2019 yılında çiğ süt prim desteği litre başına 10 kuruştan 25 kuruşa çıkarıldı. Süt üreticilerinin işlerini sürdürebilmeleri için zarar etmemeleri yani satış fiyatlarının maliyeti aşması gerekiyor. İşte bu noktada Et ve Süt Kurumu devreye girip destekleme alımları yapıyor.

Tarımsal piyasalar denge noktaları sürekli değişen oynar zeminlerdir. Bir sezon bolluk, bereket olup üretim artarken arz talep dengesi arz yanlı oluşarak bolluk fiyatların düşmesine yol açar. Düşen fiyatlar bir sonraki yıl aynı ürünü üretmesi konusunda çiftçiyi caydırırken bu defa üretimi az olduğundan fiyatları artan ürünler çiftçi için cazip hale gelir. Eğer piyasalara devlet müdahale etmezse bu kısır döngü sürer gider. Devletin tarım sektörüne dengeleyici müdahaleleri ile çiftçi sürdürülebilir üretimini gerçekleştirirken diğer yandan nihai tüketici uygun fiyatlarla gıda maddelerine erişebilir. O nedenle ilgili kamu kurumlarının tarım sektörleri ile ilgili belirlediği politikalar ve uygulamaları hayati önemdedir.

Genelde ülkemiz hayvancılığının özelde ise süt üreticilerinin belli başlı sorunları yem ve akaryakıt fiyatlarının yüksekliğidir. Hayvancılığı gelişmiş ülkelerde kaba yem ihtiyacının % 80-90'ı çayır meralardan karşılanırken, ülkemizde bu oran nadas alanları dahil yaklaşık % 40 civarında kalmaktadır. 1950'li yıllardan itibaren tarıma açılmış olan çayır ve meralar gittikçe azalmakla birlikte söz konusu mera arazileri ağır tahribata uğrayarak fakirleşmiş, verimliliğini kaybetmiş ve büyük ölçüde erozyona maruz kalmıştır. Son zamanlarda Tarım Bakanlığının bir kısım orman alanlarını ücretsiz otlatmaya açması olumlu ancak yetersiz bir gelişmedir. Ülkemizin kaba yem açığı yaklaşık olarak %60 olarak biliniyor. Bu açık dışarıdan yem ithal edilerek kapatılmaya çalışılıyor.

Et ve Süt Kurumu bir yıl içerisinde iki veya üç defa üreticinin elinde kalan fazla sütü destekleme alımları ile birliklere satın aldırıyor. Fakat bu sütü piyasa dengelerini bozmamak için iç piyasaya sürmüyor. Çünkü iç piyasaya sürdüğünde fiyatlar düşeceğinden üretici zarar edecektir. O nedenle bu sütten süttozu yaptırarak ihraç şartlı olarak firmalara satıyor. Yani süttozunu yurtiçinde kullanmamaları, yurtdışına satmaları şartıyla satıyor. Amaç yine iç piyasalarda fiyatların düşüp üreticiye zarar vermemesi. Peki, birlikler sütün litresini kaç liradan alıyor? Bugün itibariyle litresini 1,44TL'den alıyor.

Marketlerin raflarında markalara ve özelliklerine bağlı olarak 3-6TL arası süt alabilmek mümkün. Diğer yandan gıda sanayicileri üreticiden litresi 1-1,50TL arası bir fiyata sütü alıyor. Rakamlara baktığımızda sütün üreticiden çıktıktan sonra evimize girene dek %100 ile %300 üzerine konulduğunu görüyoruz. Bu durum da ayrı bir dengesizlik arz ediyor. Başta, tarım piyasalarının oynar zeminler olduğunu, sütü ucuz piyasaya sürdüğünüzde bu defa üreticiye darbe vuracağınızı söylemiştik. O halde ne yapmalı ki hem insanımız ucuz süt içsin hem de üretici kar edip üretimi sürdürsün? Üretici birliklerinin teklifi şu: devlet yem fiyatlarını düşürüp akaryakıt desteği versin!