Bazı yazılarımızda kaynaklara işaret ederek vurguladığımız gibi, boşanmış aile çocuklarının hayatlarının bir yerinde “ağır suçlardan birini işleme” ihtimali diğerlerinden çok daha yüksek.

TÜİK verileri bu durumdaki çocukların sayısının hızla artığını gösteriyor, buna ilişkin rakamları da yıl yıl dikkatlerinize arz ediyoruz fırsat buldukça.

Sadece bir yıllık artışa bakalım:

Boşanan çiftelerin sayısı 2023 yılında 173 bin 342 imiş, bu rakam 2024 yılında 14 bin artışla 187 bin olmuş.

Bir yılda yüzde 8’lik artış var boşanmalarda!

Hadi elimiz değmişken bir de evlenmelere bakalım:

Evlenen çiftlerin sayısı 2023 yılında 567 bin 11 iken, 2024 yılında 568 bin 395 olmuş.

Boşanmalar hızla artıyor ama evlenmelerde artış çok yavaş.

Her iki cinsiyette de ortalama ilk evlenme yaşı hızla artıyor.

Kaba boşanma hızı çarpıcı biçimde artıyor.

Ailesi boşanmış çocuk sayısı artıyor.

Ailesi boşanmakta olan çocuk sayısı çok daha hızlı bir biçimde artıyor.

Boşanmamış ailelerin ortalama çocuk sayısı azalıyor…

Böyle devam ederse ne olur?

Sayın Cumhurbaşkanı bu durumları “varoluşsal tehdit” olarak yani “yokoluşsal tehdit” olarak nitelendiriyor.

Sürekli olarak ikaz ediyor.

“En az üç çocuk çağrılarımız boşuna değil!” diyor.

Amma velâkin, bu alanlarda mesafe alınamıyor.

İşler kötüye gidiyor.

Bir memleketin ekonomisi bugün kötü olur yarın iyi.

Bir ailenin parası bugün az olur yarın bollaşır…

Ancak, aile çökerse…

Aile bağları koparsa…

Güven ve güvenlik bunalımı idare edilemez hale gelirse…

Kültürel erozyonu engelleyecek tedbirler alınmazsa, alınamazsa…

Ülkeyi yönetenler, başlarını kaşıyacak vakit bulamadıkları için gerçek tabloyu göremezlerse…

Danışmanlık mekanizmaları danışılmayan danışmanlardan ibaret ise…

Kurullar, komisyonlar toplanıp toplanıp dağılıyor ve sonuç üretemiyorsa…

Yetkililer sürekli olarak durum tespitinde bulunuyorsa ve gidişâtı tersine döndürecek gelişmeler görülemiyorsa…

Sıkıntılar iyice büyür…

Ve bir noktada “geri döndürülemez” duruma gelir.

Bunu söyleyen sadece ben değilim…

Bir önceki Aile Bakanı Derya Yanık, yani iktidarın en önemli, en hayati bakanlıklarından birinin emanet edildiği Derya Yanık, yaşlanmanın en hızlı olduğu Kara Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlandığımızı belirttikten sonra, “Bu konuda geri döndürülemez ölçeği geçtik!” demişti.

Yani…

Bu durumu geri döndürmenin pek de mümkün görülmediğini söylemek istemişti.

Bir önceki Sayın Aile Bakanı, bu tespitini şu cümleyle tamamlamıştı:

Dolayısıyla önümüzdeki süreçte huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak!

Sonuç bu:

Çocuklarımız kreşlere, yaşlılarımız yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine!

*

Ben bu konuları açtığımda bazıları, “Efendim, dünya değişiyor, bunlar çağımızın getirdiği sorunlar, sadece bizde değil, her yerde!” diyor.

Ne yani, teslim mi olalım?

Ne yani, küreselleşme anaforuna kapılarak ailemizi kayıp mı edelim?

Yok efendim, o kadar da değil!

Nasıl değil?

Sayın Cumhurbaşkanı doğurganlık oranının dibe çakılmasını "varoluşsal tehdit” olarak nitelendiriyor.

Nasıl değil?

Daha önce “Bu gidişle 20-25 sene sonra yeterince askere alacak genç bulmakta güçlük çekeceğimizi” söyleyen şimdiki Sayın Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki konuşmasını görmedinizse, şu birkaç cümlesini buyurunuz:

"Günümüzde hanelerin yüzde 50'sinde çocuk yok! TÜİK projeksiyonlarına göre, önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Karşı karşıya olduğumuz bu gibi sorunların çoğunun temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor."

*

İktidar mensuplarının tespitleri çok güzel.

Peki ya derdimize çare olacak atılımlar?

Mesela…

Çok önemli bir adım olarak, birçok yazımızda sebep olduğu olumsuzlukları sıraladığımız "mecburi eğitimin 12 yıl olan süresi" hatırı sayılır ölçüde geri çekilecek mi?

*

Bu yazımıza “Boşanmış aile çocuklarının hayatlarının bir yerinde ‘ağır suçlardan birini işleme’ ihtimali diğerlerinden çok daha yüksek.” diyerek girmiştik değil mi?

Öyle başladık, konuyu aça aça buralara geldik…

Bu yazının ilk cümlesiyle son cümlesi arasındaki bağlantıyı kurmak, her gün sokaklardaki şiddet, saldırı görüntülerine şahitlik eden kıymetli okuyucularım için çok kolay!