Yarım kalan bir bayram heyecanı, 1999 depremini yaşayanların tetiklenen anıları, yakın zamanda yaşadığımız Hatay depreminin izleri derken şu an korku, endişe ve normalleşme üçgeninde dolanıyoruz. Sosyal medya da insanların korkularına korku katmaları için elinden geleni yapıyor. Enformasyon yoğunluğu, felaket söylemleri derken sosyal medya kullanıcılarının bazıları mümkün olsa eline megafon alıp “hepimiz öleceğiz” diye bağıracak. Diğer bir taraftan da toplumun bu konuda da ikiye bölündüğünü görüyoruz. Her an deprem olabilir diyenlerle büyük deprem buydu bitti diyenler arasındaki gerilim ve nefret söylemi her geçen gün artıyor.
Peki tüm bu kaosta gerçekten biz ne yapıyoruz? Biz ne yapmalıyız?
İşin toplumsal boyutunu bir kenara bırakıp çekirdek ailemize dönecek olursak öncelikle depremi çocuklarınıza anlattınız mı diye sormak isterim?
Deprem aile içi kriz dönemidir.
Ailenin yönetmesi gereken, duygularını kontrol etmesi gereken, rol ve sorumlulukların belirlenmesi gereken bir kriz dönemidir.
Öncelikle aile içerisinde konuşulan konulara, izlenilen içeriklere dikkat edilmeli. Siz farkında olmadan yanı başınızda oturan 5-6 yaşlarındaki çocuğunuz da sizinle birlikte aynı haberi ya da içeriği izliyor olabilir.
Korkulacak bir şey yok! Demeyin
Evde yaşayan aile bireylerinin (çocuğunuz, eşiniz, anneniz, akrabalarınız) korkusu karşısında asla korkulacak bir şey olmadığını söylemeyin. Böyle bir durumda korkulması normaldir. Siz böyle dediğinizde özellikle çocuklarda “anormal olan ben miyim” düşüncesi oluşabilir. Bu sebeple duyguyu kabul edip ardından önlemlerden ve yapılacaklardan bahsedilmelidir. Ayrıca kaygı bulaşıcıdır. Dilinizle ben hiç kaygılanmıyorum derken bedeniniz kaygıdan bayılmak üzere olduğunuzu söylüyor olabilir. Duygularımızı bastırmadan dürüstçe ifade etmelisiniz.
Seni en çok korkutan neydi? Sorusu yerine “Seni en çok zorlayan ne oldu?” demeyi tercih edin.
Çocuğunuzu Gözlemleyin
Küçük yaş grubu çocuğu olan ebeveynler çocuklarındaki değişimleri gözlemlemelidir. Gece sık uyanma, ağlayarak uyanma, alt ıslatma gibi davranış değişikliklerinde bir uzmandan destek alınmaya özen gösterilmelidir.
Deprem de yağmur, fırtına gibi bir doğa olayıdır. Bizi korkutan yapılarımıza olan güvensizliğimizdir. Allah milletimizi bu acılardan korusun.