0

Son dört yılda, küffara gönül bağı olanlar ve küffarın ta kendisi bu cennet vatana neler yaşattı… Meğer hainlerin Allahtan korkması ne kadar zormuş. Paşa paşa şeytana kul olmuşlar, menfaat için yaşıyorlar ve öyle rahatlıkla alçaklık yapıyorlar ki…

Haçlı alçaklar Kayseri'de puştluğa bir yenisini daha ekledi; patlayan bomba ile 14 şehit, 56 yaralı. Milletimize geçmiş olsun. Ne diyelim? İnşallah küffar içinde patlayan bombalar çok olsun. Can yakan haçlıların canı yansın, onlara alet olanların Allah belasını versin.

Bir olmalıyız; kainatın sahibi bir. Bir olmalıyız; bizi yaradan bir, hesap günü bir, altına gireceğimiz toprak bir… Bir olmalıyız; vatan bir, bayrak bir, aldığımız nefes bir… Bir olmalıyız; şeytan bir, küfür bir, İslam karşısında kahpeler bir… Bir olmalıyız; ömür kısa, kazanılması gerekenler çok, zaman - ömür ise çok çabuk geçiyor… Bir olmalıyız; oyunlar büyük, tuzaklar büyük, vahşete harcanan sermaye büyük… Bir olmalıyız; mazlumlar eziliyor, acılar ve açlık çocukları büyümeden ihtiyar ediyor… Bir olmalıyız; dökülen kanlar çok, gözyaşları çok, elinden tutulması gereken insanlar çok…

Ölümü öldürmüş, ecel gibi sorunun yok ve önünde açılacak bir kabir kapısı yok ise bir olma! Sadece menfaatin için, miden için yaşıyorsan bir olma! Hayırlı evlat, duyarlı vatandaş olmak istemiyorsan, Suriyeli gibi vatansız yaşamak istiyorsan bir olma! Ahlakın yok, Allah'a kul değil, şeytana, paraya kul isen, sadece menfaatin için yaşıyorsan bir olma çünkü sen bulunduğun yerde birliği düzeni bozarsın!

Evet, "Küfür tek millettir" Küffar değişik milletlerden olduğu halde, ehli imanın boğazına çökmek için birliği elde ediyorlar... Bu bile bize ders olmalı. Bütün devirlerde olduğu gibi şimdide birliliğe, uhuvvete ihtiyacımız var. Şeytanın safında olanların kazanmasına engel olmak için, iman safında sıkı sıkıya durmalıyız… Camide de saflar sık değil, hayatta da! Gelin safları sıklaştıralım hem camide hem kardeşlikte öyle bir omuz omuza verelim ki şeytanlar sızmasın ve bizi kasırgalar, tufanlar yıkmasın... Biz ki camide ve kardeşlikte safları sık tuttuğumuzda, zaferlerin tozunu atıyorduk… Tarih, kılıç-kalkan sesi ile elde edilen zaferlerle şenleniyordu… Şimdi yine saflarımızın sıkılığı ile uhuvvetimiz, patlayan bombalara inat patlayan kardeşliğimiz bu alçak küffara haddini bildirecek inşallah! Az zındıka birlik olmaktan dolayı kazanıyor, bizi ise birlik olmakla elde edeceğimiz zaferler bekliyor. Şeytana inat bir olma ve şanlı geçmişi yeniden yaşatma zamanı!

Son sözü Bediüzzaman'a bırakıyorum. "Bu zaman, ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil. Zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı manevî hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için, bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini o havuza atmaktır ve eritmek gerektir. Yoksa, o buz parçası erir, zayi olur; o havuzdan da istifade edilmez.

Hem mûcib-i taaccüp, hem medar-ı teessüftür ki, ehl-i hak ve hakikat ittifaktaki fevkalade kuvveti ihtilafla zayi ettikleri halde, ehl-i nifak ve ehl-i dalalet, meşreplerine zıt olduğu halde ittifaktaki ehemmiyetli kuvveti elde etmek için ittifak ediyorlar. Yüzde on iken, doksan ehl-i hakikatı mağlûp ediyorlar."