Dergi çıkarmak oldukça külfetli bir meseledir; hele içinde bulunduğumuz dijital çağda matbu olarak dergiciliği sürdürmek tamamen fedakarlıklarla sürdürülebilecek bir iştir.

Fakat dergi bir okuldur; hem okurlar hem de dergiyi çıkaran kadro için. Hele uzun soluklu çıkan dergiler ciddi anlamda bir birikim sağlarlar. Tabii bunları söylerken en azından Türkiye’de şahitlik ettiğim 1980 ve 90’lı yılların dergiciliğinin koşullarının çok değiştiğini biliyorum. Geçmişte dergicilik biraz da damağımda nostaljik tatlar bırakarak beni bugünlere getirdi. Ama dergi çıkarmak benim açımdan hem bir dinamizm hem de okurların dünyasıyla buluşmak.

Türkiye’de maalesef “islamcı” camiada uzun soluklu dergiler pek fazla olmadı. “Uzun soluklu” olmaktan kastım; 100 sene gibi bir zaman dilimi. Hadi elli yıl diyelim. Ancak onu bulmak bile oldukça zor. Halbuki dergide uzun soluklu deyince aklıma ilk gelen Fransa’da Durkheim’ın çıkardığı “Anné Sociologique” dergisidir.

Tam da bu noktada yayın hayatına yeni bir mahiyetle katılan bir dergiden “Toplumsal Değişim” dergisinden bahsetmek istiyorum. Aslında 2019 yılından itibaren 2025 yılına kadar hakemli bir dergi statüsünde devam etmişti. 2025 yılı itibarıyla çıkan ilk sayısı sivil bir düşünce dergisi hüviyetindedir. Zaten “İnsan ve Medeniyet Hareketi” bünyesinde faaliyet gösteren Toplumsal Değişim Enstitüsü tarafından çıkarılmaktadır.

Genel yayın yönetmenliğini benim üstlendiğim “Toplumsal Değişim” dergisinin mottosu “değişende değişmeyeni aramak” şeklinde dikkat çekmektedir. Bu mottonun önemli göndergeleri olduğunu belirtmemiz gerekir. Öncelikle felsefi düşünce tarihinde ve özellikle Grek felsefesinde “değişen” ve “değişmeyen” kavramsal olarak belirleyici olmuş ve değişen fenomenler dünyasında sabite arayışını ifade etmektedir. Thales her şeyin ardındaki “bir”e bu minvalde atıfta bulunmaktadır.

Yine Eflatun’un “görünürlükler” ve “ideler” âlemi şeklindeki ayrımında  değişenler ve değişmeyenler belirginleşmektedir. Mottoyu belirlerken tüm bu çağrışımlar aklımda bulunmakla birlikte, esas olarak post/modern dünyanın kaypaklığı ve zeminsizliği karşısında “sağlam bir tutamak” esas atıf noktası olmuştur.

Sabitelerin kalmadığı bugünün dünyasında, insanın gözü sürekli değişen eşyalarda gezinmeye devam etmektedir. Eşyaların karmaşıklığı ve çeşitliliği karşısında gözü kamaşan post/modern insan, aslında “ilkel” diye nitelendirdiklerinden pek de farklı olmayacak biçimde pagan bir parçalanmışlık içinde bulunmakta, her gördüğüne “tanrım” diye sarılmaktadır. İşte böyle bir zaman diliminde bir müslüman olarak “değişmeyen”i aramaktayız; “sabite”lere tutunarak kaybolmamaya çalışmaktayız.

Toplumsal Değişim dergisi bu anlamda zaten bir müslümanın hayatını adamış olduğu “Allah’ı aramak” meselesini temel hedefi haline getirmektedir. Bu minvalde “Toplumsal Değişim” dergisi müslüman toplumlardan başlayarak insanlığın yüzyüze geldiği problemleri “islami aklı”ın imkan ve perspektifi ile çözmeye çalışma amacındadır.

2025 yılının ilk sayısı da “Varoluşsal Sorunlar Karşısında İnsan” dosyasıyla çıkmıştır. Matbu olarak da çıkan dergi, insanlığın mustarip olduğu “varoluşsal” derinliklerde meseleleri ele alan içeriklerle okuyucunun karşısındadır.

Dergi çıkarmak da yola düşmektir. Bu yolda beraber yürümek, meselelerimizi birlikte konuşmak ve giderek derinleşen varoluşsal krizler karşısında menfez noktaları açmak için önem taşımaktadır. Aslında Toplumsal değişim dergisi, gündelik hayatta, ailede, eğitimde; hasılı hayatın her alanında yaşadığımız dertleri okuyucuyla paylaşma kaygısındadır. Yani bizim bir derdimiz var ve aynı dertten mustarip olanları beraber yürümek üzere “yol”a çağırmaktayız.