Son haftalarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde düşen Rus menşeli İHA/SİHA parçaları, kamuoyunda “tesadüf mü, mesaj mı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Resmî açıklamalarda genellikle “kontrolden çıkan araç”, “elektronik arıza” ya da “sürüklenme” gibi teknik gerekçeler öne çıkıyor. Ancak mesele yalnızca teknik bir hata zinciri olarak okunursa, büyük resmi ıskalama riski ortaya çıkar.
Zira Rusya gibi merkezî kontrolü yüksek, komşusu Ukrayna ile 4 yıla yakın bir süredir savaşta olan, askerî disiplin ve komuta-kontrol zinciri katı bir uygulamaya sahip ülkede, silahlı ya da keşif amaçlı hava araçlarının ardı ardına başka bir ülkenin topraklarına düşmesi sıradan bir olay değildir.
Teknik Arıza Açıklaması Nereye Kadar?
Modern Rus İHA/SİHA’ları;
· Atalet + GPS + GLONASS destekli seyrüsefer sistemlerine,
· Önceden tanımlanmış fail-safe (emniyet dönüş) protokollerine,
· Uzun menzilli link kesilse dahi görev iptali senaryolarına sahiptir.
Bu sistemlere sahip platformların defalarca Türkiye hava sahasına sürüklenmesi, “basit arıza” gerekçelerini zayıflatmaktadır. Hele ki bu düşüşlerin, Türkiye’nin Suriye, Karadeniz ve Kafkasya merkezli diplomatik hamlelerinin yoğunlaştığı dönemlere denk gelmesi, dikkat çekicidir.
Moskova’nın Dili: Açık Tehdit Değil, Kontrollü Hatırlatma
Rusya, Türkiye ile ilişkilerinde nadiren doğrudan tehdit dilini kullanır. Bunun yerine;
§ Saha üzerinden mesaj verir,
§ Gri alanları kullanır,
§ Diplomatik söylem ile askerî pratiği bilinçli biçimde ayrıştırır.
Türkiye’ye düşen İHA/SİHA’lar da bu bağlamda okunmalıdır. Bu olaylar, Moskova açısından:
ü “Sahadayım” deme biçimi,
ü “Etkimi unutma” hatırlatması,
ü “Dengeyi bozma” uyarısıdır.
ü Ne açık bir saldırıdır,
ü Ne de tamamen masum bir kazadır.
Türkiye’ye Verilen Zımnî Mesaj Ne?
Bu düşüşlerin arka planında üç temel başlık öne çıkıyor:
a. Suriye Dosyası: Türkiye’nin kuzey Suriye’de artan askerî ve istihbarî etkinliği, Rusya’nın mutlak kontrol algısını zorlamaktadır.
b. Karadeniz ve Ukrayna Dengesi: Montrö’nün titizlikle uygulanması ve Türkiye’nin denge politikası, Moskova için vazgeçilmezdir; ancak aynı zamanda yakından izlenmektedir.
c. Türk Savunma Sanayii ve İHA Gücü: Türkiye’nin sahada oyun kurucu hâle gelmesi, Rusya açısından yalnızca bir müttefik değil, potansiyel rakip gerçeğini de beraberinde getirmiştir.
Ankara Ne Yapmalı?
Türkiye bu tür olaylara karşı ne aşırı reaksiyon vermeli ne de hafife almalıdır.
Doğru yaklaşım şudur:
v Olayları sessiz ama çok yönlü ve çok katmanlı biçimde analiz etmek,
v Elektronik harp, hava savunma ve istihbarat boyutunu eş zamanlı çalıştırmak,
v Diplomatik kanallarda ise, mesajı alıp almadığını belli eden kontrollü duruş sergilemek.
Çünkü bu tür vakalar, gelecekte daha sert sinyallerin provası olabilir.
Vel Hasıl Kelam;
o Türkiye’ye düşen Rus İHA/SİHA’ları birer metal yığını değildir.
o Onlar, gökyüzünden bırakılmış cümlelerdir.
Okumasını bilen için bu cümle şudur:
“Sahadayım, seni izliyorum ve dengeyi unutma.”
Türkiye ise bu dili iyi bilir. Ve gerektiğinde, cevabını da sahada verir.
Ali COŞAR
Askeri Stratejist – İstanbul / 25.12.2025