Dümdüz yolda ilerlerken aniden önüne devasa yapı, ucube bina çıkıverir.

Yol döner, yılankavi dolambaçlaşır, nereye gittiğini, nasıl gideceğini bilemez hale gelirsin.

Şehrin mekân kimliğine hakaret, sosyal refahın gaspı devasa kütleleri yolun ortasına kim diker?

Çarpık yapılaşmaya, betonlaşmaya, insanların nefessiz kalmasına kim izin verir?

Mahallenin yeşil alanlarını, çocukların oyun parkını, ormanlarını, göğe uzanan yemyeşil güzelim ağaçlarını tükettikten sonra gözünü Kartal Kayalıklarına diken kimdir?

Kim midir?

Medeniyetten azade, kültür, sanat, estetik düşmanı, bencil, hoyrat, nobran Taşralı Zengin...

Kural tanımaz, kuralları kendine uydurur Taşralı Zengin…

Kat farkı, kot farkı, taban alanı, imar durumu, şehir planı, kıyı kenar çizgisi…

Ortalama vatandaşın uyması, dikkate alması zorunlu kurallar, kaideler…

Taşralı zenginin işleri daha başka ilerler…

Projesi beklemez, dosyası rafta tozlanmaz, gemisini karada dahi yürütür.

Bildiği, tanıdığı tek değer paradır; parasıyla kanunlar, parasıyla yönetmelikler, parasıyla mevzuat satın alır.

Sınırsız itibarı, sonsuz dokunulmazlığı, kendine has yazısız kuralları vardır Taşralı Zenginin…

Zenginleştikçe kural tanımaz, kural tanımadıkça zenginleşir…

Taşralı zenginin ileri safhası; Kasaba Siyasetçisi…

Parasıyla dikeceği bina kalmadığında, gasp edeceği yeşil alan bittiğinde beyaz adam, koltuk, makam sevdasına, şan, şöhret peşine düşer.

Siyaset ona göre geniş alanları kontrol edebilmenin anahtarıdır.

Kasaba siyasetçisi, kamu kaynaklarını şahsi menfaatlerinde, çevresinin serpilip güzelleşmesinde kullanır.

Feodal düzenin modern temsilcisi; eş, dost, akrabaya çıkar sağlamak, vaz geçemeyeceği değerlerindendir.

Milletin hakkını, hukukunu, can güvenliğini korumak üzere tedbirler almasını, kanunlar yapmasını beklediğimiz Kasaba Siyasetçisinin aklı kamu düzeni, millet menfaati mefhumlarına çalışmaz.

Gerçek felaket, taşra zenginiyle kasaba siyasetçisinin yan yana gelmesidir.

Taşralı Zenginle Kasaba Siyasetçisinin taleplerini harfiyen yerine getirmeyen yerel yöneticinin hayatta kalabilme ihtimali yoktur…

“Mevzuata aykırı efendim…” dediğinde,

“La oğlum biz seni oraya mevzuatla mı getirdik…?” fırçasını yer…

Zar zor, güç bela beş yılını tamamlayabilir, ikinci beş yılı rüyasında dahi göremez…

Taşralı Zengin varlığına varlık katmak, Kasaba Siyasetçisi makamını, koltuğunu korumak adına nefes alıp verir…

İnsan canı, toplumun güvenliği, müesses nizamlarının bekası uğruna heba edilecek çerden çöpten ibarettir.

Yozlaşmış düzeni ortadan kaldırılmanın, afetlerden can kaybı yaşanmadan, en az zayiatla çıkabilmenin yegâne yolu; helali haramı gözetecek, kanunları uygularken gözünü budaktan sakınmayacak nesiller yetiştirmekten geçmektedir.

Taşralı Zenginin, Kasaba Siyasetçisinin tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz dikecek taleplerine boyun eğmeyecek kadar ahlaklı, vicdanlı nesiller yetiştirmek…

Kanunları, nizamları, ahlaki kaideleri, milletin menfaatini, kamu yararını, milletin hukukunu koruyacak dirayette insanlar yetiştirmek…