Müslümanların dünyasında sıkıntı var. Kardeşliğimizde sıkıntı var. Bu sıkıntı tavrımıza, ilişkilerimize ve hayatın her alanına kadar yansıyor.
Bozulmanın kaynağı kalp. Kalp inancın, düşünce ve imanın, hayatın ve duygunun merkezi. Kalp bozulunca bütün organlar bozuluyor. Düzelince insan düzeliyor. İnsan düzelince de dünya düzeliyor.
Müslüman dünyasının parçalanmışlığın sebebi kalp bozukluğu. Aynı bedende ve aynı ruhta değiliz. Beden var, ruh yok. Davada yoldaş olmayınca, yolda da arkadaş olamıyorsun. Kardeşini yüzüstü bırakıyorsun. Bizim de şahitliğimiz bu yöndedir.
Filistin’de yangın var ve bu yangın nerdeyse evimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yangını söndüremezsek eğer, dünyanın hiç bir yerinde güvende olmayız. Birlik olmak, kardeş olmak zorundayız. Bize yeni bir kalp güçlü bir yürek gerek. Yahudiyi ancak güçle durdurabiliriz.
Bir dönem, TRT’de Yedi Güzel Adam dizisi ekranlara gelmişti. Şu satırlar oradan:
“…Şehirlerden kasabalara, kasabalardan köylere, köylerden ahırlara ve hatta sayfa sayfa, cilt cilt, cüz cüz toprağın altına gömülen: İslam! Kalbimiz, ruhumuz…
Beyler!
Bizim kalbimizi yeniden toprağın altından çıkarmamız gerek. Ve köylerden kasabalara, kasabalardan şehirlere, İstanbul’dan Kudüs’e, Şam’dan Saraybosna’ya kadar toprağın altından üstüne taşımazsak o kalbi, Aytmatov’un Mankurtlarından bir farkımız kalmaz! Hep, her zaman ve asla, bir kalbimiz olmayacak!
Ve şimdi, o kalbi toprağın altından çıkarıp tekrar hayat vermek zamanıdır.”
Şu cümleyle devam edelim. Kurt kuzuyu yerken sessiz ve tarafsız kalmak kurda yardım etmektir. İsrail, pusuda bekliyor.
Tehlike gelip kapımıza dayanmışken, hala aklımız ve kalbimiz bir değil. Aynı istikamette değiliz. Ayrı gayrı düşünüyoruz. Ortadoğu’daki rejimler, Ürdün gibi ülkeler İsrail safında yer alıyor, işbirlikçi.
Allah Teala, “Ancak iman edenler kardeştir…” (Hucurat suresi, 10. Ayet) Hz. Peygamber, “Mümin, müminin kardeşidir.” buyuruyorlar. Mesaj gayet net ve kesin: Kardeşini savunmak senin yaşaman, istikbalin ve istiklalin için şart.
Hala katil ve cani İsrail’in katliamlarına karşı lal olanlar, başını kuma gömerek üç maymunu oynayanlar, kardeşi Yusuf’u götürüp kuyuya atan kardeşleri rolündedirler.
Ya da şu..
Kar, zarar hesabı yapan, kardeşi Habil’i öldüren Kabil rolünde. Kardeşlikte kar zarar hesabı yapılır mı? Yapılmaz.
Kendimi şöyle teselli etmeye çalışıyorum. Burası dünya. İmtihandayız ve bunun için burdayız. Herkesin bir imtihanı var. Yani vefasızlık da bir imtihan, vefalı olmakta bir imtihan. Mümin kimse vefalı olan, kardeşlerine sahip çıkan kimsedir.
Ne yazık ki, iki milyar müslümanın, iki milyon kardeşine sahip çıkamadığı bir gerçeği yaşıyoruz. Eğer kendimizi düzeltmezsek yarın, Allah huzurunda imtihanımız zor ve ağır olacaktır.
Bazen şu soruyu soruyorum..
Zalime karşı suskunluk ve tepkisizlik, cenneti bu dünyada arayanların tavrı mıdır? Şahit olduklarımız şeylere göre evet.
Şu cümle ile bitirelim. Kardeşini savunmak imanımızın gereğidir.