10 Ekim 2025 Cuma günü, Adana 23 Nisan İmam Hatip Ortaokulunda kurulan Genç Şairler ve Yazarlar Kulübünün misafiri idim. Okul Müdürü Talip Koktaş kardeşimin ufuk açıcı ve samimi yaklaşımları ile oluşturulan ekip ile unutulmaz bir söyleşi yapmıştık. Aynı gün bir de kompozisyon yarışmasının duyurusunu yapmıştık. Bugün yarışmada dereceye giren gençlerimizin yazılarına yer vereceğim.
“Bir okul, müdürü kadardır.” sözüyle başlamak istiyorum. Talip Koktaş; hem eğitimci hem yönetici hem de yazar. Tüm bunların üstüne iyi bir dost, güzel bir insan. Derdi olanı severim. Talip hocam da gençlerimizin geleceği için çalışan ve projeler yapan bir yönetici. Müdür olarak görev yaptığı okuldaki samimi hâlleri, oluşturduğu ekipler, öğrencilere yaklaşımı, okulun bulunduğu mahalle esnafı ile iletişimi, Adana’daki sivil toplum kuruluşları ile irtibatı daha birçok yönü ile başarılı ve güven veren bir yönetici. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Gelelim asıl meseleye.
10 Ekim Cuma günü 23 Nisan İmam Hatip Ortaokulunun âdeta ümmet coğrafyasının temsilcilerinden oluşan gençleri ile buluştuk. Kitap okuma, yazma, öncü şahsiyetler, şairler derken söyleşinin nasıl geçtiğini anlamadım. Gençlerin arasında gezerek, onlara bizzat sorular sorarak biraz da heyecanlı ve hareketli bir ortam oluşturdum. Söyleşinin sonunda bir soru sordum: “Yazı yazmak, bir eser bırakmak nasıl bir fayda sağlar?” Öğrenciler güzel cevaplar verdiler ama birisi öyle bir cevap verdi ki hemen not aldım. O cevap şuydu: “İnsan ölür, yazı kalır.” Hemen bu cevabı bir kompozisyon başlığı olarak kabul edip ödüllü yarışma yapılmasını teklif etmiştim. Yarışma yapılmış, dereceye girenler ödüllendirilmiş. Okul Müdürü Talip Koktaş kardeşim dereceye giren öğrencilerimizin metinlerini gönderdi. Bugün o metinlerden bölümleri sizlerle paylaşıyorum. Ayrıca yarışmayı yürüten öğretmenimizi, yarışmaya katılan öğrencilerimizi tebrik ediyorum.
Hadi Maraka isimli öğrencimizin “Kalem Susmaz İnsan Unutulsa da” başlıklı metninden bir bölüm: “Hayat, insanın doğumuyla başlayıp ölümüyle sona eren kısa bir yolculuktur. Ancak bu yolculukta herkesin geride bıraktığı bir izi vardır. Kimi insanlar yaptıkları iyiliklerle kimileri söyledikleri sözlerle kimileri de yazdıklarıyla hatırlanır. İşte “İnsan ölür, yazı kalır.” sözü burada bu geleceği anlatır. Yazı, insanın düşüncelerini, duygularını ve yaşadığı zamanı geleceğe aktaran en güçlü araçlardan biridir. Bir yazarın, bir şairin ya da bir düşünürün kaleme aldığı eserler onun ömrü sona erdikten sonra bile yaşamaya devam eder. Böylece o kişi fikirleriyle yeni nesillere ışık tutar. Örneğin Yunus Emre’nin sözleri ya da Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri yüzyıllar geçse de hâlâ dillerden düşmez. Çünkü yazı zamanı aşan bir mirastır. Bu söz aynı zamanda bize bir öğüt verir. Hayatta yaptıklarımız geçici, bıraktığımız izler kalıcıdır. Yazmak sadece kâğıda kelimeleri dökmek değil, aynı zamanda bir ruhun yansımasıdır. İnsan yazdıklarıyla ölümsüzleşir. İsmi unutulsa da düşünceleri yaşamaya devam eder.”
Fedi Süleyman isimli öğrencimizin “Söz Uçar Yazı Kalır” başlıklı metninden bir bölüm:
“İnsan, eceli olan bir varlıktır. Her insan illaki ölür. Çünkü ölümden kaçamaz. İnsan eğer kendini unutturmak istemiyorsa, kendisinin bu dünyada olduğunu ve yaşadığı olayları, duyguları diğer kuşaklara aktarmak istiyorsa yazı yazar. İlk yazı Sümerler tarafından bulundu ve daha sonrasında geliştirildi. Yazı bulunmadan önce insanlar hayatlarını duvara çizerdi ve o yazılar silinirdi. Yani hayatında ne yapmış, ne duygular yaşamış hiçbir kuşak görmez, kimse ilkeler alamaz ama yazı bulunduktan sonra insanlar duygularını, düşüncelerini, yaşadıkları olayları, hayatlarını kâğıda yazarak hem kalıcı hâle getirmişler hem de diğer kuşaklara aktarmışlardır.”
Asyanur Özdemir isimli öğrencimizin “İnsan Ölür, Yazı Kalır” başlıklı metninden bir bölüm:
“Kimse bu dünyada sonsuza kadar yaşayamaz. Ama yazılar, kelimeler ve düşünceler, insan yok olsa bile yaşamaya devam eder. Yazı, insanın kalbinden çıkan bir ses gibidir. Kâğıda döküldüğü onda sadece bir kişiye ait değildir, herkesin yüreğine dokunabilir. Bazı insanlar dünyadan göçtükten yıllar sonra bile hatırlanır. Çünkü arkalarında iz bırakmışlardır. Bir yazarın kitabı, bir şairin, bir düşünürün sözü... Hepsi aslında onun ruhunun bir parçasıdır. Biz bugün eski zamanlarda yaşamış kişilerin neler düşündüğünü, neye inandığını onların yazılarından öğreniyoruz. Onlar artık yaşamıyor olabilir ama fikirleri hâlâ bizimle, bu da gösteriyor ki yazı, zamanın bile silemediği bir mirastır.”
İnsanın kendisinden sonrasına bırakacağı en değerli miras yazı. Kalem, kelam ve kâğıt bizi geleceğe taşıyacak, bizi var edecek en güçlü araçlardır. Sözün gücüne inanmak ve yazmak lazım. Bu vesileyle Adana 23 Nisan İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerini, öğretmenlerini ve değerli dostum Talip Koktaş’ı kutluyor, gençlerimize başarılar diliyor ve bir kez daha yineliyorum: “İnsan ölür, yazı kalır.”