Kıymetli okurlarım, zaman zaman internet ortamında, ülkemizden yurt dışına "dizi ihracatı" yapıldığı yönündeki haberlere rast geliyorum.
Bu haberlerde de, yapılan ihracatın neticesinde milyonlarca dolar kazanıldığı belirtiliyor. Hatta, bizim dizilere rağbet çoğu ülke dizilerinin önündeymiş.
Şimdi bu satırları okuyunca, -"Ne kadar güzel işte" dediniz değil mi? Hayır efendim... Ülkemizdeki dizi sektöründe yaşanan bu gelişmeler hiç de güzel değil...
Ha Türk Aile Yapısının o güzelliklerinin konu edildiği yapımlarla; tarihimizin ihtişamının ekrana yansıtıldığı diziler yurt dışına gönderiliyorsa, "sorun yok" diyeceğim de...
Ama sizde biliyorsunuz ki, ülkemizde böyle dizilerin sayısı çok az... Her nedense, yapımcılar bizden diyebileceğimiz yapıtlara pek imza atmıyorlar...
Nerede karışık kuruşuk ilişkilerin işlendiği senaryolar varsa, onları dizileştiriyorlar. Allah aşkına söyleyin... Dizilerdeki aile yapıları kaçınızın aile yapısına uyuyor?
O yüzden, Radyo Televizyon Üst Kurulunun bu konuya esaslı bir el atması gerekiyor. İçinde bulunduğumuz Aile Yılında bu olmazsa olmazdır.
Eğer RTÜK işleyişinde incelemeler şikayetle başlatılıyorsa, buradan o şikayeti ben yapıyorum. Hem de bütün diziler içindir o şikayetim... Gelin bütün dizileri inceleyin de, ak kara ortaya çıkıversin...
İnsan mevcut duruma gerçekten üzülüyor... Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanımız Geleneksel Aile Yapısını korumak için yoğun bir mesai harcıyor. Ayrıca, Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı bu uğurda birçok proje geliştiriyor.
Lakin tv ekranlarındaki diziler, o emeklerin üzerine adeta atom bombası gibi düşüyor. Bu Toplumu dizilerin tahribatından koruyacak tek kurum vardır. O da: RTÜK tür.
Unutulmasın ki... Her şey para demek değildir. Hem hayatta vebal denen ağır bir yük de vardır.