Tüm dünyanın gözü önünde Filistin Halkı yok ediliyor. Dünyanın farklı ülkelerinde vicdan sahibi bazı liderler İsrail’e tepki gösteriyor ama ne yazık ki bu liderlerin yeterince gücü yok. İsrail’i asıl durdurabilecek güç sahibi liderlerin ise, vicdanı yok. Ancak hayat devam ediyor ve tarih, kimin ne yaptığını kaydediyor.
Gerçekten inanarak daha önce pek çok kez yazdığım bir hususu, burada tekrar edeceğim: ‘’Gelecek belirsizliklerle dolu olsa da bir gün mutlaka adaletten yana şekilleneceği kesindir.’’ İnsanlık tarihi, bu gerçeğin sayısız örnekleriyle doludur.
Bugün İsrail’in işlediği vahşete karşı adaletten yana tavır alanlar, yarının kazananlarıdır. Filistin’de işlenen vahşete destek verenler ve susanlar yarının kaybedenleridir. İktidarını kaybetme korkusuyla İsrail’e ses çıkarmayan bazı Arap liderleri aslında geleceklerini riske atıyorlar. Çünkü bir iktidar, halkının desteğine ne kadar sahipse ancak o kadar güvende olabilir.
Dolayısıyla bugün Arap liderleri, İsrail’e karşı net tavır alırlarsa, kendi halklarının gönlünde daha çok sevilecek ve daha çok saygı duyulacaklar. Zira sevgi ve saygı bir liderin, liderlik riskini sınırlandırma gücüne sahiptir.
Kaldıki İsrail, Filistin’in tümünü işgal edebilirse, bu defa diğer Arap topraklarını işgal etmeye çalışacaktır. Bunu bir öngörü olarak söylemiyoruz. Netanyahu’nun 1993 yılında ‘’İsrail’in dünyadaki yeri’’ isimli kitabında bizzat kendisi söylüyor.
Söz konusu kitapta Netanyahu, Araplardan nefret ettiğini ve İsrail’in güvenliği için tehdit olduğunu söylüyor. Arapları tehdit olarak tanımlıyor ki işlediği vahşeti meşrulaştırsın. İsrail’in bu işgalci tutumu sadece Filistin halkı için değil, tüm bölge ve Araplar için tehdit oluştururyor.
Dolayısıyla Araplar, Filistin’de işlenen vahşete karşı net tavır almadıkça itibarları zedeleriniyor. Nitekim Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Bahreyn Dışişleri Bakanları Pazar günü Ramallah'ta Mahmud Abbas ile görüşmeyi planlıyorlardı. Ancak İsrail, Ürdün dışişleri bakanlığı aracılığıyla Arap bakanların Ramallah’a girişine izin vermeyeceklerini bildirmiş! Sonra, Bakanlar ortak bir basın açıklaması yaparak İsrail’in uluslararası hukuku hiçe saymasını kınamış! Yahu İsrail, bir milleti komple yok ediyor, siz hâlâ hangi uluslararası hukuktan bahsediyorsunuz!
İsrail, ne uluslararası hukuku, ne kınamaları dikkate alır, Netanyahu ve şebekesinin dikkate alacağı tek şey, net tavır almak ve güçtür! İsrail’e karşı savaşmak istemiyorsanız bari net tavır alın! İbrahim anlaşmaları başta olmak üzere İsrail’le yapılmış tüm anlaşmalardan vazgeçtiğinizi açıklayın!
Daha önce Kolombiya, İsrail’in Filistin’de insanlığa karşı işlediği suç nedeniyle İsrail’e kömür ihracatını durdurmuştu. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Netanyahu ve şebekesinin Gazze'de işlediği katliamları gerekçe göstermişti.
Benzer bir tavrı İspanya Başbakanı Pedro Sanchez gösterdi. Pedro, İsrail'i kastederek, "Soykırımcı devletle ticaret yapmayız" dedi. Pedro’nun hem kendi vatandaşlarının nezdinde hem de ülkesinin dünyadaki itibarını arttı. Bari İspanya’yı örnek alın ve İsrail ile her türlü bağınızı kesin! Filistin için olmasa bile kendi güvenliğiniz buna mecbursunuz! Bizden söylemesi...