohumlar, bilhassa bu son günlerde, ezelî Başkomutan Mustafa Kemal’in kurduğu Türk ordusu içinde boy verip feyizli bir sonuç olan ‘12 Eylül 1980 Kemalist Harekâtına’ ulaştırdı. […]
“Ulu Önder Atatürk! Aklı başında olan herkes gibi bizler de seni her an hatırlıyor ve samimi olarak senin çizdiğin yolda ilerlemeğe çalışıyoruz. Bu bakımdan ‘Müsterih ol aziz Atatürk’…” (Şalom, 5 Kasım 1980, s. 1)
“Türkiye, Ata’mızın çizdiği yoldan asla ayrılmayacaktır”
“ ‘Büyük Atatürk’ün en büyük eseri, ‘cumhuriyet’tir. Şu var ki, ondan sonra en büyük eseri, Türkiye’de ‘laiklik’ ilkesini yerleştirmiş olmasıdır. […]
“Yüzyıllardır Türk – İslâm toplumu ile iç içe yaşamış olan Türkiye’deki dinî azınlıkların her şeyden önce Büyük Atatürk’e ve onun koyduğu ilkeleri devam ettirmeye çalışan ‘laik cumhuriyetin bekçilerine’ karşı olan inançları tamdır. […]
“Evet… Türkiye Cumhuriyeti ‘laik’ bir ülkedir ve ‘Ata’sının çizdiği yoldan da asla ayrılmayacaktır.” (Nesim Benbanaste, “Dinî Azınlıklara Eşit Haklar ve Anayasa”, Milliyet, 16 Ekim 1982, s. 2)
“12 Eylûl: Pembe Devrim”
Cemâat gazetesinin 17 Eylûl 1980 târihli nüshasında, Gazetenin Neşriyât Müdürü (bilâhare Aşkenaz Cemâati İdâre Meclisi Âzâsı) Moşe Grosman, 12 Eylûl Darbesini, “Pembe Devrim” îlân etmişti:
“12 Eylül – Pembe Devrim
“Kilitlenmiş bir Parlamento…
“Ne yana dönülse değiştirilebilen hiçbir şey yok.
“Her gün ortalama yirmi kişi yaşamını yitiriyor…
“Kendi gölgelerinden korkuyor bu nedenle sokakta yürüyenler.
“Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’ün ilkelerine karşı çıkılıyor Türkiye topraklarında.
“Üçüncü sayfadaki yazımızı devrimden iki gün önce yazarken Atatürk özlemini kuvvetle duymuş olduğumuzdan, bilinçaltımızdaki duyguları dışarıya yansıtmış oluyorduk…
“Türkiye içinde bulunduğu bu durumdan ancak Atatürkçü görüşlerin doğrultusunda kurtulabilirdi.
“Türkiye’nin ‘içinde bulunduğu durum’ derken, herkesin bildiği birçok nedeni saymak yerine, bunu tek noktada topluyoruz.
“Toplumsal huzursuzluk.
“Yarınını göremediğimiz, düşenemediğimiz bir toplumsal huzursuzluk.
“12 Eylül Devrimini, biz şekil ve oluş açısından ‘Pembe Devrim’ olarak niteliyoruz… Toplumun her kesimine güven ve mutluluk veren Pembe bir Devrim…
“İşlemez hale getirilen demokrasiye işlerlik kazandıracak olan Devlet, Millî Güvenlik Konseyi ve Genel Kurmay Başkanımızla MGK’ni oluşturan Kuvvet Komutanlarına üstün başarılar diler, kamuoyunun kendilerine olan güvenini iletmekle övünç duyuyoruz [duyarız].”

“Kemalizmi dirilten” 12 Eylûl Askerî Darbesini harâretle destekliyen Şalom gazetesinin Müessis ve Neşriyât Müdürü Avram Leyon (İstanbul, 1912 – a.y., 2.8.1985) (solda), halefi Moşe Grosman (d. 1952) ile berâber… Grosman, Şalom’un 12 Eylûl Darbesini tâk̆îb eden ilk sayısında, “Atatürk İlkelerine karşı çıkmak” cür’etinde bulunanları tepeliyen ve “Kemalizmi ebedîleştirecek” bir nizâm têsîs eden bu Darbeyi “Pembe Devrim” îlân etmişti… Grosman’ın makâlesi, Nesim Benbanaste ile Avram Leyon’un yine “Kemalist Harekât”ı destekliyen makalelerinin arasında yer alıyordu…
***
Benbanaste kardeşler, “Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıldönümü Kutlamaları”nda da ön saflarda idiler
Yahûdi Cemâatinin mühim bir sîmâsı olan Nesim Benbanaste’nin hâtırası, Cemâati arasında tâze tutulmaya devâm ediyor. 6 Temmuz 2017, ölümünün 25. seneidevriyesi idi. Şalom gazetesinin haberine göre, bu vesîleyle, kardeşi Daniel Benbanaste’nin öncülüğünde Neve Şalom Sinagogu’nda tertîb edilen bir âyinle anıldı ve hakkındaki konuşmalarda, kendisinin “Atatürk sevgisi ve 500. Yıl Kutlamalarındaki rolü” vurgulandı:

Türkiye Hahambaşılığı Umûmî Kâtibi Nesim Benbanaste’nin 7 Ocak 1981 târihli Şalom gazetesindeki başmakâlesi… Yahûdi Cemâati, 12 Eylûl Darbesini olduğu kadar onun sâyesinde “Kemalizmin dirilişi”ni ve “Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıldönümü” faâliyetlerini de candan destekledi…
***
“Türk Yahudi Toplumunun önde gelen kalemlerinden Nesim Benbanaste ölümünün 25. yıldönümünde, 6 Temmuz [2017] Perşembe günü Neve Şalom Sinagogunda anıldı.
“1939’da İstanbul’da doğan Benbanaste, Musevi Lisesinden mezun olduktan sonra bir süre öğretmenlik ve okul müdürlüğü yapmış, sonrasında özel sektörde idareci olarak çalışmış, bir yandan da La Vera Ruz ve Şalom başta olmak üzere bazı gazetelerde yazarlık yapmıştı. 1982’de kaleme aldığı ‘Kim Ölür Kim Kalır Bilinmez Ama Kutlanmağa Değer’ adlı yazısıyla Endülüs’ten kovulan Sefarad Yahudilerinin Osmanlı Devletine kabul edilişlerinin 500. yılının büyük bir organizasyonla kutlanması fikrini ortaya attı. 1991’de kemik iliği kanseri teşhisi konulan Benbanaste, yazık ki kaderin garip bir cilvesi olarak 500. Yıl Etkinliklerine çok kısa bir süre kala hayata gözlerini yumdu.
“Nesim Bey’in kardeşi Daniel Benbanaste tarafından düzenlenen anma törenine, Benbaneste’yi şahsen tanıyan pek çok kişinin yanı sıra, yaşadığı yıllarda onunla tanışma fırsatı bulamamış ya da ona yetişememiş isimler de katıldı. Katılımcılar arasında Türk Yahudi Toplumunun eski başkalarından Rıfat Saban’ın yanı sıra hâlihazırda Başkan Vekili Moris Levi de vardı. Ayrıca Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Dinler Tarihi ana bilim dalında yılarca görev yapan Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünden emekli Prof. Metin Tuncel, öğretim görevlisi Sezai Gülşen de törende hazır bulundular.
“Tören saat 12.45’te Nesim Benbanaste’nin ruhu için edilen dua ile başladı. Ayin-i ruhani, Rav David Sevi tarafından icra edildi. Sonrasında davetliler Daniel Benbanaste’ye taziyelerini ilettiler. Akabinde yemek salonuna inildi. Burada önce Daniel Benbanaste, ağabeyi ile ilgili kıymetli anekdotlar anlattı. Konuşmasında özellikle Nesim Benbanaste’nin Atatürk sevgisine ve 500. Yıl Kutlamalarında oynadığı role vurgu yapıldı. Sonrasında mikrofona Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Ana Bilim Dalından emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman davet edildi. Prof. Harman’dan sonra kürsüye sırf bu anma günü için Manisa’dan İstanbul’a gelen emekli diş hekimi Ertuğrul Bayram geldi. Tören sonrasında Daniel Benbanaste tarafından Nesim Benbanaste arşivinden derlenen bir kitap katılımcılara hediye edildi.” (http://www.salom.com.tr/arsiv/haber-103743-yahudi_toplumundan_kisa_kisa.html; 25.2.2019)