0
Çocukluk aşkı deyip geçmemek gerekir. Çocuklar belli dönemlerde aşık olmayı, sevmeyi başka türlü bir boyutuyla yaşarlar. Herkesin düşleminde bir aşk veya sevgi nesnesi vardır. Bu sevgi nesnesi çocuk tarafından özlenir olmalıdır. Çocukların küçük yaşlarda geliştirdikleri aşk ve yoğun sevgi gibi duygularını karşı cinsten olan ebeveynlerine yansıtmaları doğaldır. Bu şekilde sağlıklı bir özdeşim kurmaya başlarlar. Sağlıklı özdeşimin gelişmesi için her bireyin önünde sağlıklı bir ebeveyn portresi olmalıdır. Sağlıklı özdeşimin temelleri ilk olarak aile bireyleri içerisinde atılır. Erkek çocuk erkek olmayı babasından veya en yakınındaki erkek bireyden, bir kız çocuğu da zaman içerisinde kadın olmayı annesi veya en yakınındaki kadın bireyden kazanır. Nasıl mı? İşte ilk aşk...
Özdeşleşmenin oluşması için çocukta çocuğa özgü yoğun bir sevginin karşı cinsten olan ebeynine oluşması gerekmektedir. Bu yoğun sevginin adı aşkdır. Bu duygu sayesinde bireyler sağlıklı bir şekilde erkek veya dişi olmayı öğrenmektedirler. Erkek çocuklarında ilk aşk anneye karşı hissedilir. Kız çocuklarında ise bu durum aksi yöndedir. Kızlar ilk defasında babalarına yoğun bir ilgi duymaktadırlar. Kız çocukları için ilk aşk nesnesi babadır. Bu dönemin tekabül ettiği yaş aralığı ise 3,5 ile 5 yaş arasıdır. Bu dönem zarfında çocukların bu yoğun duyguları karşı cinsten olan ebeneyne yönlenirken, öfke duyguları ve rekabet etme durumları da hemcinsi olan ebeveynine doğru yönelmeketedir. Bu yaş aralığında olan kız çocukları genellikle gelin olmaktan, ve büyüdüklerinde babaları ile evlenmekten bahseden düşlemler içerisindedirler. Bu yaş aralığında yer alan erkek çocukarı da, büyüdüklerinde anneleri ile evlenme düşlemi kurarken, oyunlarında baba olmak yada baba gibi olmaya dair düşlemler içerisinde hareket etmektedirler.
3,5 ile 5 yaş aralığında çocukların hem cinslerine yoğun bir öfke, karşı cinslerlne ise yoğun bir ilgi ve sevgi duymaktadırlar. Bir erkek çocuğu annesine karşı yoğun bir sevgi beslerken babası ile de bir tür rekabet içerisine girmektedir. Bu rekabet zaman zaman babaların, erkek çocukları ile olan ilişkilerini de etkilemektedir. Çünkü kendileri ile rekabet etmeye çalışan küçük çocuklarının yaptığı eylemlerden dolayı öfkeye kapılabilmektedirler. Halbuki babalar bu sayede erkek çocuklarına "kendileri ile rekabet eden birisine karşı öfke duymayı" da öğretmektedirler. Bu karmaşık duygular içerisinde erkek çocukları annelerinin gözüne girmek, ve babalarını annelerinin hayatlarından egale etmek için çeşitli oyun ve eylemlere baş vururlar. Babanın parfümünü sıkmaktan tutunda, babanın elbiselerini denemeye çalışmak, baba gibi konuşmak, trafikte giderken baba gibi kızmak, argo kelimeler kullnamka bu döneme has davranış şekilleridir.
Kızlar ise 3,5-ile 5 yaş arası dönemde konumlarını annelerini kendilerine rakip olarak seçerek belirlemektedirler. Anneyle sık sık çatışırken, annesinin topuku ayakkabılarını giyinirken, makyaj malzemeleri ile suratını gelişi güzel boyamış halde, annesinin parfümünü sıkarken bulmak çok sık rastlanılan bir durumdur. Bu zaman dilimimde kız çocukları feminiteyi öğrenmektedirler. Feminen davranmayı annesi ile rekabet ederek, babası tarafından da takdir ve beğeni toplayabilme düşüncesi ile öğrenmektedirler.