Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2437.85
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Eylül 2022

Güvendiğin yerden vurulmak

İnsan, hatalarından ders çıkarabildiği oranda olgunlaşır. Hatalarından ders çıkaramadığı zaman ise çamura saplanmış araba misali olduğu yerde patinaj çekip durur. Ne ileri gidebilir, ne de olduğu yerden bir adım geri... Bazen daha ileri gidebilmek için bir adım geri gidebilme hakkını da kaybetmiş olur. Böyle bir durumda ise ancak dışardan bir destek ile tekrar yoluna koyulabilir.

Hata, insana mahsustur. Doğruyu bulmak için bile bazen hata yapmak gerekir. Ancak hatanın çaresizliğine saplanıp kalmak yerine ilk emri 'Oku' olan dinin mensupları olarak okuyup, araştırmalı ve hakikati öğrenip hayatımızda uygulamaya çalışmalıyız. İşte o zaman en ufağından en büyüğüne kadar hangi sorunla karşılaşırsak karşılaşalım asla tökezlemeyiz.

Maalesef içinde bulunduğumuz bu çağda hatalarımızın en önemli nedeni kendimize duyduğumuz aşırı güvenden kaynaklanmaktadır. Olmaz, yapmaz, kesinlikle öyle değildir gibi tok sözlü iddialarımız imtihanımızın yönünü belirliyor. Atalarımızın "Büyük lokma ye, ama büyük söz söyleme!" sözü bir an kulaklarımızda çınladı sanırım.

Büyük söz söylemek, tok konuşmak, çağımızın en ağır illetlerindendir. Herhangi bir fikrin savunuculuğundan tutun da siyasi, sosyal tercihlerimize kadar arkasında körü körüne durduğumuz beşeri kaynaklı fikirler veya oluşumlar insan kaynaklı olduğu için hata yapmaya müsait oluşumlardır. İnsan; hataya meyilli olduğu için, onların ortaya koyduğu oluşumların da hata yapması olasıdır.

Bu nokta da en emin olduğumuz, en güvendiğimiz hataya meyilli kişiler kendi öz çocuklarımızdır. Benim çocuğum yapmaz dediğimiz ne kadar çok tok söz var ise çoğu zaman bu sözlerimizi yutmak zorunda kalıyoruz. İnsanın kendisi hataya meyilli olduğu halde daha küçük yaştaki çocuklarına güvenip mangalda kül bırakmayan ebeveynlerin cesaretine şaşırarak bakıyorum.

Bir eğitimci olarak velilerimizin hak arayışlarına çoğu zaman şahit oldum. Ancak hak ararken çocuğunun haksız olabileceğine kesinlikle ihtimal vermeyen veliler, kusuru hep karşısındakilerde ararken aslında farkında olmayan kendi çocuğunun yapmış olduğu yanlışın üstünü örtmüş oluyor. Burada gözden kaçan temel sorun ise bugün üstü örtülmeye çalışılan sorun, küçükken çözülmediği için yarın bir çığ olarak gelip toplumu faciaya sürükleyecek olması gerçeğidir.

Sorunun tespiti ve onarılması cihetinde çözümler üretmeyip, başkalarını suçlayarak sorunları görmezden geldiğimiz müddetçe çözümün bir parçası olmaktan öte, önündeki takoz olacağız. Hele ki içinde yaşadığımız bu çağda her tarafımız sorun ve hatalar örgüsüyle kuşatılmışken, gelecek adına kayda değer çözümler ortaya koymak için bugün sorunun bir parçası olduğumuz gerçeğini kabullenmeliyiz.

Popülist ve tok söylemlerden kaçınarak hatanın tespitinde adaletli olmak zorundayız. Adaleti ise evvela kendi ruhumuzda tesis etmeliyiz. Hata yapan bizden biri olsa dahi onun yanlış yaptığını kabullenmek ve yanlışının arkasında durmamak erdemli davranışlardan biridir.

Her ne kadar gönül kabullenmese, dile söylemesi zor gelse de hatayı yapan kendi çocuğumuz olsa bile koşulsuz onu savunmak yerine hatasıyla yüzleşmek gerekir.

Unutmamak gerekir ki, trafik kazasına neden olan şoförlerin kahir ekseriyeti usta şoförlerdir. Şeytan, en sağlam yanımızdan saldırır. En emin olduğumuz yerden vurur bizi.