Muhalefet partilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının yapması gereken en önemli şey iktidarda olanların yanlış uygulamalarını gündeme getirmek ve doğrusu ile ilgili alternatifler üreterek toplum menfaatine bir sürece yardım etmek olmalı.

Çeyrek asra yaklaşan AK Parti hükümetlerinde elbette yanlışlar yapıldı. Ülke menfaatine vatandaşı rahatlatan sayılamayacak kadar çok güzel icraatlar da yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

İki binli yılların başından günümüze sayısız badireler atlatılarak, çelmelerden geçerek ve muhalefetin bel altı vuruşlarına rağmen yapıldı bu icraatlar.

Küçük bir iğneyi bile kendine batırmaktan imtina eden toplumsal muhalefet ve ana muhalefetin kocaman çuvaldızı iktidar erkine batırması hem hakkaniyetten hem de adaletten uzak olduğu aşikâr.

Hafta başında bütçe görüşmelerinde, temininde güçlük çekilen bazı memurlar lehine maddi bir destek gündeme geldi. Ana muhalefet partisinin görevli elemanlarının tahriki ile trol ordusu harekete geçirilerek doğmamış çocuğa don biçildi.

Sen misin bunu yapan. Memurlar için öyle sıfatlar türetildi ki, şaşmamak mümkün değil.

Cumhurbaşkanı teklifin geri alınması direktifini vermesine rağmen bir bardak suda fırtına koparan güruhun hışmı devam etti.

Son günlerin değişmez gündemi İBB’deki büyük yolsuzluk skandalı. Adam deveyi amudu ile götürmüş hiç mi hiç önemi yok. Adam yalan makinası, yalanı su gibi içmesi üzerine kimse eline su dökemez yine önemi yok.

Kirli adamın her gün yeni çıkan bir hünerini (!) örtbas edenlere bakıyorum, her şeye muhalif kesim böyle ciddi bir konuda sus pus. Adeta tut yemiş bülbül kesiliyorlar.

Her şeye muhalifler sadece kirli adamın herzeleri için değil, Gazze’de, Suriye’de zalim kasabın yediği herzelere de sus pus.

Savunma sanayinde ülkemizin kazanımlarına da sus pus.

Suspusçuların sosyal medya paylaşımlarında da aynı tutarsızlık var. Ülke menfaatine bir gelişme mi var sus pus.

Ama ülkemizi zor durumda bırakacak herhangi bir durumla karşı karşıya kalındı ise yangına körükle gidilerek gavurdan daha acımasız bir tavır sergileniyor.

Muhalefet etmeyi yüzüne gözüne bulaştıranların ortak özelliği diyebileceğim bir huyları daha var. Kahır ekseriyetinde aşağılık kompleksi hastalığı var. Biz yapamayız, gavur yapar.

Aşağılık kompleksi hastalığı günümüzde tedavi edilemeyen hastalıklar kategorisinin en başında yer alıyor. Bu illete yakalananlar eğitimleri statüleri fark etmez müptela olanları ayni seviyede akla mugayir düşünmeye ittiğinden , bu hastaların ağızlarından çıkanları kulakları duymaz.

At gözlüklü olmanın körlüğü ile görebildikleri üzerinden yanlış yorumlar yapmanın rezilliğinden bile habersizler.

Dünya hızla savaşa hazırlanıyor. Saflar netleşiyor. Ülkesini seven her yurttaş son yıllarda giderek daha netleşen bu gerçekliği görmeli. Devletine milletine sahip çıkmalı.

Kuzeyimizde ve güneyimizde devam eden savaşlarda yaşanılan acıları görerek ibret almalı. Düşenin dostunun olmadığı gerçekliği ile yüzleşmeli, gavurdan dost olmayacağını da aklına iyice kazımalı.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.