0
Bugün aşure.
"Her gün aşure, her yer Kerbela" diye bir söz var.
Aşurenin, Sünni ve Şii toplumlarda farklı bir karşılığının olduğu bilinmektedir. Bir kesim için; Muharrem ayının faziletinin yaşandığı, Hz. Hüseyin'in şehit edildiği acı dolu bir dönem ve Nuh Aleyhisselam'ın tufandan kurtuluşunun bir hatırası olarak, kalan yiyeceklerden bir çeşit tatlı hazırlayıp, bereket ve şükür niyetiyle dağıtılıp yenilirken, diğer kesim için on dört asırlık bir matem…
Matem boyutu aslında tüm Müslümanlar için.
Efendimiz Aleyhisselam'ın biricik torunu, cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin'in şehadeti, tüm Müslümanların yüreğini dağlayan bir matem sebebidir. Ancak mateme yüklenen anlam iki kesim için çok farklı.
Şii dünyası, o günden bugüne, bu cinayet üzerinden Sünni kesimi adeta birer katiller topluluğu olarak algılamakta, kendileri gibi düşünmeyen müminleri Yezid'in askeri olarak değerlendirmekte.
Bu elbette büyük bir iftira ve apaçık bir haksızlık.
Hz. Hüseyin'in katli, tüm mümin yürekleri dağlamıştır. Hüzün ve öfkeyi yaşatmıştır. Ancak bunun üzerine bir itikad, mezhep, anlayış inşa edilmesi kabul edilecek bir durum değildir.
Oysa Şii dünyası bir kan davası gütmektedir.
Katillerini tüm Müslümanların lanetlediği bu kanlı cinayetin kan davasını kıyamete kadar sürdürmek, hangi İslami anlayışa sığar, Müslümanlara ne fayda sağlar? Sağladığı şey, intikam duygusunu günümüz Müslümanlarına taşımak ve bir fitne ateşini körüklemeye devam etmektir. Birlik ve beraberliği yok edici söylem ve eylemler geliştirmektir. Yetişen gençliği, Hz. Hüseyin'in mazlumiyetinden hareketle diğer Müslümanlara karşı kindar olarak yetiştirmektir.
Şii dünyası bunu bırakmalıdır.
Tüm Müslümanlar; haksızlık karşısında dik durmayı, zulme boyun eğmemeği, davası uğrunda gerektiğinde şehit olmayı anlamalı, benzer acıları günümüzde yaşamamak için bir İslami bilinç oluşturmayı hedeflemelidirler.
Bunu yaparsak yeni Kerbelalar yaşanmaz. Yaşanan, Müslümanı Müslümana kırdırma politikalarına alet olmaz. Değilse bir taraf suçlama saikiyle, ellerinde zincir, bedenlerini acıyla geliştirirken diğer taraf, savunma hattında gezintiler yapar.
Hz. Hüseyin, ciğerimizdir, yüreğimizdir. Onun şehadeti hepimiz için en büyük acı, özlem ve örnek almamız gereken bir direniş mirengidir.
Rabbim yolunda kılsın, cennette buluştursun cümlemizi…