0
Evrenin ilk Evi`ndeyiz… Yani kainatın kalbi, Kabe`deyiz… En kutsal Ev`de kulluğumuzu tashih ve tahkim etmeye geldik… Biliyoruz ki; Kabe safileştiriyor, saflaştırıyor ve sağlamlaştırıyor.
Kabe muazzam…
İnsan mükerrem…
Muazzam ile mükerremin buluşması ne muhteşem bir tablo… Mükerremin Muazzam'a yolculuğu ne mübarek bir sefer…
Hac bir kıble yürüyüşüdür…
Hac ile huzura yolculuk başladı… Ufuk adam, zirve insanın izindeyiz…
Kabe'yi seyrederken, hayalimde ilk Kur'an neslinin ilk günleri canlanıyor…
Ayaklarını yere vura vura Kabe'ye yürüyen o ilk kırkın yürek atışlarını, duruş ve direnişlerini unutamıyorum…
Bu ulvi eylemi hangi cesaretle yapabildiler?
Belki ihramları yoktu fakat kefenleri bellerine sararak çıkmışlardı alana… Kıyamın merkezine yürürken tek silahları iman dolu yürekleriydi. Onlar, Kabe'ye yaslandı, bedel ödediler… Kabe'nin kanatları altında geleceğe kanatlandılar…
Karanlığı aşmanın yolu Kabe'den geçiyor… Sapkınlıkları sonlandırmanın, şaşkınlıkları aşmanın adresi Kabe'dir…
Yönsüzlüğü, yolsuzluğu, yalnızlığı yenmek için mutlaka Kabe…
Şirazesinden çıkmış bir dünyanın çaresi Kabe'dir…
Evet, Kabe'siz yaşamlar kaos ve kabustur.
Kabe'den bağımsız hayatlar batıldır…
Kabe bir yatır, bir türbe, bir sunak değil; yönlerden bir yön değil; evlerden bir ev değil… Sonsuzluğa, sınırsızlığa ve sınıfsızlığa açılan bir kapıdır… Sonlu, sınırlı, sınıflı bir dünyanın kıskacından veraların verasına bir açılımdır…
Kabe öğretisini doğru okumak gerekiyor… Kabe bize Allah merkezli bir yaşamı öneriyor. Kullara kulluğu sonlandırıyor…
Kabe bizi vasata çekiyor, vuslata hazırlıyor…
O halde hayatı Kabe ilkeleri ile okumamız ve dokumamız gerekmiyor mu?
Peki, Kabe ilkeleri nelerdir?
Tevhid… Her türlü putçu, tağutçu, şeytancı, şirkçi söylemi, eylemi, yöntemi yaşamdan silmenin şifresini Kabe'de buluyoruz… Çok kıbleli ve kıblesiz yaşamları Kabe üzerinden red ediyoruz…
Yönümüz ne Doğu ne de Batı, sadece Kabe diyoruz…
Kabe hem iman yurdu hem de eman yurdudur…
Kulluk… Sadece Allah'a kulluk… Allah'ın Evi'nde Allah'tan başkasına kulluk mümkün mü? Kulluğu parçalayanlar Kabe'den kopmuş olurlar… Kullara kulluğun zilletinden Allah'a kulluğun izzetine bizi taşıyan Kabe'dir…
Kardeşlik… Kabe kardeşleştiriyor… Parçaları bütünlüyor… Renk, ırk, sınıf, sınır, dil, toprak, ulus, kültür, meslek, mezhep farklılıklarını geriye çekiyor, evrensel İslam kardeşliğinde buluşturuyor.
Bundan böyle geçerli olan Kabe kardeşliğidir…
Özgürlük… Özgürlüğün en sahici referansı Beytü'l-Atik/Özgürlük Evi'dir. Görece ve ödünç özgürlüklerden kalıcı ve kurtarıcı bir özgürlüğe yürümenin kalkış noktası Kabe'dir… Kabe özgürleştiriyor, tüm behimi, cahili, şeytani, tağuti, hevai tutkulardan ve tutsaklıklardan kurtaran Kabe'dir…
Güvenlik... Beytü'l-Haram/Güvenlik Evi, yeryüzünün muhtaç olduğu bir güvenlik koridoru açıyor… Korkuların kölesi olan kitlelere bir emniyet iklimi sunuyor… Güvensiz bir dünyanın tek güvencesi Kabe'dir…
Direniş… Kıyamen linnas/İnsanlar için kıyam merkezi olan Kabe, onurlu bir duruşun direncini ve bilincini aşılıyor… Sefil, zelil ve esir yaşamların onaylanamayacağını öğretiyor.
Eşitlik… Orada asaletler, aşiretler, apoletler devre dışı... Herkes eşit… Ayrıcalık yok… Akide ve adalet var… Maskesiz ve makyajsız bir yüzle herkes aynı safta… Kabe bizden sadece ihtiram beklemiyor, ittifak ve ittihad istiyor… İnkıyad ve intisab bekliyor…
Sadelik… Yeryüzünün en sade yapısı olan Kabe, kendisine yönelenlere sade bir yaşam öneriyor, savurganlığa karşı uyarıyor… Kabe, Karunlaşmaya "dur" diyor…
Kabe'nin ilkeleri bunlar ise bize düşen Kabe standartlarında bir yaşamı gerçekleştirmektir. Bilelim ki; Kabe kriterleri ile hayatı sürdürmez isek akıbetimiz hüsran ve hicran olacaktır.
Bu bakımdan ilk yapmamız gereken görev, Kabe'ye uyum yasalarını hayata geçirmektir… Kabe kapsamında bir yaşam…
Hiç kopmadan ve hiç kaçmadan hep kıbleli yaşamak…
Korunabilmek için…
Korunan Kabe'ye yöneliyoruz…
Korunan Kur'an'a tutunuyoruz…
Vahye şahitliğimizi sürdürürken şiar, Kabe'dir… Şuur, Kur'an'dır…
Evet, şahit olmanın şiar ve şuurunu biz bunlarda bulduk…
Modern zamanların kıble kaymasına karşı kıble kararlılığı gerekiyor. Bunun için günde asgari beş defa kıble yoklaması yapıyoruz…
Kıble krizi tüm krizlerden daha beterdir… Siyasal, ekonomik, sosyal krizler sadece bu dünyayı etkiler, kıble krizi iki dünyayı bitirir…
Anladım ki kulluk, Kabe'siz olmuyor… Kur'an'sız olmuyor…
Bunların olması için de akleden kalbe ihtiyacımız var…
Bir şeyi daha anladım: Bir defa hacca gitmekle de sorumluluk bitmiyor… Tüm ömrü haclaştırmak gerekiyor…
Duamız Kabe'nin yapımını tamamlayan Hz. İbrahim ve Hz İsmail'in duası:
"Rabbimiz bizden kabul buyur." (Bakara 217)
Ramazan Kayan