İsrail, ateşkesi ihlal ediyor. Zaten hiçbir ateşkese de uymadı. Uymaz da...
Çünkü varlık sebebi terör...
*
Terör, en etkili sömürü aparatı.
Bölüp paramparça edip telafisi mümkün olmayan zararlar açmakta.
Tüm menhiyatların kaynağı; rüşvet, irtikap, uyuşturucu, cinayet, ırkçılık...
Birlikte yaşama iradesini yok ederek toplumu asgari müştereklerden de mahrum bırakıyor. Deprem, yangın, sel felaketlerin de bile kin ve nefret kusanların gıdası terör...
Her meşru ve insani kavramların arkasına gizlenip istismar eder; barış, adalet, hürriyet, kardeşlik, demokrasi...
İnsanlığa musallat İsrail'dir.
Hiçbir insani kural tanımayan bu merkezin yandaşlarının çok güçlü oldukları hesap vermediklerinden belli.
Sadece Türkiye'de son 60 yılda 60 bin cana kıydılar, ülkenin alın terini çaldılar, toplumu kamplara böldüler. Asgari müştereklerden, medeniyet değerlerinden bihaber mangurtlar haline getirme girişimlerinden asla geri durmadılar, durmuyorlar.
Toplumun yapay gündemlerle gerçeği görmesini engelleme çabalarından biri de Cumhurbaşkanı'na galiz küfürler etmeleridir. Kriz üreterek, hoşgörü ve huzur ortamını dinamitlemekteler. Bunların söylemleriyle soykırımcı ve terör merkezi İsrail'in söylemlerinin aynılığı elbette Siyonizm yoldaşlığındandır.
Gazze'de 100 bin kişinin katledilmesinin gazetelerinde televizyonlarında, kürsülerinde hiç gündem olmaması ibretlik bir durumdur. Hamas'a terör örgütü demeleri kör gözleri belki açar...
Gazze'de ateşkesin sağlanmasından korkan İsrail ve melanet şakşakçıları değil midir?
Terörsüz Türkiye aynı zamanda güçlü ve müreffeh bir bölge demektir. Bölgenin barış ve huzur içinde olması kandan ve gözyaşından beslenenlerin kâbusudur.
Bundan dolayı terörle mücadeleyi akamete uğratmak için " Ne aldınız da silah bırakıyorsunuz." diyorlar. Suriye'de terör örgütlerini koruma kollama çabasındalar. Gazze'de Yasir Ebu Şebab çetesini besleyenler Türkiye'de de terör, yolsuzluk ve rüşvet çetelerini beslemekteler. Bu yapıların eylem ve söylem birliktelikleri izahtan varestedir. Masonların yolsuzluk çeteleriyle irtibatları, belediyeleri haraca bağlayanların Nobel ödüllü Siyonisti alkışlamaları, mandacı ruh halleri kendilerini ele veriyor.
İsrail neyi, kimi seviyorsa onu seviyorlar, neye, kime düşmansa ona düşmanlar.
Kudüs'e sahip çıkmanın darbe sebebi olmasının izahı var mıdır?
12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın gerekçesi bu idi.
15 Temmuz hainlerinin sevimli ülkesi İsrail olması şen'i yapının merkezini göstermektedir.
Türkiye, yeni bir çağın, merhamet temelli, insanı yaşat ki devlet yaşasın düşüncesinin inşa ve ihyası yolunda çok kritik virajlar almakta.
15 Temmuz ve Fırat Kalkanı bunlardandır.
15 Temmuz'dan 40 gün sonra...
24 Ağustos 2016'da Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlaması tarihin akışını değiştirmiştir. Bu aynı zamanda Mehmetçiğin tam 500 sene sonra bölgeye dönüşüdür. 24 Ağustos 1516'da Yavuz Sultan Selim'in ordusunun Mecidabık'a girişidir. Buradan da Kudüs'e yönenilmiş, aralık ayında da Kudüs fethedilmiştir.
Fırat Kalkanı Harekatına engel olmak için " Savaşa Hayır" sloganıyla imza kampanyaları açanlar, aynı zamanda terör yandaşlığından sabıkalıdırlar.
İsrail, barış istemiyor, ateşkes tanımıyor, Suriye'de, Filistin'de, Libya'da, Karabağ'da, Kıbrıs'ta Türkiye'yi saf dışı bırakmak için her yolu deniyor, Türkiye'dekiler de...
Siyonizmin tüm planları bozuluyor.
*
Fırat Kalkanı Harekatı'nın başladığı gün; 24 Ağustos 2016
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan teröristlere, insanlık düşmanlarına, kendilerini efendilerinin yanında güvende hisseden mandacılara hitaben şöyle diyordu:
Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız,devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız, bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyeceksiniz, ülkemizi hedeflerinden vazgeçiremeyeceksiniz.Onun için 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyoruz. 'Böyle yürüyeceğiz' diyoruz."
Adalet, barış ve huzur mutlaka tesis edilecek, başta İsrail olmak üzere teröristlerden hesap sorulacaktır.
