17. yüzyıl sonları ile 18. yüzyıl başları Batı Avrupa’da oryantalizmin bilimsel temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu süreçte İslam coğrafyasına, kutsal kitaplara ve doğu dillerine yönelik artan ilgi özellikle Protestan üniversitelerinde çok yönlü çalışmaların önünü açmıştır. Bu dönemin en önemli isimlerinden biri olan Hadriani Relandi (Adriaan Reland), 1714’te yayımladığı Palaestina ex Monumentis Veteribus Illustrata adlı eseriyle, Filistin topraklarının tarihsel, coğrafi ve demografik yapısını sistematik biçimde incelemiştir. Reland’ın bu eseri yalnızca akademik değer taşıyan bir coğrafya çalışması değil; aynı zamanda günümüzdeki Filistin meselesinin tarihsel bağlamına ışık tutan nadir kaynaklardan biridir.

Hadriani Relandi ve Bilimsel Arka Planı

Hadriani Relandi, 1676 yılında Hollanda’da doğmuştur. Latinceden İbraniceye, Arapçadan Farsçaya kadar birçok dile hâkim olan Reland, Utrecht Üniversitesi’nde doğu dilleri, teoloji ve coğrafya üzerine dersler vermiştir. Yahudi kutsal metinlerine, Kur’an’a ve İslamî kaynaklara derin bir ilgi duymuş, bu kaynakları özgün dillerinden incelemiştir. Palaestina adlı eseri bu çok dilli bilimsel arka planın ürünüdür.

Reland, Filistin’e bizzat gitmemiştir; ancak klasik metinlerden, seyyahların raporlarından ve bölgeye dair yazılmış Arapça, İbranice kaynaklardan derlediği bilgilerle bölgeyi adeta haritalamıştır. Bu nedenle eseri, saha temelli değil; metin temelli ama güvenilir ve çok katmanlı bir coğrafi-anlatıdır.

Palaestina ex Monumentis

Eser, Filistin topraklarını üç ana bölgeye ayırır: Galile, Samiriye ve Yehuda. Her bir bölgede yer alan 250’yi aşkın yerleşim yeri alfabetik sırayla tanıtılır. Bu yerleşimler hakkında; antik adları, o dönemde kullanılan Arapça karşılıkları, halkların etnik ve dinî yapıları, ziyaretgâhlar ve türbeler ve kutsal mekânların harita üzerindeki yerleri tek tek değerlendirilmiştir.

Reland’ın temel yöntemi antik kaynaklarla çağdaş halk dilini karşılaştırarak bir tür süreklilik çizelgesi oluşturmaktır. Yerleşim yerlerinin Arapça adları, eski Grekçe ve İbranice isimlerle eşleştirilir. Bu süreçte Reland, sadece Batı kaynaklarını değil; İslam coğrafyacılarını ve Arap seyyahları da ciddiyetle kaynak olarak kullanmıştır.

Filistin’in Demografik Yapısı: Müslüman Arap Çoğunluk

Reland’ın en çok alıntılanan tespiti 18. yüzyıl başında Filistin’in ezici çoğunlukla Müslüman Araplar tarafından meskûn olduğudur. Yerleşimlerin çoğunda Hristiyan nüfus azınlıktadır; Yahudi nüfus ise neredeyse yok denecek kadar azdır. Nablus, Gazze, Kudüs, Hebron gibi şehirlerde yerel halkın dili Arapçadır ve sosyal hayat İslamî gelenekler etrafında şekillenmiştir. Reland, bu durumu şu cümleyle özetler:

“İncolarum maxima pars Arabes Mahometani sunt; Christiani pauci sunt, Judæi rari.”
(“Halkın büyük çoğunluğu Müslüman Araplardır; Hristiyanlar az, Yahudiler ise nadirdir.”)

Bu ifade, günümüzde sıkça dile getirilen “Filistin toprakları boştu” veya “kadim Yahudi yurduydu” şeklindeki politik iddiaları çürüten tarihsel verilerden biridir. Reland’ın verileri hem yerel halkın varlığını hem de bu halkın tarihsel ve kültürel sürekliliğini teyit etmektedir.

Dilsel Süreklilik ve Arap Coğrafyasının Kalıcılığı

Reland’ın bir diğer önemli katkısı yer adlarının dilsel sürekliliği üzerine yaptığı çalışmalardır. Antik isimlerin halk arasında hâlâ kullanılıyor oluşu, bölgenin kültürel kimliğinin değişmediğini gösterir. Örnekler: Bethlehem; Beit Lahm, Hebron; El-Halil, Gaza; Gazzah ve Nazareth; Nasira.  Bu durum, Arap halklarının bu topraklarda yalnızca sonradan gelen bir topluluk olmadığını; bilakis binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin taşıyıcısı olduklarını gösterir. Reland’ın dilbilimsel duyarlılığı modern dönem milliyetçi tarih yazımlarında ihmal edilen bu gerçekliğin akademik kanıtıdır.

Relandi’nin Tespitlerinin Modern Önemi

Reland’ın kitabı, bugün yalnızca oryantalist tarih açısından değil, aynı zamanda siyasi söylemler açısından da büyük önem taşır. Filistin’in Yahudilere ait “kadim bir vatan” olduğu iddiası özellikle 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Siyonist hareketin temel argümanlarından biridir. Bu iddiayı destekleyen birçok uydurma ya da spekülatif belgeye karşın Reland gibi tarafsız akademik gözlemciler Filistin’in Arap kimliğini ve Müslüman çoğunluğunu açık biçimde ortaya koymuştur.

Özellikle 1948’de gerçekleşen Nakba (Büyük Felaket) sonrası Filistin’in demografik yapısının değişime uğratılması bu tarihî gerçekliğin silinmesine yönelik bir çaba olarak okunabilir. Reland’ın eseri bu tür anlatıların dışında Avrupalı bir oryantalistin kendi çağındaki nesnel gözlemlerine dayanan bir tanıklıktır.

Sonuç

Hadriani Relandi’nin Palaestina ex Monumentis Veteribus Illustrata adlı eseri yalnızca tarihsel bir coğrafya kitabı değil; aynı zamanda modern Filistin’in meşruiyetini bilimsel temelde ortaya koyan bir belgedir. Antik kaynaklara, halk diline, haritalara ve demografik gözlemlere dayanan bu çalışma Filistin topraklarının Müslüman Arap halklar tarafından kadimden beri iskan edildiğini açıkça göstermektedir.

Bu çalışma, günümüzde de tarihsel gerçekliği savunmak isteyen araştırmacılar ve Filistin meselesine derinlikli yaklaşmak isteyen akademisyenler için temel başvuru kaynaklarından biri olmaya devam etmektedir.

Kaynakça

  • Reland, H. (1714). Palaestina ex Monumentis Veteribus Illustrata. Utrecht: Willem Broedelet.
  • Masalha, N. (2012). The Palestine Nakba: Decolonising History, Narrating the Subaltern, Reclaiming Memory. Zed Books.
  • Pappe, I. (2006). The Ethnic Cleansing of Palestine. Oneworld Publications.