Gazze’yi çizgileriyle gündemde tutan usta karikatürist Osman Suroğlu, “Karikatürün bir tarifi de bizi rahatsız edenleri rahatsız etmektir” diyor.

Siyonizm sapık bir inanç sistemi, bu uğursuz, zalim ve gaddar inancın temsilcisi İsrail’e karşı bütün dünyada nefret duygusu uyanıyor. Herkesin başına musallat olan İsrail terör örgütü, başta Batı dünyasını yanında bulurken şimdi rüzgâr tersine esmeye başladı. Artık İsraillileri istemeyen ülkelerin sayısı giderek artıyor. Filistin’i devlet olarak tanıyanların sayısı her geçen gün artıyor. BM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze merkezli konuşması alkışlarla karşılanırken Netanyahu boş salona konuştu ve protesto edildi. Şüphesiz İsrail ve hamisi/suç ortağı ABD ile birlikte dünyada yapayalnız kalacak. Her ikisi de bu dışlanmayı çoktan hak etti. Zira yaptıkları zulüm, artık sadece Müslümanları değil “ben insanım” diyen herkesi rahatsız etmeye başladı. Huzursuz olmayanlar ise bence “insan”lıklarını sorgulamaya hemen başlamalı.
Soykırımcı İsrail ile mücadele edenler sadece bazı ülkeler değil yeryüzündeki insanların büyük kısmı tepkiyi gösteriyor. Her geçen gün çember daralıyor. Mitinglerin yanı sıra yaptırımlar başladı. İsrail pasaportu taşıyanlar artık bazı ülkelerden kovuluyor, lokantalara, otellere alınmıyor. Hitler ikizi Netanyahu kâfiri, kendi vatandaşlarını da zor durumda bırakıyor. Ben İsrail’de yaşayan halkın bu zararlı ve zehirli haşeratı derdest edip etkisiz hâle getireceğine inanıyorum. Zira bu seri katil ve şeytan ruhlu kişi, artık dünyadaki Yahudilere zarar vermeye başladı. Kanla beslenen vampirin sonu pek yakın görünüyor.

SANATKÂR, ZULME KARŞI
Sanatla uğraşanlar, insana değer verirler. Kalpleri yumuşak, ruhları ise incedir. Başka insanların gördüğü zulümler onları çok etkiler. Hatta onlar da aynı acıyı yaşarlar. Gerçek şairler, yazarlar, ressamlar, müzisyenler böyledir. Gazze’yi kendisine dert edinmeyen sanatçıların(!) yaptıkları ise çöp kutularına atılmayı hak ediyor. Zira sanatçı önce insan olmak zorunda. Değilse kendisinden de, yaptığı çalışmalardan da hayır gelmez. Sanatçılara her zaman ve her yerde sormak hakkımız: “Gazze için ne yaptın?” Çağın bu soykırımını umursamayan sanatçı bozuntusundan ve yaptıklarından hayır gelmez.

SANATIYLA CİHAT EDEN MÜCAHİD
Kıymetli ressam, karikatürist, çizer Osman Suroğlu, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze’de Siyonist İsrail’in döktüğü kanlara, yaktığı canlara, yıktığı camilere, mahvettiği binalara yakın alaka göstermiş müstesna bir sanatkârımızdır. Bugüne kadar yüzlerce eseri bize kazandırmış, zalimlerle mücadelesini kalemiyle ve fırçasıyla yapmıştır. Benim gönül gözümde Osman Suroğlu, sanatıyla cihat eden büyük bir mücahittir. Eserlerini görmemiz gerekiyor. Şayet bu resimler üzerinde düşünürsek, çıldıran İsrail’in rezilliğini ve düştüğü derekeyi daha rahat anlayabiliriz. Osman Suroğlu, çağının tanığı bir münevver. Soykırım ayıbını gelecek nesillere vesikalar hâlinde bırakıyor. Gelecekte Türkiye’deki ve dünyadaki milyonlarca insan, bu resimlerden yola çıkarak bebeklerin, çocukların, kadınların ve bütün sivil halkların katili olan soysuz İsrail ve onun destekçisi/suç ortağı ABD’nin gerçek çehrelerini anlayacaklardır. Her ikisinin de insanlık toplumu tarafından er-geç cezalandırılacağına inanıyorum.

Bugüne kadar yurtiçinde ve dışında birçok ödül alan, çizgileriyle vicdanları uyandıran kıymetli sanatkârımız Osman Suroğlu Beyefendi ile Gazze merkezli bir mülakat yaptık. İşte sorularımız ve aldığımız cevaplar:
Efendim 7 Ekim 2023 tarihinden beri İsrail’in bilhassa Gazze’de uyguladığı bir soykırım var ne yazık ki. Aradan geçen iki yıl içinde şehitlerin sayısının yüz bine ulaştığı ifade ediliyor. Gazze şehri yerle bir oldu. Ayakta çok az bina kaldı. Bu vahşet ve korkunç cinayet, dünyanın gözü önünde cereyan ediyor. Katledilenlerin neredeyse yarısı, bebeklerden ve çocuklardan oluşuyor. Bu konuda gazetemiz Milat için genel değerlendirme yapmanızı istiyoruz. Lütfeder misiniz?

Belirttiğiniz gibi, 2023 senesinin Ekim ayında başlayan ve genellikle masumları hedef alan katliam, pervasızca devam ediyor. Hatta Gazze’nin tamamını işgal etmek için harekete geçtiler. 10 Aralık 1948 tarihinde yayımlanan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin bütün maddelerini ihlal eden lanetlenmiş şebeke, küresel güçleri de arkasına alıp soykırım planını uygulamaya ve ‘vaat edilmiş topraklar’ hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor. Son günlerde de Güney Kıbrıs’taki Rumlar ülkemize olan kinlerini kullanıp askerî yığınak yapıyor. Esasen sömürgecilikte ve İslam’ı karalamakta sınır tanımayan Amerika, Avrupa Birliği devletleri ve İngiltere, bu şebekeyi taşeron örgütü olarak destekliyor. Âcizane karikatürlerimde bu örgütü ve liderini genellikle Amerika ile birlikte ele alıyorum. Çoğu zaman da et ve tırnak gibi ikisini birleştiriyorum. Birleşmiş Milletler safsatasını nazara veriyorum. En önemli ve kalıcı olduğuna inandığım, gerek bu şebekenin temsil ettiği topluluğun ve gerekse destekçilerinin insanlık önünde itibarlarının kalmadığıdır. Güya insani bazı ifadelerini rengârenk bir perde gibi kullanıp, gayri insani hareketlerini sakladıklarına bütün insanlık şahit oldu. Kardeşlerimizin şuurlu ve tavizsiz İslami hareketlerinden ders çıkarıp, âdeta İslam’ın bayraktarlığını yapan, insani kaliteye sahip Batılı kardeşlerimizin sayısı her an artıyor hamdolsun… Nasıl plan yaparlarsa yapsınlar, Mevla’mızın nihai planıdır geçerli olan. Kalbî dualarımız hep bu minvalde.

MEZALİME TEPKİ GÖSTERİLMELİ
Sorumluluk hissi yüksek bir çizer/sanatkâr olarak ilk günlerden beri konuya hassasiyet gösterdiniz ve çok beğenilen çizgilerinizle bu mezalimi eleştirdiniz. İki yıldır aralıksız olarak bu kutlu hizmete devam ediyorsunuz. Türkiye’de yüzlerce ressam, karikatürist, çizer var. Ama ne yazık ki bu konuya duyarlılık gösterenlerin sayısı üçü beşi geçmiyor. Niçin? Siz neden bu konuya mutlaka eğilmek gerektiğini düşünüyorsunuz?

Âcizane gösterdiğim tepkinin yeterli olduğuna kani değilim. Ancak takatimiz bu kadarına elveriyor deyip teselli buluyoruz. Sıkça kullanmaya çalıştığım, insani yönü aşınmamış bütün kardeşlerimizin bu mezalime tepki gösterdiğine kaniyim. Eğer elimizden gelen en etkili tepki çizgi ise, böyle durumlarda kullanmamızın farz olduğu aşikâr. Bu süre zarfında arada bir başka konularda da çizdiğim oluyor ancak çok azınlıkta kalıyor. Yaratılan bütün olayların veya hareketlerin, hatta her şeyin göremediğimiz bağlarla birbirine bağlı olduğuna inanıyorum. “Bize ne” diyenlerin cahiliyetlerini sorgulamalarını tavsiye ediyorum.

Çizgilerinizin sayısını tam olarak biliyor musunuz? Ben sosyal medyada takip etmeye çalışıyorum. Neredeyse her gün bir eserinizle görünüyor, tavrınızı ortaya koyuyoruz. Size göre bu bir Müslüman sanatçının, entelektüelin görevi midir? Her sanatçı bu şekilde durumdan vazife çıkarmalı mıdır?
Arada bir bazı çizgilerimi yeniden ele alıp paylaştığım oluyor ama her gün yeni çizgiler üretebilmenin gayretindeyim. Karikatürlerimin sayısını bilmiyorum. Tam manasıyla hakkını veremesem de takriben kırk yıldır çiziyorum. Mesela sırf Filistin’le alakalı karikatürlerimin sayısı 350 adet civarında. Karikatürün bir tarifi de bizi rahatsız edenleri rahatsız etmektir. Hâliyle durumdan vazife çıkarmak görevimiz.

TARİHİMİZDEKİ KAHRAMANLIKLAR
İsrail terör örgütü ve hamisi ABD’nin bu hücumlarına karşı Gazze’lilerin büyük bir direnişi var. Bir iman direnişi bu. Hâlâ vatanlarını bırakıp gitmiyorlar. Ölümü göğüslüyorlar, bazen şehit düşüyorlar, bazen yaralanıyorlar. Her an tepelerine bombalar yağabiliyor. Hadiselerin bitmemesi bazen bizde ümitsizlik meydana getirebilir. Ama biliyoruz ki bir Müslüman asla ümitsizliğe düşmez, düşmemeli. Bu acılar ne zaman bitecek? Bu konudaki düşünceniz?

Tarihimiz kahramanlıklarla yüklüdür. Gazze’li kardeşlerimiz de yepyeni ve eşine az rastlanır bir direniş gösteriyorlar. Mücahitlere destek olmak için hayatlarını Hak yolunda feda ediyorlar. Gerçek şu ki Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.” Kardeşlerimiz, dünyalık olmanın değil de ahretlik olmanın bilincinde İslam düşmanlarına karşı destan yazıyorlar. Ümitsizlik haysiyetsiz ve şerefsiz olmakla eşdeğerdir. “Allah var gam yok.” düsturunu ilmek ilmek işliyor kardeşlerimiz. Zulmedenler, insanlık var oldukça hiçbir zaman rahat yüzü göremeyecekler. İnşallah kalbi dualarla ve desteklerle kardeşlerimiz vatanlarında yaşamaya devam edecekler.

Sakarya’da ikamet ediyorsunuz. Bu şehrimizde Gazze’ye büyük bir duyarlılık var. Acaba eserlerinizden oluşan sergiler açılıyor mu kültür merkezlerinde, vakıf ve derneklerde, belediyede, okullarda, üniversitede… Bu konuda herkes üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Ben doğrusu, bilhassa belediyelerin bu hayırlı hizmetin bir ucundan tutması gerektiğini düşünüyorum. Ne dersiniz?
Şüphesiz, kültürümüze sırt dönmek geçmişi ve geleceği silmek gibidir. Bu duyarlılığın ifratına ve tefritine girmeden vasat bir yol çizilmelidir. Maalesef yaşananlar bizleri çok üzüyor. İnsanımıza gerçekten faydalı olacak eserler ortaya çıkaran sanatçılarımızla irtibatın devamlı olması gerekiyor. Şimdiye kadar böyle bir ilgiyi göremedik. Bir istişare neticesinde 12 Eylül 2004 tarihinde Serdivan Belediyemizin bünyesinde Filistin’le ilgili sergimiz açılmıştı. Hamdolsun gayet güzel bir faaliyet oldu. Tabii ki farkındalık oluşturmak için tek sergiyle yetinilmemeliydi ancak büyük şehir belediyemizden, üniversitemizden, vakıf veya derneklerden herhangi bir davet gelmedi.
Gazze, Kudüs, Filistin ve diğer İslam ülkelerine dair ortaya koyduğunuz kıymetli eserlerinizden bir albüm oluşturmayı düşünüyor musunuz? Bir değil birkaç albüm çıkar eserlerinizden. Üstelik bu çizimlerin bir kısmı yazılı… Yorum ve düşüncelerinizi de katıyorsunuz. Böyle bir hazırlığınız var mı?
Sponsor olmadan, maliyetinin yüksekliği ve böyle yayınlara ilginin düşüklüğü nedeniyle son yirmi yılda genellikle açtığım sergilerde basılan albümler dışında özel bir albüm yayınlamayı düşünemedim. Ancak Filistin temalı çizimlerimin bir albüm hâline getirilmesini arzu ederim. Her şey nasip meselesi.
Türkiye’de ilme, kültüre, sanata ve medeniyete hizmet etmek amacıyla yüzlerce vakfımız/derneğimiz kuruldu. Başta İstanbul’da olmak üzere Türkiye’nin hemen hemen her şehrinde bu kuruluşlar var. Bu vakıf ve derneklerimizin sanata yaklaşımını nasıl buluyorsunuz? Mesela resme, karikatüre ve çizgi sanatlarına bakışları nasıldır? Sizi arıyorlar mı, sizinle irtibat kuruyorlar mı?
Çok teşekkür ederim. İnşallah tesiri nasip olmuştur. Hayat hızlıca tükeniyor. Zamanın hakkını vermek için her yaş grubundaki kardeşlerime ve gençlerimize mutlaka bir sanatla meşgul olmalarını tavsiye ediyorum. Bu hem kendilerini keşfetmelerine hem her türlü olumsuz hareketlerden korunmalarına ve hem de seviyeli mesajlar vermelerine vesile olacaktır. Ahlaksızlığın madeni gibi çalışan medya ortamında, şuurlu ve uyandırıcı paylaşımlar yapmayı en önemli hizmetlerden biri olarak kabul ediyorum.
Bir sanatçının çizgisiyle davasına, idealine, ülküsüne, ilkelerine ve temelde inancına hizmet edebileceği aşikâr. Siz bu alanda gerek dergi ve gazetelerde yer alan eserlerinizle gerekse sosyal medyadaki paylaşımlarınızla örnek bir sanatçı profili çizdiniz bugüne kadar. Bu konuda bilhassa çizgi sanatına ilgi duyan gençlerimize neler tavsiye ediyorsunuz?
Rica ederim. Bilmukabele muhterem Hocam. Gençlerimize çok çalışmayı ve gayretli olmayı tavsiye ediyorum. Mevla’m hizmetlerinizi daim eylesin.