Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Şubat 2023

​Deprem ve Ötesi

Sözün bittiği ve yeniden başladığı yerdeyiz.

Kahramanmaraş merkezli on ilimizde yaşanan deprem sebebiyle birçok vatandaşımız, kardeşimiz, dostumuz, akrabamız hayatını kaybetti, daha fazlası da yaralandı.

Deprem sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına, sevenlerine ve tüm milletimize başsağlığı dilerim. Yaralılara Allah’tan acil şifalar dilerim.

Evet, bu acılar sebebiyle sözün bittiği yerdeyiz. Deprem anında ve depremden sonra yaşanan acılar, sıkıntılar sebebiyle söz bitiyor. Hangi cümleyi kurarsak kuralım söyleyeceğimiz hiçbir kelime o anı yaşayanların acılarını hafifletmeye yetmeyecektir.

Aynı zamanda sözün yeniden başladığı yerdeyiz. Çünkü yaşanan bu depremler ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu, depreme karşı gerçekten çok zayıf olduğumuzu gösterdi. Depremde yıkılan, hasar alan binalara, yapılara bakıldığında yapıların ne kadar düşük kalitede yapıldığını ve insan hayatının bu kadar ucuz olmaması gerektiğini gösterdi.

Yaşadığımız depremler bizlere kaybedilenlerin geri getirilemeyeceğini, bundan sonra daha tedbirli olmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi. Yaşananlar elbette kaderimizin bir parçasıdır. Müslümanlar olarak biz buna iman ederiz. Ancak tevekkül, içinde aynı zamanda tedbiri de içerir. Alınacak, alınması gereken en önemli tedbirler de binaların kalitesidir. Kaliteli iş yaptıktan sonra depremin şiddeti sebebiyle yine de yıkılırsa o konuda yapacak bir şey olmadığı söylenebilir. Önce tedbir…

Depremlerin büyüklüğü ve geniş alana yayılması bizlere bir şeyi daha gösterdi. Türkiye’nin deprem ülkesi olması, fay hattı üzerinde olması depremlerin geniş alana yayılabileceğini de gösterdi. Dünya tarihi boyunca eşine rastlanmayacak büyüklükte olan Kahramanmaraş merkezli bu deprem (Hiroşima atom bombası 15 trilyon joule, Loma Prieta Depremi 6,9 büyüklüğünde olmasında rağmen 1,5 katrilyon jolue, Haiti depremi 7 büyüklüğünde olmasına rağmen 2,1 katrilyon joule ancak 6 Şubat depremi 7,7 büyüklüğünde ve 30 katrilyon joule) bizlere çıkarmamız gereken önemli dersler de verdi.

Depremin geniş alana yayılması sebebiyle AFAD depolarının genişletilmesi, büyütülmesi gerekliliğini ortaya çıkardı.

Eğitim müfredatı içine Arama Kurtarma eğitimlerinin yedirilmesi gerekliliği, uygulamalı olarak öğrenilmesi gerekliliği, böylesi bir durumda uzman eksikliğinin olmaması gerekliliği görülmüştür. Askeri eğitimler içinde JAK gibi ekipler olsa da altı aylık askerlik eğitimleri içerisinde ilk yardım, arama kurtarma gibi önemli eğitimlerin konulması gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Deprem gibi doğal afetler ülkemizde (istisnalar kaideyi bozmaz) birlik ve beraberliğin en yoğun yaşandığı dönemlerdir. Herhangi bir inanç ayırmaksızın herkes yardımlarını yaparak yoğun bir şekilde afet bölgesine göndermeye çalışıyor. Ancak koordinasyon konusunda daha çok çalışılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. İhtiyaçlar sıralamasının doğru yapılarak ona göre bir planlama ve temin edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yapılan yardımlar sebebiyle yolların tıkandığı, birincil öncelikli ihtiyaçların bu nedenle gecikme yaşadığı görülmüştür.

Deprem, en çok da bölge ekonomisi ve ikinci kademede ülke ekonomisini etkilemektedir. 17 Ağustos depremi sonrasında yapılan hesaplamalara göre hasarın onarılması için gereken finansman milli gelirin %6’sı civarındadır. Bugünkü Türkiye ekonomisi bağlamında düşünülürse yaklaşık 50 milyar dolarlık bir finansman ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki deprem öncesinde alınacak tedbirler bu maliyetten çok daha az ve ucuzdur.

Depremin alternatif maliyetleri de bulunmaktadır. Bugün depremin yaşandığı bölgelerin toplam ihracat tutarı 20 milyar 136 milyon dolar seviyesinde. Bölgede toplam 304 bin 648 esnaf 320 bin 453 iş yeri bulunmaktadır.

6 Şubat depremi çok büyük ve şiddetli bir depremdi. Deniş alana yayıldığı için 13,5 milyon insan etkilendi. Azerbaycan’ın 10,1 milyon, Portekiz’in 10,3 milyon, Yunanistan’ın 10,4 milyon, İsveç’in 10,4 milyon, Çekya’nın 10,5 milyon, Ürdün’ün 11,1 milyon, Belçika’nın 11,6 milyon, Tunus’un 12,2 milyon nüfusu olduğu göz önüne alınırsa depremin ne kadar kalabalık bir nüfusu etkilediği daha iyi anlaşılabilir. Aynı şekilde Depremin hissedildiği 10 ilin toplam alanı göz önüne alındığında Bulgaristan, Gürcistan, Danimarka, İsviçre, Hollanda, Avusturya, Azerbaycan, Güney Kore gibi ülkelerin sınırlarından daha geniş bir alan olduğu görülmektedir.

Tedbirleri ve ihtiyaçları doğru tespit ederek bundan sonraki depremlerden en az hasarla atlatmak için gerekli tüm çalışmaların yapılması ümidiyle…