İklim Kanunu, 9 Temmuz 2025 Tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun 1. Maddesinde ‘’Bu Kanunun amacı; yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmektir.’’ denilmekte.
Kanunla karbon salımını sıfıra indirmek ve ülkemizi daha yeşil, daha dirençli hale getirmek. Artık şehirlerin, tarımın, sanayinin, ulaşımın ve enerji sektörünün çevreye daha duyarlı olması zorunlu hale geliyor.
Kanunun finansal ayağı da dikkat çekici. ETS'den elde edilen gelirler sadece yeşil dönüşüm ve iklim mücadelesi için kullanılacak. Bu kaynakların %10'u ise "adil geçiş" projelerine ayrılabilecek. Ayrıca yeşil yatırımları teşvik edecek şekilde sigorta, hibe, kredi ve yeşil tahvil gibi çeşitli finansal araçlar öngörülüyor.
Kanunun kalbinde Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) yer alıyor. İşletmeler, faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı salımları için izin almak ve bu izinleri teslim etmek zorunda. Teslim etmeyenlere ceza var, hem de ciddi miktarda. Emisyon raporu sunmayanlar, izinsiz faaliyet gösterenler ya da yükümlülüklerini yerine getirmeyenler milyonlarca lira ceza ile karşı karşıya kalacak. Cezaların üst sınırı ise tam 50 milyon TL
Yasa gereği her ilde vali başkanlığında bir İklim Kurulu kurulacak ve o ilin özelliklerine uygun yerel eylem planları hazırlanacak. Bu planlar 2027 yılına kadar tamamlanacak ve iklimle ilgili kararlar yukarıdan değil, yerel ihtiyaçlara göre alınacak.
İklim Kanunu Hangi Sektörleri İlgilendiriyor?
Bu kanun hayatın neredeyse her alanını kapsıyor. Şehir planlaması ve altyapı, tarım ve hayvancılık, yeşil alanlar ve su kaynakları, enerji, sanayi ve ulaşım sektörleri bu yasa çerçevesinde dönüşecek.
Gelelim Vatandaşın Aklına Takılan Sorulara
Yasayla Vatandaştan Karbon Vergisi Alınacak mı?
Hayır. Kanun, bireylerden vergi alma gibi bir madde içermiyor. Bu sistem yalnızca büyük ölçekte üretim yapan şirketleri kapsıyor.
Peki Kömür ve Petrol Tamamen Yasaklanacak mı?
Hayır, kanun bugünden yarına her şeyi yasaklamıyor. Ama kömür ve petrole alternatif temiz enerjiler (güneş, rüzgâr, hidrojen) daha fazla desteklenecek. Yani geçiş süreci adım adım ve dengeli olacak.
Karbon Ayak İzi Nedir, Bizi Nasıl Etkiler?
Karbon ayak izi, bir ürünün çevreye verdiği zararın ölçüsü. Yeni yasa ile: Şirketler, üretim sırasında daha az enerji ve daha çevreci yöntemler kullanacak. Aynı ürün, daha az doğa zararıyla üretilecek. Ama bu bireyleri değil, şirketleri kapsayan bir düzenleme.
Yapay Gıda Gelecek, Tarım Bitecek” İddiası Doğru mu?
Hayır. Bu tamamen bir komplo teorisi. Kanun, böcek yedirecek, hayvancılığı bitirecek gibi iddiaların tam tersine: Organik tarımı, yerli üretimi, hayvancılığı korumayı hedefliyor. Yani çiftçiye ve üreticiye destek var, köstek yok.
Bu yasa sadece sanayiye karbon parası ödeten bir yasa değil aynı zamanda kanunla afetlere karşı erken uyarı sistemleri kurulacak, seller, yangınlar, kuraklık gibi olaylara karşı daha hazırlıklı olunacak. Suyumuzu daha dikkatli kullanacak, toprak kaybını önleyecek, doğayı koruyacak projeler uygulanması hedeflenmekte
İklim bilinci toplumda artırılacak. Okullarda çevre dersi olacak, üniversitelerde yeşil işler için yeni bölümler açılacak. Halk için seminerler, eğitimler düzenlenecek.
Türkiye yeşil taksonomisi adını taşıyan sistem sayesinde hangi yatırım çevre dostu, hangisi değil ayırt edilecek. Böylece hem yerli hem yabancı yatırımcı daha güvenle adım atacak.
Özetle karbon ticareti sistemiyle artık havayı ve çevreyi çok kirleten şirketler bunun bedelini çok ağır ödeyecek, temiz üretim yapanlar ödüllendirilecek. Bu da sanayinin daha çevreci ve rekabetçi hale gelmesini sağlayacak. Bu yasa sadece büyük şirketleri değil, hepimizi ilgilendiriyor.
Sonuç olarak, iklim kanunu, doğayı korumanın ötesinde bir gelecek vizyonu sunuyor. Afetlere dayanıklı şehirler kurmak, çocuklarımıza temiz bir çevre bırakmak, tarımı, suyu, toprağı güvence altına almak artık hepimizin ortak sorumluluğu. Unutmayalım, doğayla uyum içinde yaşarsak kazanırız.