Çocukluğumda "fazla hassas" olduğum söylenirdi. Kimse bunu yönetmeyi öğretmedi, sadece bastırmam istendi. Değişmedim. Yarım asra yaklaşırken, hassasiyetin bir yük değil büyük bir lütuf olduğuna inanıyorum.

Ne var ki bu dünya hassas ruhlar için kolay değilÖfke dolu bir çağdayız. Sosyal medya umudu alaya alıp öfkeyi paraya çeviriyor. Toplumda kaygının zirve yapması şaşırtıcı değil. Ya duygularımızı körelteceğiz ya da bu gürültülü çılgınlıktan kaçış yolları bulacağız.

Başkalarının korku ve öfkesinin yönettiği dünyayı kabul etmiyorum. Henry Miller haklı: "Çılgın bir dünyaya uyum sağlamakta kurtuluş yok." Geriye tek yol kalıyor: Fırtınadan kendi duygusal sığınağınızı inşa etmek. Bu yetenek içimizde varHer günde küçük mutluluk anları bulabiliriz. Bu anlar, üzerimize yağan korku sağanağına karşı nefes aldırır.

Evet, öfkeli bir dünyada yaşıyoruz ama aynı zamanda sakin, muhteşem harikalarla dolu bir dünyada da varız. İnsanlar ve doğa, dikkat edersek, saf neşeyle bizi sarabilir. Gözlerinizi açın.

Beynimiz bir örüntü tanıma makinesidir. Tıpkı yeni öğrendiğiniz kelimeyi her yerde görmeniz gibi, bu mekanizma hayatınızda daha fazla neşe bulmak için kullanılabilirBir kez harikayı aramayı seçtiğinizde onu her yerde görürsünüzEn sıradan günler bile küçük mutluluk anlarıyla doludur.

Neye dikkat edeceğinizi seçme gücü sizde. Dünyadan tamamen uzaklaşmayı önermiyorum. Demokrasi için neler olup bittiğini bilmek önemlidir. Ancak her yarım saatte bir haber uyarısına boğulmak gerekmezSürekli öfke patlamalarına takılı kalmak, düşünceli eylem yeteneğinizi köreltir.

Korku ve öfke en kolay paraya çevrilebilen duygulardır. Birçok medya kuruluşu sizi felçli ve karlı tutmak isterBilgi selinden mola verinGün batımını izleyinParktaki sincaplara bakınOdağınızı çevrenizdeki harikalara bırakın.

Hayat öfkeyle geçmek için çok kısa. Ben gördüğüm harikalar için haiku yazarak kendime özgü bir pratik geliştirdim. Bulduğum mutluluk anlarını kaydediyorumDünya sertleştiğinde onlara dönüyorum.

Sizi öfkeli ya da kayıtsız isteyen güçlere teslim olmayınKalıcı değişim en yoğun duygulara sahip olanlar değil en büyük azme sahip olanlar tarafından gerçekleştirilir. Gündüz ayı fark etmek veya komşunuzun köpeğinin o sevimli hali ruhunuzu dinlendirir. Bir kaldırım çatlağındaki ot bile minnettarlık şansı sunar.

Ne yapacaksınız? Çılgın bir dünyaya uyum sağlamayı mı yoksa daha iyi bir gelecek için savaşmayı mı? Umarım hassas kalırsınızMücadelede kalmak istiyorsanız her günde küçük mutluluk anları bulmayı öğrenin. Unutmayalım ki  zulme karşı sessiz neşe en büyük direniştir.

Bu sadece kişisel gözlem değil. Bilim destekliyor. Psikoloji ve sinirbilim, olumsuzluğa rağmen kasıtlı pratiklerle iyi oluşumuzu besleyebildiğimizi gösteriyor. "Mikro-an" dediğimiz küçük neşe kıvılcımları zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde birikimli etki yaratırBeyin fonksiyonlarımızda değişime yol açarHer fark edilen an olumlu duygularla ilişkili sinir devrelerini güçlendirir.

Neden olumsuzluğa takılıp kalıyoruz? "Olumsuzluk yanlılığı" dediğimiz beynin doğal eğilimi devreye giriyor. İnsan beyni olumsuza daha fazla dikkat etmeye programlı. Bu pasif 'pozitif olma' çabasını yetersiz kılarBeyni 'yeniden eğitmek' için kasıtlı stratejiler şart.

Neşeyi hayata katmak büyük değişiklikler gerektirmezGünlük rutinlere entegre edilebilecek küçük eylemlerle mümkünŞimdiki anın tadını çıkarınHer güne bir niyetle başlayınYavaşlayın. Anı tam yaşayın. Bir mum yakın. Sevdiğiniz şarkıyı dinleyin. Duyularınızı kullanınPaylaşınŞükran pratiği güçlü bir araçtır. Minnettar olduğunuz şeyleri düşünün. Başkalarına şükran ifade edin. Olumsuz düşünce kalıplarınızı tanıyınOnları daha olumlularla değiştirin"İşte hiçbir şeyi doğru yapamıyorum" yerine "Bu projede başarılı oldum" deyin. Kullandığınız dil algınızı şekillendirir"Yapmak zorundayım" yerine "Yapabiliyorum" deyin.

Doğayla bağ kurunHareket edinYaratıcı ifadeye yer açınSık gülünOlumsuz girdileri sınırlayınOkuyunKendinize bakın.

Seçim sizinİçinizdeki sığınağı inşa edin ve orada yaşayın.