Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla AK Parti Olağan Kongresi öne çekilerek 23 Şubat’ta yapılacak. Bu da haliyle beraberinde gerek AK Parti yönetiminde gerek ise kabinede bazı “değişimlerin” gerçekleşeceğinin sinyalini veriyor. Kongre öncesinde Sayın Erdoğan milletvekilleriyle bir araya gelerek şikayet, talep ve önerileri dinleyecek ardından parti ana yönetimi ile bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunacak. Kulisler şimdiden çok hareketli. Kongre sonrası hem Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) hem de Merkez Yönetim Kurulu (MKY) üyelerinde değişimler olacağı söyleniyor. Kabinede de bazı bakanlıkların değişeceği kulislerde konuşulmaya başlanmış durumda.

Öyle görünüyor ki Sayın Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacak ve önümüzdeki yıllarda belki de daha yakın bir zamanda genel seçimler yapılacak. Haliyle Sayın Erdoğan güçlü bir MKYK, MKY ve kabine ile seçimlere girerek tekrardan seçimleri kazanmak istiyor. Bu da Sayın Erdoğan’ın en doğal hakkı. Yıllarca emek verdiği partisini tekrardan iktidara taşımak istiyor. Doğrusu ben de kabinede bazı değişikliklerin olacağını en az birkaç bakanlığın değişeceğini düşünüyorum. Peki, bu değişim süreci içerisinde Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin de yer alır mı, MEB’de değişim yaşanır mı? Elbette bilmiyoruz, bunu sadece Sayın Erdoğan bilebilir. Yalnız çıkarımlarda bulunabiliriz.

Öncelikle şunu belirtelim; kamuoyunda, özellikle de muhalefet tarafında ve sosyal medyada çok güçlü bir Yusuf Tekin rahatsızlığı var. Milli Eğitim Baklanının değişmesini istiyorlar. Hepimiz hatırlıyoruz; Muhalefete paye vermeyi, onların taleplerini görmezden gelmeyi, söylemlerine cevap vermeyi bırakın hiç oralı olmadığı, kulak asmadığı için muhalefet aşırı derece rahatsız. Bakan Bey’in mevzuata uymayan Fransız okullarında ki tavrı, tutumu, yine Sayın Tekin’in ‘tarikat’ açıklaması başta olmak üzere adeta attığı her adımdan muhalefet rahatsızlık duyuyor ve bunun üzerine kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Sayın Tekin’in laiklik ile ilgili açıklamalarından da ana muhalefet rahatsız olmuş hatta suç duyurusunda bile bulunmuşlardı. Sayın Tekin’in bütçe konuşmalarında ki diyalogu hatırlıyorsunuz, değil mi? Yusuf Tekin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel teşekkür etmesi sonrasında muhalefet sesini yükseltmiş, tepkiler gelmiş ve bunun üzerine Sayın Tekin “Sayın vekil, biliyorum, keşke bizim de Recep Tayip Erdoğan gibi bir liderimiz olsa, hele şu konjonktür ortamında diye iç geçirdiğinizin farkındayım” demişti.

Özetle şöyle aktaralım; Sayın Tekin’in her söyleminden her eyleminden yaptığı her icraattan rahatsızlık duyan ve bunun üzerine kamuoyu ve sosyal medyada algı oluşturmaya çalışan bir muhalefet var. Bunun karşısında ise dik duran, cesur adımlar atan, korkusuz söylemlerde bulunan, sonu nereye varır diye düşünmeden kahramanca konuşan bir Milli Eğitim Bakanı var. Hatta belki de AK Parti döneminin en güçlü milli eğitim bakanı Sayın Yusuf Tekin’dir. Gerek bakanlıkta uzun yıllar müsteşarlık görevinde bulunması nedeni ile bakanlığın atmosferine, havasına, işleyişine hakim gerek ise kendi kişisel ajandasında eğitime dair yapmak istedikleri, gerek ise akademik camiadan gelen bir eğitimci olması nedeni ile MEB’i en iyi işletecek isimlerden biri ve Bakan olması çok isabetli.

Ben öyle inanıyorum ki kabinede yapılacak değişiklikler arasında Sayın Tekin yer almayacak ve bakanlık görevine devam edecek. Ama doğrusunu söylemek gerekirse Bakan yardımcılıklarında veya Genel Müdürlük, Daire başkanlıkları birimlerde Sayın Tekin inisiyatif alarak ciddi değişiklikler yapabilir. Şayet Sayın Tekin Bakanlık görevine devam ederse, Sayın Erdoğan’dan aldığı güçle ve rıza ile MEB’de devrim niteliğinde yeni adımlar atacağına ve seçimlere yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini güçlendirerek kamuoyunun takdirini toplayacak icraatlar gerçekleştireceğine, köklü reformlar ile eğitim camiası olmak üzere pek çok eğitim paydaşının sempatisini kazanacağına inanıyorum. Nitekim Sayın Tekin’de bu vizyon fazlasıyla var ve bu vizyona ayak uyduracak güçlü bir kadroyu kurabilecek güce de haiz.

Henüz müsteşar iken sözleşmeli öğretmenler ile yaptığı çalışmalar nedeni ile kamuoyunda algı oluşturularak yapılan tepkiler sonucu Haziran 2018’de “Yusuf Tekin’i doğru anlamak” başlıklı yazı yazmıştım. Yusuf Tekin’e dair bugüne dek yazdığım hiçbir yazım beni yanıltmadı. Sayın Tekin’in kabinede devam edeceğini düşünüyorum. Tüm engellemelere rağmen, umutla, daha güçlü yarınlara hem de…