Netanyahu, “Barış çemberini genişleteceğiz” diyor. Bakalım daha nereye kadar genişletecek! Ardından Mısır’da yürütülen müzakerelerde İsrailli ve Katarlı yetkililerin sarmaş dolaş fotoğraflarını gördük.

Sonra Trump’ın damadı Jared Kushner ile Steve Witkoff da buraya kadar gelmişken Ağlama Duvarı’nda dua edelim demişler.

Netice de hepsinin yüzü gülüyordu. Yıllardır soykırım yapmış bir devletin heyecanı da görülmeye değerdi!

Hiç şüphesiz bir saatliğine bile olsa Gazze’de kanın durması hepimizi mutlu eder. Vicdanı olan bir insan evladı için bundan daha ala bir gelişme olabilir mi?

Düşünün 360 kilometrekarelik alanda 2,3 milyon insan yaşam mücadelesi veriyor. Bu topraklarda 20 binden fazlası çocuk olmak üzere 67 bin Filistinli hayatını kaybetti.

Yıkılan evler, okullar, hastaneler… Tam bir hayalet şehre dönüştü Gazze. Çocuklar gıdasızlıktan ölüyor.

Buna sebep olan İsrail’in yüzü gülüyor! Ve meşru bir devletmiş gibi kabul görüyor. Kimse yaptıklarının bedelini ödeyeceksin demiyor.

Netanyahu’nun uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması için henüz bir girişim de başlatılmadı.

Anlaşmanın detaylarına baktığımızda bırakın yargılanmayı ateşkesi yarıda kesip soykırıma yeniden başlayacağına dair birçok işaret var.

Rehine takasından sonra İsrail, Gazze Şeridi'nin yüzde 70'inden çekilecek. Bu bile ateşkesin henüz tam olarak tamamlanmamış olduğunu gösteriyor.

Hamas, bir terör örgütü olarak görülüyor oysa Hamas, vatanı için savaşan bir örgüttür. Öyle görüldüğü için Gazze’nin teknokrat bir Filistin komitesi tarafından yönetilecek olması düşünülüyor.

Komiteyi Trump'ın başkanlığında Tony Blair'in de yer alacağı bir Barış Konseyi yürütecek. Bunun Trump-Kral Charles görüşmesinden sonra tertiplendiğini düşünürsek; Amerika, bölgeyi İngilizlerle ortak yönetmeyi planlıyor.

Kendisi de Pasifik’e yoğunlaşmak istiyor. O yüzdedir ki hemen Çin’e yüzde yüz gümrük vergisi koydu. Esasen orada olan biten budur.

Bizim medya, biraz daha zorlasa ve utanmasa İsrail’i tebrik edecek. Tartışma programlarına epeydir izlemediğim için bilemiyorum belki de satır aralarında heyecanını gizleyememiş bir uzman çıkmış olabilir.

Her neyse, Tavistock Enstitüsü tarafından kontrol edilen medya bize her zaman duymak istediklerinizi söyler. Ve barış kisvesi altında size magazin bilgiler verir.

Şimdi size başka bir gerçeği ifade edeyim;

Bilindiği gibi Gazze Şeridi kıyılarının yaklaşık 20 deniz mili açıklarında 500 milyar dolar değerinde doğal gaz ve petrol rezervleri bulunmaktadır.

Evet, meselenin teolojik eksenli bir yayılma boyutu da var. Ancak enerji ve para boyutu da yabana atılmamalı.

Bu yüzden İsrail, Amerika ve İngiltere, Gazze'nin tüm deniz açık deniz gaz rezervlerine çökmek istiyor.

Doğu Akdeniz’deki Leviathan doğal gaz sahası Aralık 2010'da keşfedildi. İsrail bunların kendi hazinesi olduğunu iddia ediyor. Oysa denizdeki zenginliğin yalnızca küçük bir kısmı harita olarak İsrail'in yetki alanında bulunuyor.

Ve henüz keşfedilmemiş pek çok yer var. Şu anda en büyük keşifler Filistin'deki Gazze ve Batı Şeria'da yapılıyor.

Gazze kıyısının yaklaşık 30 kilometre (19 mil) batısında yer alan saha, 2000 yılında British Gas tarafından keşfedilmişti. (BG Group) ve 1 trilyon fit küpten fazla doğal gaz içerdiği tahmin ediliyor.

Malumunuz İsrail Başbakanı Netanyahu ve Mısır devlet başkanı Sisi WEF tarafından övülen isimlerdir. Haziran 2023'te Netanyahu, Mısır devlet şirketi EGAS'a Gazze açıklarındaki gaz sahasını geliştirme sözü vermişti.

Kısacası meseleye biraz da bu çerçeveden bakalım diyorum.