İlk döneminde İsrail’in başkentini Kudüs’e taşımasını ve Golan Tepeleri’nin ilhakını tanıyan ABD Başkanı Donald Trump, yakın zaman diliminde İslam ülkelerine üç ayrı tuzak kurdu. İlk tuzağı İran’a oldu. Umman’da ABD heyeti ile görüşmeyi bekleyen İran, İsrail’in ani baskınına uğradı. Üst düzey asker, politikacı ve bilim adamları katledildi, ülke bombalandı.

Trump, ikinci tuzağı Katar’da Hamas ateşkes heyetine kurdu. İsrail savaş uçaklarına ABD / İngiliz tanker uçaklarından yakıt verdirerek Katar’ı bombalattı. Hedefte ABD’nin ateşkes görüşmeleri için Doha’ya davet ettiği Hamas heyeti vardı. Üstelik ABD’nin en büyük askeri üssünün bulunduğu bölgede! MİT 8 dakika önce uyarmasa Hamas liderleri öldürülecekti.

Sosyal medya fenomenlerinin ifadesi ile “sarı çıyan” Trump, üçüncü tuzağını başta Türkiye olmak üzere Birleşmiş Milletler toplantısı dolayısıyla bir araya gelen İslam ülkelerinin liderlerine kurdu. Trump’un Orta Doğu Özel Temsilcisi Yahudi asıllı Steven Witkoff’un hazırladığı güya “barış planı”nı önce onlara sordu, sonra Netenyahu ile son şeklini verdi.

***

Trump’un İslam ülkeleri liderlerine sunduğu planla, Netenyahu ile görüşüp açıkladığı plan aynı değil. İsrail lehine değişiklikler yapıldı. Plan, tek taraflı. Hamas’ı suçlu, katil İsrail’i masum gösteriyor. Hamas, iki yıldır taraftır. Hamas’ın muhatap alınmadığı, İsrail ile eşit şartlarda yer almadığı hiçbir anlaşma adil olmaz. Hamas’ın vatan savunması vurgulanmalıdır.

Planın tek olumlu maddesi yardım dağıtımının BM ve Kızılay’a geçecek olmasıdır. İsrail, Gazze’yi acilen boşaltmalı ve bir daha girmeyeceğine ve yerli halkı göç ettirmeyeceğine dair ABD, Rusya ve Avrupa garanti vermelidir. İsrail’in tutukladığı tüm Filistinliler serbest bırakılmalıdır. Gazze’yi ABD bombaları ile İsrail yıktı, inşa masrafını da onlar karşılamalıdır.

Planda İsrail’in geri çekilmesi şartlara bağlanıyor ve zamana yayılıyor. Halbuki İsrail işgal ettiği Filistinlilerin vatanı olan Gazze’den hemen ve hiçbir şart ileri sürmeden çekilmelidir. Hamas rehineleri teslim ettikten sonra İsrail’in çekilmesini beklemek hayal olur. Planın en olumsuz tarafı ise Gazze çevresindeki ablukanın hukuken kalıcı hale getirilmesidir.

***

Trump planı Sumud Filosu’nun gündemini değiştirmeyi hedefliyordu, başaramadı. Sumud, arzulanan hedefine ulaştı. Gazze konusunu sürekli gündemde tuttu. İsrail’e boykot, tepki ve gösteriler çığ gibi büyüdü. Soykırımcı Siyonist katil Netenyahu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda boş koltuklara konuştu. Üstelik Sumud’u takiben yeni Gazze seferleri başlayacak.

Sumud Filosu’ndaki 46 milletten 497 gönüllünün amacı Gazze’deki soykırım ve açlığa dikkat çekmekti, başardılar. Gazze, tüm dünya milletlerinin gündemine oturdu. İsrail ise vahşetin temsilcisi olarak lanetlendi, dışlandı. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun İsrail diplomatlarını sınır dışı etmesi ve İsrail ile serbest ticaret anlaşmasını iptal etmesi anlamlıydı.

Bu aşamadan sonra dünya milletleri İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırmak için seferber olmalıdır. İsrail’e uluslararası izolasyon uygulanmalı, Netanyahu yargılanıp cezalandırılmalı, İsrail ile ticari ve diplomatik ilişkiler kesilmelidir. ABD, Filistin devletini tanımaya zorlanmalı, hayatını kaybeden ve yaralanan tüm Gazzelilere tazminat ödenmelidir.