Değerli okurlarım, son dönemde ülkemizde orta ölçekli depremlerin sayısı oldukça arttı. Ufağın biraz üstü sarsıntılarla, deprem adeta bize uyarı veriyor.
Kendi lisanından diyor ki, -"Siz Beni takmıyorsunuz ama ben sizi sizden daha iyi düşünüyorum". Birde, -"Siz Beni takmıyorsunuz ama ben hava kadar, su kadar gerçeğim".
Efendim Kim bu gerçeğe göre yapılarını hazırlarsa, işte o kendini ve sevdiklerini depremin kötü sonuçlarına karşı korumuş olur. Kim de depremin uyarılarına aldırmayıp, vaktini leylek gibi "lak lakla" geçirirse, olası bir büyük depremde onun sonunu düşünemiyorum.
Evet bugün Bayramın 2. günü... Dolayısıyla, yazının konusunu ağır bulanlar olabilir. Böyle düşünenlere yanlış yolda olduklarını ifade etmek isterim.
Hani Deprem Bayram tatili verse, bende sizlerin karşısına daha neşeli bir konuyla çıkardım. Maalesef ülkemiz önemli deprem fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu fay hatlarının da, her an büyük depremler üretme riski var.
Rahmetli Deprem Dede Ahmet Mete Işıkara, ömrünün büyük bir kısmını, "Deprem değil Binalar öldürür" diyerek geçirdi. Onun nasihatlarını dinleyen çocuklar, günümüzün olgun insanları olmak üzereler.
Onlardan beklenen de, Binalarını Deprem Dedenin nasihatına uygun yapmalarıdır. Aslına bakarsanız, ülkemizde Binaların boyaları ile parkelerine bakıldığı kadar, sağlamlıklarına da bakıldığı an, yapı stoğu önemli oranda sağlamlaştı demektir.
Umarım bu günler çok uzakta değildir.