Bugüne kadar ki ilk baba-oğul sergisi
Baba-oğul ressam Ali Leigong ve Said Chuanyi Lei'nin eserlerinin yer aldığı 'Sanatla Büyümek' sergisi, Milli Saraylar Resim Müzesi'nde sanatseverlerle buluştu. 56 yıllık birikimlerinin sergilendiği bu etkinlik, bugüne kadar yapılmış ilk baba-oğul sergisi olarak dikkat çekiyor.
Hangi ülkeden, hangi ırktan, dinden, olursanız olun sanatın güçlü, birleştiren, güzelliklerde buluşturan yegâne büyük bir gücü vardır. Bu güç tıpkı yaratılmış olandaki güzelliği ifşa noktasında, derinlerde bir yerlerde, hassas yüreklerde, nahif dokunuşlarla muhatabını bulur. Güzellikler, eşsiz dokunuşlar ve renklerle ortaya çıkar, sanatçının ve sanat eserenin ortaya koyduğu enerji, uyum, ahenk, renklerdeki coşku, desenlerdeki akış sizi alıp götürür.
Kış olmasına rağmen, bahar esintili bir günde, İstanbul’un asude mekânlarından Milli Saraylar Resim Müzesi Zekâi Paşa Sergi Salonu’nda “Sanatla Büyümek” sergisi açıldı.
Retrospektif resim sergisi, Çin’in Hui Müslüman topluluğundan baba-oğul sanatçılar Ali Leigong ve Said Chuanyi Lei’nin 1967-2023 yılları arasında ortaya koydukları eserleri bir araya getiriyor. Bu eşsiz sergide baba ve oğulun 70 eseri sergileniyor.
GALERİMİZE ÇOK DEĞER KATACAK ESERLER
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız samimi bir şekilde yapılan açılıştaki konuşmasında; Osmanlı dönemi saray ressamlarının isimlerini müze içindeki sanat galerine vererek bu müstesna sanatçıları yaşatmaya, genç nesillere tanıtmaya çalıştıklarından bahsetti. Yıldız; “Değerli sanatçımız Ali Leigong ve Said Chuanyi Lei’nin eserlerini ilk gördüğümde mutlaka bizim galerimizde sergilenmesi gereken, galerimize çok değer katacak eserler olduğunu düşündüm. Eserlerin çeşitliliği hem kompozisyon hem de detaylar olarak etkileyici boyutta olması bizi de etkiledi” diyerek sanatçıların eserleri hakkındaki görüşlerini ifade etti.
SANATÇILARA İLHAM OLACAK ESERLER
Çin İslam Minyatür Ekolünün kurucusu olan Ali Leigong’un, Çin minyatür sanatına İslam’ın ruhunu, estetiğini ve manevi esintisini dâhil ettiği öncü yaklaşımla, bu üslubu sürdüren Said Chuanyi Lei’nin özgün, kendine has yorumu, kültürler arası etkileşim açısından, sanatçılara da ilham olma noktasında önemli bir örneklik teşkil ediyor.
İPEK ÜZERİNE İŞLENMİŞ ÇİN VE TÜRK MİNYATÜRÜ
Sergide, daha önce hiç sergilenmemiş eserlerin yanı sıra sanatçıların öne çıkan ve sevilen, özgün yapıtları da sanatseverlerle buluşuyor. Sergide, İpek ve Xuan Kâğıdı gibi özel malzemeler üzerine çalışılmış Çin ve Türk minyatürü, Çin kaligrafisi, Klasik Gongbi tekniği ve Xieyi (Sumi-e) tekniklerinden örnekler izleyicilere sunuluyor. Ayrıca, sanatçıların çocukluk dönemine ait çalışmaları ve efemeralar da serginin parçası olarak dikkat çekiyor.
KENDİ YAZDIĞI ŞİİRLERİ DE ZİYARETÇİLER SUNULDU
Ali Leigong’un “Yüce Gökçe” adlı 550x150 cm ebatlarındaki etkileyici, renkleriyle adeta seyirciyi büyüleyen fantastik, masalsı esintilerle adeta eşsiz yolculuklara çıkaran eseri ve Said Chuanyi Lei’nin birbirinden güzide, özgün tasvirlere resmettiği kedi temalı eserleri serginin öne çıkan unsurları arasında yer alıyor. Serginin bir başka özel yanı, Ali Leigong’un kendi yazdığı şiirlerin de ziyaretçilerle paylaşıyor olması. Sergi süresince belirli günlerde ziyaretçiler sanatçıların canlı performanslarını izleyebiliyorlar ve özel malzemelerle Sumi-e tekniğini deneyimleme fırsatı bulabiliyorlar.
70’İNCİ YAŞA ÖZEL 70 ESER SERGİLENDİ
Serginin küratörü Betül Tekiner; “Baba oğul bir arada yani iki retrospektifi bir arada sunuyoruz. Usta sanatkâr Ali Leigong, 70. Yaş gününü kutluyoruz. Biz de yaşına ithafen sergide 70 eser sunduk” diyor Anadolu Ajansına verdiği röportajda.
“Ali Leigong ve Said Chuanyi Lei, Hui Müslümanlarından, doğma büyüme Müslüman olan sanatkârlar. Bir süredir İstanbul’da yaşıyorlar. Baba oğul ikisi de çok üretkenler. Eserlerin yanı sıra Türk kültüründen ve İran kültüründen almış oldukları tarzlar da var. Böyle bir sentezi ve yıllar içinde gelişimlerini bir arada sunduk. Ali Bey’in 13 yaşından itibaren çocukluk eserleri var. Said Beyin de iki yaşına kadar indik. Burada aşama aşama sanat serüvenlerini rahatça görebiliyoruz” diye sanatçılar hakkında bilgiler veren Betül Tekiner, sanatçıların çok sevilen başyapıt niteliğindeki eserlerin yanında daha önce hiç sergilenmemiş eserlerinin de sergide yer aldığı bilgisini veriyor Anadolu Ajansına.
57 YILLIK SANAT YOLCULUĞU
Ressam Leigong yine Anadolu Ajansına yaptığı konuşmasında; “Sergide 57 senelik sanat yolculuğumun retrospektifi var. Çocukluk ve gençlik dönemimden eserler de burada sergileniyor. Hem Yetişkinler hem de çocuklar için çok güzel bir sergi.” Olduğunu ifade eden sanatçı daha önce yaptığı Sezai Karakoç portresinin de sergide yer almasına ilişkin şunları söylüyor: “Türkiye tarihinde farklı alanlarda çok yetenekli insanlar var. Mimar, sanatçı ve şairler var. Sezai Karakoç da son dönemin çok önemli bir şairidir. Onun biyografisini, yazılarını ve şiirlerini okuma fırsatı buldum ve çok etkilendim. Mesela “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” ve “Mona Roza” şiirlerini okudum. Çok güzel şiirleri vardı. Çin resim tarihinde de bir ressam olarak hem şiirler yazan hem de kaligrafiyle uğraşan şairler var. Sezai Karakoç’a bu yüzden saygı duyuyorum.”
BABA OĞULUN FARKLI YAŞ DÖNEMİ ESERLERİ
Said Chuanyi Lei de retrospektif sergi için; babası ile kendisinin farklı yaş dönemlerinden eserler seçerek çok özel baba – oğul sergisi hazırladıklarını anlattı. Tarihte de baba – oğul ressamlar bulunduğuna dikkati çeken Lei, “Baba – oğlu kaligrafi sanatçısı olanlar var. Fakat günümüzde çok nadir. Bizim geleneksel sanatlarla uğraşıyor olmamız hem de baba – oğul ve usta – çırak olarak bu alanda çalışmamız, günümüz sanatçılarına da ilham verebilir.” diye ilham verici bir konuşma gerçekleştirdi.
13 OCAK- 9 ŞUBAT ARASINDA ZİYARET EDİLEBİLECEK
18 Ocak Cumartesi günü, Milli Saraylar Resim Müzesi Hüseyin Zekai Paşa Sergi Salonunda, saat 16 da sanatçı baba oğul, “Sanatla Büyümek” yetişkin atölyesinde katılımcılara Çin sanatının klasik tekniklerinden biri olan Sumi -e’yi deneyimleme fırsatı sundular. Benim de katılım sağladığım ve pek çok katılımcının katıldığı etkinliğe; Ebru sanatının ustası, Hikmet Barutçugil, geleneksel sanatçılarımızdan Figen Tekiner, ressam Emine Babuşcu, Neslihan Koçak, Şerife Aktaş, Hülya Akar da katıldı. Betül Sağlam Tekiner ve Gülçin Durman’nın koordinesiyle gerçekleşen etkinlik heyecanlı ve coşkulu bir şekilde gerçekleşti.
Kuratörlüğünü Betül Tekiner’in yaptığı 13 Ocak tarihinde açılan sergi 9 Şubat tarihine kadar ziyaret edilebilir. Böylesine güzel ve anlamlı eserlerin bulunduğu sergi mutlaka gezilmeli…