Bilindiği üzere sömürgeciliğin amacı; kendileri dışındaki ülkelerin topraklarını ve o topraklar üzerinde yaşayan insanları egemenliğine alıp maddi ve manevi yararlar elde etmektir. Diğer deyimle kanlarını emip canlarına okumaktır! Bu sömürgeciler modern vampirlerdir!

Geçmişte güçlü devletler zayıf insanların ellerindeki zenginlik kaynaklarına konup yararlanmak için sistemli bir şekilde yayılmacılık politikalarını sürdürüp zavallı insanları hem zenginlik kaynaklarından yoksun bırakmışlar hem de köle yaparak keyif sürmüşlerdir. Bu konuda İngiltere’yi örnek verebiliriz. Dünyanın her tarafındaki güçsüz, bilgisiz, yoksul zavallıların başına çöreklenerek onları; “Emdikleri sütü burunlarından getirmiştir!” ve bu insanların sırtından dünyaya hükmederek yönetmişler. O kadar ki “Üzerinde güneş batmayan ülke!” sıfatını kendine yakıştırarak övüne gelmiştir! İster dünyanın doğusuna gidin, ister batısına; orada mutlaka bir İngiliz sömürgesi vardı. Hatta İngiltere’nin sömürge bakanlığı bile vardı!

Günümüzde bu büyük devletler (!) geri planda durup vekillerini ileri sürüp onların aracılığıyla çaktırmadan aynı sisteme devam ediyorlar. Günümüzde de İngiltere ve ABD gibi sömürgeciliğin başını çeken devletler “Kenarda durup ortadan yiyorlar!” ABD bu işi iyi yürütüyor ve dünyanın jandarmalığını üstlenip özellikle Orta Doğu’yu dizayn etmeye çalışıyor. Dillendirmese de uzaktan uzağa ve el altından Büyük Orta Doğu Projesi’ni (BOP) gerçekleştirmeye çalışıyor.

BOP’un gerçekleşmesi için siyonist İsrail’in sırtını sıvazlayarak amacına ulaşmaya çalışıyor. ABD, bunu şunun için yapıyor elbette: Petrol ve diğer zenginlik kaynaklarının musluklarını kendine doğru çevirtip semizlenmek istiyor. Bu yetmezmiş gibi devlet başkanları bizzat tahsilata çıkıp mangırları cebine dolduruyor. Bunlar yetmiyormuş gibi: ”Bu paraları sizi korumak için alıyorum.” deyip “zeytinyağı gibi üste çıkıp” kendini haklı çıkarmaya çalışması da cabası...

Bu, siyonizmin kendini sağlama alıp istediği biçimde “at oynatması” planından başka bir şey değildir.

ABD ve şımarık çocuğu “dünyanın horozu” olmuşlar kim sesini çıkarırsa ya da “Gözünün üzerinde kaşın var!“ derse hemen onun boğazına sarılıp “Sen misin bunu diyen!” ya da “Benim aleyhimde nasıl konuşursun!” deyip saldırıyor.

ABD ve diğer sömürgeciler, rahatlarını bozmadan maşalarını ortalığa salmışlar, ona buna saldırtıyorlar! ABD kurt olmuş, Orta Doğu’daki ülkelere: ”Ben seni yemek için bahane arıyorum, anlasana!” deyip şımarık çocuğunu kan gölü haline getirdiği Gazze’nin ve Filistin’in üzerine sürüyor! İslam ülkelerinin ve sözüm ona uygar, özgürlükten yana, insan hakları savunucuları devletlerin gıkı çıkmıyor! Korkudan İsrail’e -Türkiye’den başka - kimse: “Ateşin dumanı üzerine geliyor!” bile diyemiyor!

Türkiye’den başka Netanyahu’ya: “Sen zalimsin, soykırımcısın, çocuk katilisin, gücün ancak çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve bebeklere yetiyor!” diyemiyor!

Katar rüşvet verdiği halde yaranamadı, diğer bölge ülkeleri de tedirginlik ve korku içerisinde hafakanlı rüyalar görüp uykuları kaçmakta!

Ey halkı İslam olan ülkeler! Başınızı kuma gömmekten vazgeçip uyanın! Korkunun ecele faydası yoktur, bugün Gazze ve Filistin yarın siz! Aklını başınıza alın ve zalimden medet beklemeyin, hele hele koruyuculuk hiç beklemeyin! Çünkü ayıdan post, sömürgeciden dost olmaz!

Ey Müslümanlar! Çalışın, çabalayın ne yapabilirseniz yapın; yeter ki ekonomik ve teknik yönden güçlenin, güçlenin! “Herkes koşuyorken yol üzerinde yatılma!/Yoksa gelip geçenlerin ayakları altında ezilirsiniz!” (M.Akif Ersoy)