Kıymetli okurlarım, geçtiğimiz gün Eskişehir Trafik Şubede görevli bir polis memuru, ülkemizde yürütülen Terörsüz Türkiye Sürecine ilişkin düşüncelerini söylemiş. Tabi bunu sokak ortasında bağıra bağıra yapmış o polis memuru....


Lafı hiç eğip bükmeyeceğim... Yapılan köküne kadar yanlış bir davranıştır. Çünkü kişilerin devlet görevlerini yaparken, duygu ve düşüncelerine hakim olmaları şarttır.


Eğer o polis memuru sürece ilişkin düşüncelerini aktaracaksa, bunu görevinden istifa edip öyle yapması gerekirdi. Kimse kusura bakmasın... Polislik siyasi bir pozisyon alınacak bir görev değildir.


Ha ben illa süreçle alakalı siyasi bir mesaj vereceğim deniliyorsa, yapılması gereken memurluktan ayrılmaktır. Anca ondan sonra, Düşünceler Kamuoyuyla paylaşılabilir. Malum devlet memurluğunda siyaset yapma yasağı var.


Bu nedenle, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün o yanlışı yapan polisi görevden uzaklaştırıp soruşturma açması, son derece yerinde olmuştur.


Muhalefet yine Yanlış Yerde Durdu...


Burada yerinde olmayan konu ise şudur: Bu yanlış olay karşısında, muhalefetin yeterli tepkiyi göstermemesidir. Maalesef ülkemizdeki muhalefet partileri, işlerine geldiği şekilde hareket ediyorlar.


Diyelim ki, bir polis memuru Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İktidara, sokakta bağıra bağıra övgüler yağdırdı. Siz o zaman muhalefetin nasıl tepki gösterdiğini görürdünüz.


Dedim ya... Ülkemizdeki muhalefet partileri işlerine geldiği şekilde hareket ediyorlar. Bana muhalefetin bu yanlış olaya yeterli tepkiyi göstermemesini iki kelimeyle ifade et derseniz. Samimi değiller derim. Daha da bir şey demem...


Esasen bu samimiyetsizliği, belediye başkanları ve milletvekillerinin parti değiştirmelerinde de görüyoruz. Örneğin kendi partilerine gelenleri "demokrasi kahramanı" ilan ederlerken...


İktidar Partisine geçenleri ise yerden yere vuruyorlar. Halbuki doğru tektir. Bir şeyin sana ayrı bana ayrısı mı olur? Ama ülkemizdeki muhalefette oluyor işte...