Türkiye, bir kez daha adaletin terazisini tartan bir savaşın tam ortasında. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, hukukun kılıcını eline almış, kangren olmuş yaralara neşter vuruyor. Ama ne yazık ki, bu yiğit savcının karşısında, kirli elleriyle adaleti boğmaya çalışan bir avuç elit, bir avuç korkak, bir avuç şantajcı var.
Rezan Epözdemir soruşturması, bu memleketin adalet damarını kesmeye yeltenenlerin ipliğini pazara çıkarmış, maskelerini düşürmüştür.
Gürlek’in kalemi ve cesareti, bu ülkenin hukuk düzenini çürütmeye çalışanların korkulu rüyası oldu. Gürlek, sadece bir savcı değil, adaletin ta kendisidir. Onun soruşturmaları, muhalefetin “seyyar giyotin” çığırtkanlıklarına rağmen, hukukun üstünlüğünü haykırıyor. Peki, nedir bu Rezan Epözdemir meselesi? Rüşvet, FETÖ’ye yardım, siyasi ve askeri casusluk gibi ağır suçlamalarla gözaltına alınan bu avukat, neden bazılarının uykularını kaçırıyor? Neden cep telefonunun şifresini vermemek için direniyor? Kimleri koruyor, hangi kirli sırları saklıyor?
İşte burada, Ankara’nın karanlık koridorlarında, koltuklarına yapışmış, güç zehirlenmesi yaşayan bir avuç elitin telaşı başlıyor. Ve devletin en üst kademelerine sızmış onur yoksunu reziller, Gürlek’e baskı yaptıkları sosyal medyada ifşa oldu.
Bu utanmazlar, adaletin çarklarını durdurmak için her türlü iğrenç oyunu oynuyorlar. Ama bilmiyorlar ki, Akın Gürlek, bu iğrenç tezgâhların karşısında bir kale gibi duruyor. Çünkü arkasında milletin duası ve adalet umudu var.
Ey devlete ait koltuklardaki gücü kendine vehmeden kuklalar! Sizler, koltuklarınızın gölgesinde kurduğunuz derebeylik düzenini korumak için telaş içindesiniz, biliyoruz. Şantaj mı yapıyorsunuz, yoksa şantaja mı uğruyorsunuz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nı kuşatma altına almaya çalışan sizler, bu milletin adaletine ihanet ediyorsunuz. Sizler, Erdoğan’ın etrafını saran, onu yalnızlaştırmaya çalışan hainlersiniz. AK Parti’nin ruhunu sokaktan koparan, milletin duasını değil, kendi çıkarlarınızı düşünen sefil elitlersiniz.
Elinizi Akın Gürlek’in üzerinden çekin! Cesaretiniz varsa, adaletin önüne dikilmeyin. Korkaksınız, çünkü o telefonun şifresi açılırsa, kurduğunuz kirli düzenin çökeceğini biliyorsunuz. Akın Gürlek, bu korkaklara rağmen, hukukun gereğini yapıyor. Onun soruşturmaları, rüşvet çarkını, FETÖ’nün kirli ağlarını, casusluk tezgâhlarını ortaya çıkarmak için bir meşale gibi yanıyor. Bakırköy Adliyesi’nde bazı hâkim ve savcıların da bu soruşturmaya dâhil edilebileceği konuşuluyor. İşte bu, adaletin zaferidir!
Gürlek, “dokunulamaz” denen elitlere balyoz gibi iniyor. Bu memlekette adalet, bir avuç elitin oyuncağı değildir. Akın Gürlek, bu gerçeği haykırıyor. CHP’nin “seyyar giyotin” çığırtkanlığı, Özgür Özel’in hadsiz lafları, bu gerçeği değiştirmez. Gürlek, hukukun gereğini yaparken, muhalefetin de iktidar içindeki bazı hainlerin de maskesini düşürüyor. Onun cesareti, bu milletin adalet umududur.
Yiğit Başsavcı Akın Gürlek Bey! Bu millet, senin cesaretini görüyor. Sen, adaletin kalesisin. Senin kalemin, bu ülkenin kangren olmuş yaralarına neşter vuruyor. O kirli elitler, o şantajcılar, o koltuk sevdalıları, senin karşısında diz çökecek.
Rezan Epözdemir soruşturması, sadece bir başlangıç. Bu soruşturma, Türkiye’nin adalet savaşının dönüm noktası olacak. Ve sen, yiğit savcı Akın Gürlek, bu zaferin mimarı olacağından zerre kuşkum yok. Son sözüm, o elitist çeteye: Oturun oturduğunuz yerde! Milletin adaletine gölge düşürmeye kalkmayın. Bu millet, adaletin yanında; sizin kirli düzeniniz ise tarihin çöplüğüne gömülecek!
NOT: Bu yazı, Akın Gürlek’in cesaretine selam dururken, o iğrenç elitist çeteyi ve onların ağababalarını yerin dibine batırmak için kaleme alınmıştır.