0
Bazı insanlar vardır, içlerinde büyük bir boşluk duygusu taşırlar. Bu insanlar bu duyguyla yaşamanın vermiş olduğu büyük sıkıntıyı her yere yansıtırlar. Hayatları derin boşluğun vermiş olduğu ürpertiden daha fazlası değildir. Her an, her vakit yeni bir huzursuzluğun habercisidir adeta. Ne yazık, yapılan her iş yaşanan derin boşluğun yarattığı değersizlik duygusundan daha ileriye geçemez. Yaşanan boşluk duygusunun yanı sıra, değersizlik hissi, mutsuzluk ve endişe hali ve hayatın her alanına sireyet eder.
Bazı insanlar vardır, büyük kalabalıkların içinde yaşarlar ve yapayanlızdırlar. Büyük kalabalıkların içinde bireyin kendisİni yalnız hissetmesine, patalojik yanlızlık denmektedir. Bu durum zaman zaman herkesin hissedebileceği bir duygudur. Fakat bazen bazı kimselerce yanlızlık duygusu ve düşüncesi yoğun bir şekilde ve çok uzun bir süre hissedilebilmektedir. Bu durum depresif bir durumun habercisi olabilir. Bu şartlarda olan bir kişi ruh dünyasında belli nedenlerden dolayı bir takım sıkıntılar yaşıyor olabilir. Bu kişi gerçekten yalnız kalmış ta olabilir. Sonuç olarak yanlız olduğunu çok yoğun düşünen bir kişiye yakın çevresinden ve ailesinden sosyal destek alması ve bir sağlık kuruluşundan yardım alması önerilmektedir. Çünkü bu duyguyu yoğun hissetmek ve geçici bir süre bu duygu ile başbaşa kalmak insanın kendisine zarar verebilir. Bu şartlar altında kişi kendisini yanlız hissettiği için daha fazla içine kapanmakta ve hüzünlü bir duygu halini sürdürmektedir.
Birde bu yanlızlık duygusunun oluşturduğu derin boşluk duygusu ile başetme gücü bulamayan kişiler vardır. Bu durumda olan kişiler, hayatlarının ilk dönemlerinden beri kendilerini hep yalnız hissetmektedirler. Bu kişiler, bir çok insandan yakınlık görmelerine rağmen, her zaman yalnız oldukları fikrine kapılırlar. Bu fikir, bu gibi kişilerin düşüncelerini, davranışalarını bir hayli olumsuz yönde etkiler. Kendilerine yakınlık gösteren insanlara karşı kendilerini her zaman aciz hissederler. Bu acziyet halini belli etmemek için, kendilerine yakınlık ve sıcaklık gösteren kişlere karşı sürekli saldırgan bir tutum içindedirler. Hem kendilerine, hem de çevrelerine zarar veren davranışlarda bulunurlar.
Özellikle bu kişiler sürekli yalnızlıktan şikayet etmelerine karşılık, kendilerine gösterilen yakın ilgiden hoşlanmama hali, ilişki kurmaktan rahatsızlık yaşamaktadırlar.İlişki ve iletişim kurarken sürekli kaygan bir zeminde yaşıyor hissine sahiptirler. Sürekli bir şeyleri kayıp endişeleri yaşamaları, ilişkiye yatırımlarının olmayışından kaynaklanmaktadır.İçlerinde derin bir boşluk duygusu taşıyan kimseler, sürekli yakın ilişkide oldukları kişilerin varlığını ve onların kendilerine duydukları ilgiyi ve bu ilgiden doğan teması kaybetme korkusu, endişesi taşırlar. Dolayısı ile yaşadıkları ilişkiyi özümseyerek yaşama şansı bulamazlar. Kısacası bir ilişki yaşayamazlar. Bu kayıp korkusu ve kayıp endişesi kişilerin kendi iç dünyalarında hissettikleri derin boşluk duygusundan kaynaklana gelmektedir. Derin boşluk duygusu da kişinin kendisi ile hayatının ilk evrelerinde sağlıklı bir ilişki kurulmamasından, kendisini sıcak bir ilgi ortamında bulmadığından kaynaklanmaktadır.