Değerli okurlarım, dünya yaratıldı yaratılalı, üzerinde birazdan anlatacağım durum gibi tezat bir durum daha yaşanmamıştır herhalde...
Şu garip hale bakar mısınız? Son dönemin bir numaralı soykırımcısı Binyamin Netanyahu, katil destekçisi ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteriyor.
Sanki siyonist katilin bu densizliği yaptığı yetmiyormuş gibi... Birde Beyaz Saray ziyaretinde, kanlı elleriyle adaylık başvuru mektubunu Trump'a veriyor.
Tam güler misin ağlar mısın vakası yani... Allah aşkına söyleyin... Bunlar dünyayla mı, yoksa Nobel Komitesi ile mi dalga geçiyorlar?
Eğer Nobel Komitesi'nde zerre kadar samimiyet varsa, katil Binyamin Netanyahu'nun başvurusunu işleme almadan "ret" eder.
Aslına bakarsanız, Komitenin böyle yapması Ödülün bir gereğidir. Çünkü... Adına başvuru yapılan isimde; başvuruyu yapan kişi de "barış"la yan yana anılacak şahıslar değildir.
Hani "barış"ı ete kemiğe büründürsek, bu katillerin isimlerini duyar duymaz dünyanın öbür ucuna kaçardı. Yazının girişinde dediğim gibi, bugüne kadar yaşanmış en tezat olay...
Ben bu tezat haberi görünce, aklıma kıyamet alametleri geldi. Biliyorsunuz... Dünyanın göçmesine yakın, "iyiler" "kötü"; "kötüler" de "iyi" diye anılacaklar.
Ne dersiniz? Acaba o günlere girdik mi?
Son cümle: Yukarıda yazdığım gibi, Nobel Komitesi katilin başvurusunu "ret" ederse, dünya barışına çok büyük hizmet etmiş olur.
Çünkü katil ve destekçileri bu soğuk duşun etkisinden kolay kolay kurtulamazlar...