2018 yapımı Freaks, Zach Lipovsky ve Adam B. Stein’in ortak yönetmenliğinde çekilen bağımsız bir bilim kurgu-gerilim filmidir. Büyük bütçeli Hollywood yapımlarının dışında kalmasına rağmen, yaratıcı senaryosu, derin karakterleri ve atmosferik anlatımıyla dikkat çeker. Film, süper güçlere sahip insanların toplum tarafından tehdit olarak görülüp dışlandığı distopik bir dünyada, küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatılır.

Filmde yedi yaşındaki Chloe, dış dünya hakkında hiçbir şey bilmeden, babası tarafından bir evde saklanarak büyütülmektedir. Babası, Chloe'yi sürekli dışarıdaki insanların kendisini öldürmeye çalışacağı konusunda uyarır. Chloe'nin merakı arttıkça, dış dünyaya dair gerçekleri öğrenmeye başlar ve sahip olduğu doğaüstü güçlerinin farkına varır. Film ilerledikçe Chloe’nin ve ailesinin anormal: ucube olarak sınıflandırıldığı, hükümetin bu insanları tehdit olarak gördüğü bir dünyada yaşadığı anlaşılır.

Filmin ana teması toplumsal dışlanma ve paranoya üzerine kurgulanmıştır. Film, süper kahraman klişelerinden uzak durarak “özel” olmanın toplumsal bir bedel istediğini açıkça gösterir. Freaks evreninde güç sahibi, özel insanlar toplumdan dışlanmış, "tehlikeli yaratıklar" olarak damgalanmışlardır. Bu yönüyle film, gerçek hayattaki ötekileştirme, korku kültürü ve devlet gözetimi temalarını işler.

Filmdeki baba karakteri üzerinden, koruyucu refleks gösteren ebeveyn tutumunun çocuktaki karşılığına dikkat çekilir. Çocuk gözüyle paranoya, zalimlik, acımasızlık gibi görünün tutum, zamanla tehdit sınırları aşikar edilerek ortaya zor bir soru bırakılır. Baba/ebeveyn bir kurtarıcı mı yoksa zalim midir? Ayrıca çocuk gözüyle yetişkin korkularını izlemek, filme güçlü bir dramatik derinlik kazandırır.

Chloe’nin güçlerini keşfetme süreci, sadece bir süper kahraman hikâyesi değil aynı zamanda kimlik, aidiyet ve özgürlük arayışıdır. Filmdeki özgürlük ve kimlik kazanma süreci ütopik sınırda işlenmiş gibi görünse de gerçek dünyadaki çocuk, ergen tutumundan hiç de farklı değildir ve insanın kimliğini inşa sürecini anlatır.

Freaks, benzeri yapıtlara göre düşük bütçesine rağmen olağanüstü bir atmosfer kurmayı başarmaktadır. Filmin büyük kısmı bir evde geçmesine rağmen, dar alanlar içindeki gerilim ve belirsizlik çok başarılı bir şekilde aktarılır. Gerilim dozu, yavaş yavaş artan bilgiler ve karakter gelişimleriyle ustaca yükseltilir. Final bölümü ise görsel açıdan güçlü ve tatmin edicidir, heyecan ve merak öğesi film boyunca izleyiciyi ekran başında tutmaya yetmektedir.

Freaks ayrıca X-Men ya da Süpermen gibi filmlerden farklı olarak süper güçleri bir lanet gibi işler. Kahramanlar, kostümlü ve zafer dolu değil korkmuş, saklanan ve hayatta kalmaya çalışan bireylerdir. Bu da filme güçlü bir insanlık ve gerçekçilik katmanı ekler. Filmin metaforlarından bir de toplumun özel, güçlü, yetenekli, sıra dışı insanlara olan nefret ve tahammülsüzlüğünü göstermesidir. Toplum, kendisinden ayrı ve aykırı olan güçlü ve sıra dışı kimseye tahammül etmez. Toplumda yer almanın, kabul görmenin, var olmanın ön koşulu sıradan ve herkes gibi olmaktır. Toplum, farklı olana yaşam hakkı tanımaz, yok eder.

Freaks, klasik süper kahraman anlatılarına karşı alternatif bir anlatım sunar. Toplumun farklı olana karşı takındığı baskıcı ve korkutucu tutumu, küçük bir kızın gözünden anlatması filmi hem etkileyici hem de düşündürücü kılar. Film, yalnızca bir bilim kurgu değil aynı zamanda büyüme, bastırılmışlık ve özgürlük mücadelesi üzerine güçlü bir dramatik anlatıdır. Toplum, kitle ve özgünlük üzerine anlamlı bir yapım olmuş. Kendisini aykırı, farklı, sıra dışı, özgün hisseden herkese tavsiye ediyorum, şimdiden iyi seyirler…