Yapay çiçeklerin gerçek çiçeklere tercih edilmesiyle başladı belki de sahtelikler çağı. Direnmiş olsaydık, dikenli ve kokulu güllerden vazgeçmeseydik bu denli tarumar olmazdı, bahçemiz. Oysa bugün pek çok şeyin sahte ve yapay olanını yapmakla mağrur bir dünyada yaşıyoruz. Yapay hücre, yapay güneş, yapay et, yapay ağaç, yapay çiçek, yapay gübre...Keşke her şeyin daha sahici ve samimi olanını yapmak için olsaydı, insanın çabası. Belki yaşadığımız düşüncesi de yapay ve belki yaşam da bir yanılsamadan ibaret.  

Bugünlerde en moda kavramlardan biri, yapay zekâ. Her yerde yapay zekânın ne kadar elzem ve kurtarıcı olduğuna dair seminerler, programlar, atölyeler yapılıyor. Hazır bu kadar alıcısı varken bu ilgiyi değerlendirmek elbette mantıklı. Uzmanları, yapay zekânın işleri ne kadar kolaylaştırdığını ve insan için ne kadar büyük hayra vesile olduğu anlatılıyor. Bu manzara hatırıma covid 19 sürecindeki aşı propagandalarını getirdi. O vakitte anlı şanlı bilim insanları, aşıların ne kadar hayati ve kurtarıcı; sağlıklı ve güvenli olduğunu anlatıyordu. Aksini söyleyenlerde yobazlık ve gericilikle itham edilerek toplumsal linçe uğruyordu. Fakat zaman aşılara şüpheyle yaklaşanları haklı çıkardı.

Hayatta fırsatlar ve riskler bir aradadır. Yapay zekâ elbette insanlar için kolaylıklar ve fırsatlar sunuyor. Fakat yapay zekâ içerisinde pek çok riskleri ve zolumsuzlukları da barındırıyor. Ve henüz kimse bize bu riskler ve olumsuzluklar hakkında bilgi vermiyor. Çünkü şimdi alkış zamanı. Ellerimiz yarılıncaya kadar alkışlayalım yapay zekâyı. Umarım, yanılmış ve kandırılmışız diye bitmez bu hikâyenin sonu.

John McCarthy, Marvin L. Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude E. Shannon tarafından ilk olarak 1956 yılında Dortmund Konferansı’nda kullanılan “yapay zekâ” kavramı az zamanda çok yol aldı. 1952 yılında yapay zekâ ile satranç oynayabilen ilk program yazıldı. 2009 yılında Google sürücüsüz araba geliştirmeye başladı. 2000 yılında Honda akıllı bir insan robotu olan ASİMO’yu tasarladı. 2017 yılında Deep Mind araştırmacıları yapay zekaya hafıza eklemeyi başardılar (İşler ve Kılıç, 2021). John McCarthy yapay zekâyı; “Akıllı makineler, özellikle akıllı bilgisayar programları üretme bilimi ve mühendisliği” olarak tanımlamaktadır (McCarthy, 2007; https://www-formal.stanford.edu/jmc/whatisai/).

Ve günümüzde neredeyse yaşamın her alanında yapay zekâ programları ve uygulamaları konuşuluyor. Konuşmaların neredeyse tamamı müspet. Kimse yapay zekanın olumsuz etkilerinden ve risklerden bahsetmiyor. Yapay zekânın; sosyal izolasyon ve yalnızlaşma, bireyselliğin artması, güven bunalımı ve gerçeklik endişesi, insanın üretkenliğinin ve hayal gücünün zayıflaması, işsizliğin artması, sahte bilgi ve manipülasyon, yaşam becerilerinin azalması, etik ihlalleri, veri güvenliği gibi konularda çok önemli riskler ve olumsuzluklar taşıdığını düşünüyorum. Bu riskler ve olumsuzluklar hakkında bilimsel araştırmalarda yayınlanmaya başladı. 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları tarafından yürütülen bir araştırmanın sonuçları önemli bulgular içeriyor. İlgili araştırmaya göre; yapay zekâ destekli makale yazan bireylerin zihinsel becerilerini kullanarak makale yazanlara göre zihinsel işlevlerini ve özelliklerini daha az kullandıkları görülmüştür (Kosmyna vd., 2025). Diğer riskler hakkında da araştırmalar var fakat hepsini burada vermemiz mümkün değil.

Hülasa, yapay zekânın elbette çok önemli faydaları var ve insanlara pek çok meselede farklı kolaylıklar sağlıyor. Teknoloji salt kötü değildir, onu kötü yapan insanın kullanım amacı ve biçimidir. Her meselede olduğu gibi burada da fırsatlar ve riskler birlikte vardır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi yapay zekânın faydaları, zararları ve olası riskler hakkında bilgilendirmek en güzel yol diye düşünüyorum.

Vesselam…