İsrail terör devleti 20 aydır Gazze’de dünyanın gözleri önünde canlı yayınlanan insanlık dışı katliamlarla 60 bini aşkın Gazzeli insanı katletti. 20 bini çocuk, 38 bini kadın, yaşlı ve sivil insan bu terör devleti tarafından katledildi. Son haftalarda HAMAS ABD’nin ateşkes için öne sürdüğü şartları kabul ettiği halde terörist devlet katliamlarına devam ediyor. Bu yüzden ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın Netanyahu ile bozuştuğu söylense de gelişmeler bunu doğrulamıyor çünkü İsrail Amerika'ya rağmen katliamlarını sürdüremez.
Arap âlemi zaten vicdanını yitirmiş, insanlığını Petro dolarlara satmış, sağır ve dilsiz gibi davranıyor. İnsanlık sınıfta kalsa da her yerde bir avuç vicdanlının başlattıkları protestolar farklı ölçeklerde devam ediyor. Önce Madleen Gemisi yola çıktı. Korsan ve terörist devlet İsrail Madleen’i Gazze’ye yaklaşmadan durdurup aktivistleri gözaltına aldı. Bu tür etkinliklerin artmasından çekinen terörist devlet hiçbir kural ve uluslararası hukuk ilkesini dikkate almıyor.
Uluslararası hukuk bugüne kadar ancak BM, AB, NATO, AP gibi teşkilatların zorlaması ile işledi. Ama bu beynelmilel teşkilatlar söz konusu İsrail olunca kedi oluveriyor. Bunun sebebini biliyoruz: Ölen Müslüman, öldüren dünya devletlerinin imtiyazlı güruhu Yahudi Siyonistler. Böyle olunca 58 bini sivil 60 bin masum sivilin insanlık dışı yöntemlerle katledilmeleri, 190 bin sivilin de yaralanmasını bir sorun teşkil etmiyor. Şayet bir müslüman ülke İsrail adındaki korsan devlete saldırıp 60 kişiyi (evet yazıyla 60 kişiyi) öldürseydi saydığımız bütün teşkilatlar ayağa kalkıp o müslüman ülkeye dünyayı dar eder ve belki de o ülke bu beynelmilel teşkilatların teşebbüsleri ile işgal edilirdi. Ama öldüren Siyonist Yahudiler olunca ama hele hele ölenler de Müslümanlar olunca bu teşkilatlar için bir sorun teşkil etmiyor.
Olsun, Allah Kerim.
Yine de ölümü öldüren kitleler yok değil. Madleen görevini yerine getirdi. Şimdi de Mağrib Direniş Konvoyu “İstikamet Gazze” diyerek yola çıktı. Libya’nın Zlitan kentinden çıkan konvoy, yazıyı bitirdiğim saatlerde (12 Haziran 2025, saat 13.00) Misrat’a varmıştı.
Burada Mısır önemli rol oynuyor. Mısır’ın tavrını merak etmiyor değiliz lakin kanaatimiz o ki Mısır baskılara dayanamayıp konvoyu ülke sınırlarından geçirmeyecek. Ama bir ihtimal Mısır konvoy ile anlaşmaya varır ve sembolik birkaç kişinin Refah sınır kapısına kadar gitmelerine izin verir.
Sonuç ne olursa olsun, yapılan her eylem değerlidir ve her eylem insanlık adına kayıtlara geçecektir. Burada şu notu düşmezsem meramım eksik kalacak:
Bu tür durumlar için belki çok kalabalık gruplar için seçici davranmak mümkün olmayacaktır, olmaz da ama 10-20 kişilik grupların eylemlerinde seçici olmak mümkündür. Çünkü Madleen yolcusu Greta’nın İsrail baskınından sonra İsrail’in terörist askerleri ile verdiği sevimli pozlar! 78 yıldır ve hususen de 20 aydır İsrail’in katliamları konusunda arafta kalan insanların İsrail hakkındaki kanaatleri maalesef Siyonistlerin lehine oldu. Yine de Gazze için bir tek adım atanların başımız üzerinde yeri vardır. Şimdi terörist İsrail’in soykırımına karşı olup Gazzelilere katkı sunmak isteyenleri teşvik etme zamanı olduğunu unutmayalım.
Korsan ve terörist devlet en küçük bir reaksiyonu bile kendisi için tehdit görüyor. Bu terörist İsrail’in devlet politikasıdır. Katil İsrail bu etkinlikleri tehdit gördüğü için ön alma yoluna gidiyor.
Mağrib Direniş Konvoyu için panikleyen terörist İsrail’in Savunma Bakanı Katz, “Bu cihatçı protestocular aynı zamanda Mısır rejimini de tehlikeye atıyor ve bölgedeki tüm ılımlı Arap rejimleri için tehdit oluşturuyor. Güçlerini birleştirme ve Hamas'a yardım etme istekleri, Yahudi nefreti olan terör örgütüyle aynı görüşte olmalarından ve İran kötülük ekseninin desteğiyle bölge genelinde radikal İslam fikirlerini dayatma arzusundan kaynaklanmaktadır” diyor. Terörist Bakan, konvoyu karalamak için derhal batının epistemolojik savaş aparatı olan “Cihatçı” kavramına sarılıyor.
Dünya bilsin ki en fanatik müslüman grup İsrail adındaki yeryüzünün tanıklık etmekten utandığı terörist devlet kadar acımasız, ilkesiz olamaz.
Cihatçıymış. Hepimizin hayatı cihad üzerine kurulu, başta kendi nefsimizle cihadcıyız. Sonra kaç asırdır yitirmişsek de zalimlerle amansız cihadımız olmalıydı, yapamıyoruz.
Bakınız,
Terörist devletin bu eylemden bir sonuç çıkmayacağını bildiği halde en ufak bir tepkiye tahammül göstermiyor. Ama unutmadığı bir konu var ki bu hususta tedirgin olmasını öneririm.
Şayet Madleen gibi, Mağrib Direniş Konvoyu gibi aktiviteler yaygınlaşırsa terörist devletin asla arzulamadığı sonuçlar doğacaktır. Her şeyden önce Müslüman olsun ya da farklı inançlarda olsun insanların birlikte hareket etmesi siyonizmin hiç arzulamadığı bir durumdur.