0

Afrika Ebola salgınıyla sarsılırken Dünya merkez medyasında ölüm haberleri bile verilmez hale geldi. Nedir bu Ebola? Afrika'da ne oluyor? Sağlık alanıyla ilgili Ebola nasıl önlenir? Nasıl bulaşır? Nasıl korunulur? sorularının cevaplarını hekimlere bırakıyorum. Bu salgın Gine, Liberya ve Sierra Leone'yi etkilese de, hedefteki ülke Nijerya'ydı. (Nijerya'ya ayrıca aşağıda değineceğim) Neden Liberya? Çünkü, Afrika'nın dünyada en hızlı nüfus artışının yaşandığı bölgesi Liberya'dir. Ayrıca yeraltı zenginliklerine ve stratejik öneme sahip. ABD'nin Liberya'da ve Sierra Leone'de biyolojik araştırmalar merkezi bulunuyor. Aynı zamanda bu merkezle paralel çalışan birde devlet hastanesi bulunuyor(du). Ebola virüsü ilk başta, küçük bir grup insan üzerinde denendi. Daha sonra sayıca fazla insanın üzerinde denenmeye başlayınca kontrolden çıktı. Ölü sayısı tahmini olarak gidiyor. Bir ara 3000-4000"di. Sonra 7000-8000 oldu. Afrika'da insan hayatı hiçe sayılıyor. Ebola ve AIDS ABD Savunma Bakanlığı, Western (Batı) Pharmaceuticals tarafından üretilmiştir. ABD'nin biyoterörizm araştırma labaratuvar faaliyetleri göstermektedir ki artık deneylerde hayvanlar kullanılmıyor. İnsan, insanlar, bölgeler, ülkeler hatta kıta… Dehşete bakarmısınız…"ABD Uluslararası mahkemelerde yargılanmalı'' diyeceğim de, "Kim yargılayacak?''...

ABD, Afrika'da Bio Terörizm Yapıyor.

KGB ve CIA, soğuk savaş dönemi kapanmadan önce, biyolojik silahlarla ilgili araştırmalara yeni başlıyordu. Soğuk savaştan sonra, CIA ekonomik araştırma / manüplasyonlara yönelince biyolojik istihbarat / savaşların geride kaldığını sanıldı. Görünen O ki, durum vahim. Biyolojik silah kullanılarak, ABD kendi terörünü yaratıyor. İnsan Hakları konusunda ahkam kesmeyi kendisine şiar edinmiş Batı, bu konularda sessiz….

ABD Ordusu Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün (USAMRIID), Maryland'da bulunan biyo-savaş araştırmaları için bilinen bir merkez var. ABD yılda 7 Milyar $ sadece biyolojik çalışmalar/silahlara kaynak sağlıyor. (MİT'in yeni bütçesi, yıllık 1.1. Milyar TL/ yaklaşık 500 milyon $) ABD, biyolojik deneylerini yapmak için kendi topraklarını kullanmıyor. Batı Afrika'daki labaratuarları kullanıyor. Yani insan bedava. Araç-gereç bedava. Soran-eden yok… Bu aynı zamanda Irkçılık…

ABD Liberya'yı, Afrika'nın İsrail'i gibi görse de bazı grupların isyanlarına bastırmak ve biyolojik çalışmaları güvence altına almak için "Karantina'' adı altında asker gönderdi. Peki ABD'nin bu çalışmalarda amacı nedir? Birincisi, silah teknolojisini çeşitlendirerek Çin ve Rusya'ya gözdağı vermek, istediğini yapmayan ülkeleri tehdit etmek.(Nijerya gibi) İkincisi Afrika'da artan nüfus, Batı'yı tehdit etmekte. Ebola gibi bir hastalıktan birkaç milyon insanın yılda ölmesi, Batı açısından iyi bir şey!!! Üçüncüsü Biyolojik silahları deneyerek, AR-GE çalışmalarını desteklemek. Sonuncusu ise İlaç firmaları üzerinden ekonomik rant.

Kısacası, ne "halk sağlığı", ne de "ulusal güvenlik" adına yürütülen Nazi zulümlerini hatırlatan biyolojik ve kimyasal silah uygulamaları, hiçbir ülkenin yanına kar kalmayacak. Aynı zamanda bunları gizlemek için kullanılan propaganda mekanizmalarını (medya) unutmamak gerekli..

Nijerya'da EBOLA gerçeği

Nijerya, Batı Afrika'nın en kalabalık, en zengin ülkesi. Türkiye liglerinde oyna(mış)yan futbolcularla bilinirliği daha fazla. Ticaret ve Akademide de yeni yeni bilinirliği artıyordu ki, Afrika araştırmacıların bir kısmı "Ebola bize de bulaşır'' diye, bölgeden geri geldi. Dünyada ilginç şeyler yaşıyor. Kimse ne olup bittiğinin farkında değil. Milat Gazetesi'nde daha önce kaleme aldığım bazı yazılara bakarsanız. Neden-sonuç ilişkisinde (Arjantin, Brezilya, Hindistan, Tayland) bahsettiğim ülkeler var. Nijerya 180 milyon nüfusu sahip, % 55 civarında Müslüman yaşıyor. Kuzeyde genellikle Müslümanlar yaşıyor. Güneyde ise Hıristiyanlar çoğunlukta. 500 den fazla etnik grup yaşıyor. Dünyanın 25. büyük ekonomisi. Ülkenin en önemli Metropolü Lagos Müslümanların en az olduğu şehirdir. Nijerya, petrolü keşfedilmesinden sonra sık sık askeri darbelere ve yolsuzluk yapan hükümet başkanların etkisinde kalarak istikrarı sağlayamadı.

Jonathan Nijerya'nın Maliki'si

Nijerya, 2010'dan beri Devlet Başkanlığı, ABD destekli Hıristiyan asıllı Jonathan Goodluck'ın Demokratik Halk Partisi'nin (PDP) elinde. 2015 yılında genel seçimler var. Nijerya orta sınıfı ve kentliler diğer ifadeyle Hıristiyanlar Jonathan'ı destekleyecekler. Ülkeye istikrar getirdiği için ancak ülkede baş gösteren etnik ve dinsel ayrımcılıktan ötürü de oldukça tepki alıyor. Kuzeyli Müslümanlar ise, Jonathan'ın ayrımcılık yapan politikalarından ötürü tecrit edildiği gibi fakirlik, sağlık, egitim…. gibi birçok sorunla da boğuşmakta. Bu sebepten ötürü Boko-Haram'ın Nijerya hükümetine başkaldırmasını bazı bölgelerde destekleyenlerde var.

Buraya kadar olan durum tespitiydi. Perde arkasında sorunlar çok başka. ABD'nin sadık ajanı olan eski başkan Obasajo ABD hegemonyasının devamı isteyip daha önce Jonathan'ı desteklemişti. Nijerya'da nüfuzu azalan İngilizler, ticari açıdan gerilemeye de gidince Boko-Haram adına bir örgütü yarattı ve Nijerya hükümetinin Uluslararası arenada güvenlik ve insan hakları konularında zor durumda bıraktı. Nijerya'da yolsuzluğun sıradanlaşması, üretilen petrolden Çin'e pay verilmesi, ABD'yi oldukça rahatsız etmişti. Boko-Haram'ın ortaya çıkmasıyla Maliki, pardon Jonathan Goodluck gözden düştü. ABD'nin sadık adamı Obasanjo, Müslümanları da hoşnut eden politikalar yürütmesine karşı, Jonathan Müslümanları iyice tecrit etti. Bu durum şehirli Hıristiyanları da rahatsız etti. ABD kuzeydeki petrol zenginliklerini garanti altına almak, İngilizlerin etkisini kırmak için sözde "Boko-Haram''la mücadele adı altında askeri birlik sevk etti. Nijerya'da problem tek bu değil. Dünyanın 10. Petrol üretici Nijerya, ABD'den izin almadan Çin'le petrol ve bir dizi ticari antlaşma yapınca bu sefer Ebola'nın merkezinde kendisini buldu. Aynı dönemde bazı ABD'li petrol şirketinin Nijerya'da saha kaybetmesi ve Çin'in Afrika pazarına hızlı bir giriş yapması bir diğer faktörler oldu. Ebola virüsü ve Boko-Haram'ın varlığını sürdürdüğü Kuzey ve Güneybatı bölgelerine, ABD ''karantina'' adı altında askeri birlik gönderme kararı aldı. Ebola, yukarıda da bahsettiğimiz üzere ABD'nin bölge ülkelerini cezalandırmak ve otoritesine karşı gelenleri yok olmakla kullanabileceği bir silah/araç. BBC'nin yayınlarında, ABD petrol şirketlerinin Nijerya'nın yer altı zenginliklerini yağmalaya çalıştıkları yönünde haberleri takip edersek, İngiliz-Amerikan çekişmesini net olarak görebiliriz. Bu arada ABD almış olduğu kararla Nijerya'dan petrol alımını durdurdu. Böylelikle Nijerya ekonomisi çökme noktasına geldi.

Nijerya'da 2015 genel seçimi yaklaşırken, mevcut Jonathan Goodluck hükümeti, Boko-Haram ve Ebola sebebiyle muhaliflerine, ülkede can ve mal güvenliğini sağlayamadığı algısı gibi güçlü bir argüman vermiştir. Son olarak 37 iktidar partisi (PDP) milletvekili, muhalefet partisine geçti. Jonathan'ın Boko-Haram üzerinden dinsel bir çalışma yapacağı ortadayken, seçimlere doğru Ebola'nın Hıristiyanların yoğun olduğu şehirlere yayılması durumunda nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Nijerya, ekonomi temelli İngiliz-Amerikan, Hıristiyan-Müslüman, eski-yeni, zengin-fakir gibi zıt kutupların ışığında, genel seçimlere girecek. Kazananın kim olduğunu kestirmek zor.