0
Fetto üzgün, Fetto efkarlı… Kocaman ve Duble Turp yemek, hem de en acısından yemek, midesini yakmış, içini tutuşturmuştu… Önce Erdoğan kazanmış, şimdi de Donald Trump kazanmıştı. Kaybeden hep kendisi oluyordu. Etrafına vaatler veriyor, tarihler veriyor, zaferler işaret ediyor ama oturup okyanusun kıyısında kocaman turpu yiyordu; yediği ayvalar üzerine…
Fetto'nun ocağı batmaya devam ediyordu, en kurgulusundan evine ateşler salınarak… Oysa o turpa değil, mavi gözlü kıza sevdalıydı; onun kazanması uğruna avenelerini dua için, yardım için seferber etmişti... Soğuk mavi gözlü kızla, daha da Hillary, daha da ileri gidecekti… 15 Temmuz'da elinde patlayan bombanın en gallevisini patlatıp, Anadolu'nun aslan yürekli Reis'ine haddini bildirecekti. (!) Mavi gözlü kız Hillary, ona daha çok ileri vaat etmişti ve elinden milyonlar kayıp gitmişti… Ah Hillary ah..!!!
Fetto'nun Donald Trump'ın kazandığını görmesi efkarını öyle tetiklemişti ki... Elini neye atsa kurutuyor, bekçi gibi hep ayazda kalıyordu… Ismarlama bir Mehdilik uğruna bütün umutları birer birer batarken, kimseye söyleyemediği bir şey; hala ona insanüstü özellikler biçip, kuzu gibi etrafında meleyenler vardı… Resmen mavi gözlü Hillary'in gözlerinde umutları boğulmuştu... Bütün bedduaları kendi başını bir güzel yemişti… Ah Hillary ah! Gitti milyonlar gitti… Milyonlar vermiş, Amerika'yı kaz gibi yolma Hillary'li günleri beklemişti.
Duble Turp Fetton'un midesine otura dursun, efkarı Pensilvanya'nın dağına taşına yayılıyor için için mavi gözlü kıza öfkeleniyor ve deli deli söyleniyordu:
"Ahhhh Hillary ah! Son umudum sen idin. Yine bana hüsran, kaybetmelerime bir kaybetmek daha düştü. Ahhhh Hillary! Milletten arsızca dilen, sonra gel sana yatır; sende kalk bir güzel batır... Ulan sevdiğim hiçbir eşek yaşamıyor. Hiç mi mühür gözlü ve yüzümü güldürecek eşek olmayacak? Yularını tuttuğum, umudumu yüklediğim her eşek ya benden uyuz, ya da leş oluyor… " Aslında farkında idi yıllarca kullanıldığının ama hedefi büyüktü; bütün dünya onun olup, kainata mehdilik yapacaktı. Bunun için yükü çekiyordu… Nasıl güvenmişti Hillary'in mavi vaatlerine... Kazanınca ona da kazandıracaktı; hatta Amerika'nın da mehdisi olacak, füze rampasından fırlayıp kainata da mehdilik yapacaktı.
Evet, uyduruk Mehdinin derdi çok büyük. Hillary Clinton'a milyonları akıttı ama turpu yedi Donald Trump kazandı. Okyanus ötesi, kendisini sakladığı gibi; Hillary'nin mavi gözleri İslam alemine özellikle Ortadoğu'ya yeni planlanan puştluklar gizliyor ve ona ümit veriyordu. Ömrü gizlenmekle, hakikatleri saklanmakla geçen Fetto, Hillary'nin kazanması ile papaya hizmetkarlığını da resmiyete döküp, kardinal kardinal dolaşacaktı...
Kim kazanırsa kazansın, unutulmamalı ki; daima İslam'ın aleyhinde olacaklar... Batının tek arzusu var; nefes alan tek Müslüman'ın kalmaması... Bütün bunlara rağmen hala onları medeni görüp, hayranlık yaşayanların insanlığı kalmamış demektir. Bizim kazanmamız için; bizim bizimle olmamız lazım… Biz o kadar bizden uzaklaşmıştık ki o boşlıkları Fettolar değerlendirdi… Fetto'dan geçti biliyoruz; bari peşinden gidenler, Anadolu'nun imanlı yiğitlerine gönül versinler, aslanların peşinden gitsinler… Batının uyuz eşekleri sırf Erdoğan'a inat sevilmez ki!
Kıymetli okuyucularıma bir hatırlatma: Dessas İngiliz'le her alanda mücadelede, İngilizcenin mutlaka faydası olur. Sırf zehirli fikirlerinin okunması için kampanya yapan gazeteler yerine, vatanını seven ve Allah'a kul olmaktan onur duyan insanların hazırladığı gazetenizin başlattığı İngilizce kampanyasını değerlendirmenizi ve dostlarınızı da haberdar etmenizi dilerim.