0
Sultanahmet'te sabah saatlerinde, şerefsizliğin vücut giymiş hali; iki ayaklı, ruhu satılık canavarın patlaması ile yabancı uyruklu masumlar öldü ve yaralılarımız var… Erdoğan, canlı bombanın Suriye kökenli ve DEAŞ mensubu olduğunu söylerken, karanlık aydınlara haykırıyor... Ama o karanlık ağızlı aydınların bir kısmı toplanıp, PKK'yı korumak için imza topluyor... İnancımız tamdır; bu alçakların kökü kazınacak ve ülkem, hainleri kusarak bünyesinden atacak inşallah…
Bazı aydınlar gittiği yere karanlık götürür… Gezi'den beri, farklı renkler, farklı meşrep sahipleri, ihanette birleşti… Asıl hedeflerden biride Allah'ın dinine İslam'a karşı savaş ve beraber hareket etmeleri… İhanet rüzgarına kendini kaptırmış bir kısım kapkara insanlarımız, aldıkları her nefeste hainlikleri irileşiyor… Oysa bütün bu dalavereler ve ruhlarını satmaları sadece anlık menfaatler için... Gelecek garantisi olmayan her şey ancak bir anlıktır…
Bir an öncesi, mazinin titiz arşivinde, bir an sonrası ise bilinmezin karanlık kucağında…Her şey gelecek garantisi olmayan yaşadığımız anda; bir anda yaşıyoruz, bir anlık saltanat ve bir an için tüm kavgalar… Her şey o bir anın içinde; öfkeler, doymak bilmez ihtiraslar ve gözü çıkası ihanetler… Bir an uğruna insan alçakça ihanetler içine girip, memleketine zarar veriyorsa, bütün anlar, saniyeler onun alçaklığını haykırır…
Bir anlık şuur, bir anlık kulluk, kirli ittifaklara kukla olmamak gerçek saltanattır...Ah işte o bir anı muhafaza etmek var ya ebedi zamanların çekirdeği oluyor... O bir anımıza şuur frenimizle sahip çıkabilsek…
Şuan ki varlığımız, kainatın sahibini, Allah'ı hoşnut etmemiş ise, bir anlık var olan zerrelerin nizam ve intizamın içinde, vazifelerini yapmaları bizim kulluğumuzu geçiyorsa zarar ve ziyan içindeyiz…
Dahili alçakların Türkiye düşmanlığı, İhanetleri, tuzakları, tüm hain planları, oyunları bir anlık için miydi? Sızmalar, hükümran olma hevesleri, alçaklarla ortak olmaları bir anlık için miydi? Bir anlık heves ve ihtiras uğruna, koca bir ömrü şeytanların kucağına teslim ederek maskara olmak ve bütün insani değerlerden istifa ederek buradan göçüp gitmek değer miydi?
Dışarıda yağmur toprağı; içeride sorular delice beynimi kamçılıyor… Gezi gazına gelip akılları zehirlenmiş yaşayan ölüler, bir anlık alçakça hayat için bütün geleceklerini mahvetmekteler… Hendeği görmeyip, şehidi ve mazlumu görmeyip PKK'ya karasevdalı oldular… Yeni Türkiye'ye zarar verecek kim varsa ilahlaştırdılar… Meğer içimizde ne çok farklı hendekler varmış kara kapkara…
Hendekler çeşitli… O kadar çok hendekler açılıyor ki; manşetleri hendek, dilleri hendek, ağızları hendek… Yeni Türkiye'nin önüne gönüllü hendekler…Saldırırken vururken öfkeleri katlanıyor çeşitliliği artıyor... Şimdi ahlaksız iftiraların hedefine Diyaneti de koydular… Çok uğraştılar ama muta nikahından yağ çıkaramadılar sinek sağanlar… Gardıropları dolu, çeşidi bolca; her an, her durumda uygun ayrı bir iftira ve alçakça silahı devreye sokuyorlar hiç çekinmeden…
Yeni Türkiye düşmanları, bukalemun imanlıdırlar; duruma, şartlara ve menfaatin gelişine göre renkleri değişir...İhanet guruplarının dün muta nikahı diye göstermelik İran düşmanlığı ve Gençler terörist olacak yalanı ile dershaneler üzerinden devlete saldırıları yeni güncellemeler ile devam etmekte… Dedik ya: Bukalemun imanlıdırlar; girdikleri ortama ve yaşadıkları ana, menfaatin gelişi ve hacmine, alçak akılların tavsiyesine göre değişir, anlık iman, günlük, aylık ve sezonluk iman meydana çıkarırlar…
Bukalemun imanlılar, hendekçiler ve zındıka bir araya gelerek, voltran'ı oluşturdular…Dünün didişenleri bugün tahribat için birliktelik sergiliyorlar, su sızılmaz sıkılıkta Yeni Türkiye'nin böğrüne hançer indirmeye çalışıyorlar… Ne yaparlarsa yapsınlar; imanlı milletimiz, kahraman ordumuz ve cesur polisimiz gerçek temizliği yaparak neticesiz kalmalarını sağlayacaklar… İhanet içinde ve küfür içinde olanlar, anlık lezzetlerin, ihtirasların neticesi ebedi cehenneme teslim olurken, dayandıkları yerlerin ne çürük olduğunu görecekler… Bütün anların şuurlu geçmesi dileği ile son söz:
Yeni Türkiye'nin davası ne büyük ki, rüzgarı çeri çöpü ve küçük insanları bir araya topladı…