Değerli okurlarım, son günlerdeki Orman yangınlarının haberlerini izlerken, aklıma hep şu soru geliyor: Biz bir ülkeyle savaşa mı girdik?
Bir düşman ülke bu memlekete zarar vermek istese, ahada bu kadar zarar verebilirdi. Şu hale bakın: Geride bıraktığımız üç beş gün içinde binlerce hektar Ormanlık alan küle döndü.
Aslına bakarsanız, Ağaç denilip, Orman denilip geçilmemesi lazım... Çünkü onlar bizim hayat kaynaklarımız...
Hep yazıyorum... Açlığa ve susuzluğa bir miktar dayanabiliyoruz. Ama havasızlığa bir iki dakika bile dayanamıyoruz. Temiz Havanın da tek kaynağı var. O da: Ağaç ve yeşilliktir.
O yüzden, Ormanlarımızı canımız gibi korumalıyız. Dikkatinizi çekerim... Gözümüz gibi korumalıyız demiyorum, canımız gibi korumalıyız diyorum. Herhalde buradaki inceliği anlamışsınızdır.
Tekrar yazıyorum... Bu cennet vatan ve insanına zarar vermek isteyenler; sadece Ormanlarına zarar verseler yeter... Öyle topla füzeyle saldırmaya gerek yok...
Allah aşkına söyleyin... Yeşili ile verimli topraklarını kaybetmiş bir Anadolu, Altının pula dönmesine benzemez mi? Pula dönmüş bir Altının da ne kıymeti olur?
Hiç akıldan çıkarmayalım ki, bu topraklar bize gelecek nesillerin emanetidir. Atalarımız bize nasıl teslim ettiyse, bizde evlatlarımıza öyle teslim etmeye mecburuz.
Başka Türkiye yok...
Efendim başlıkta dediğim gibi, ülkemize karşı gizli bir Savaş var. Bu Savaş özellikle memleketin Ormanlarını yok etme üzerine yapılıyor.
Burada bize düşen görev: Hem var olan Ormanları korumak... Hem de, yanan Orman alanlarını kısa zamanda ağaçlandırmak tır.
Gerekirse bu uğurda varımızı yoğumuzu ortaya dökmeliyiz. Unutmayalım ki, başka Türkiye yok...