Adam içindeki karanlığı tercüme edecek şekilde konuşuyor:

“Neden her mevzuda meseleyi getirip Allah’a bağlıyorsunuz? ” Şiştik kardeşim her meselenin içine Allah’ı dâhil etmenizden.” Şimdi bunu söyleyen şeytanın ücretsiz vekili şunu unutuyor: Bizim her anımızın her ihtiyacını gören, acizliğimize imdat eden yüce Allah her mevzunun içinde olmaz ise bütün meseleler sakat kalır. Ben insanım, medeniyim diyenler böyle nankör olamaz!

Bilim ilimle hidayete gelmez ise zulüm devam eder!

Hemen itiraz seslerini yükseltmeyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. İstisnalar hariç, günümüzde öyle bilim insanları, öyle profesörler var ki cehaletin zirvesindeler. Profesör olmuşlar, doçent olmuşlar, bilim camiasındalar ama şuur yönünden dağdaki imanlı çoban kadar şuurlu değiller. "Neden?" diye soracaksanız: Dışkısını yiyen profesör mü ararsınız, yeniden dirilişi kafası almayanı mı vs. öyle cahiller var ki! Aslında bilim cehaletten kurtulmak için olmalıdır. Ama imansız bilim karanlık olduğu için yol göstermiyor…

Peki, nasıl olacak? Ancak kâinatın yaratılış gayesini anlayan, idrak eden, bütün âlemde var olan şeylerin sergüzeşt-i hayatını bilen, vasıflarını bilen, hikmetle yaratıldığını bilen ve bütün her şeyin vazifeli birer memur olduğunu bilen, bildiren bilim insanları cehaletten kurtarır. Diğer türlü, insanın cehaletten kurtulması mümkün değil. Evet, tekrar yenileyecek olursak: İmansız bilim cahil bırakıyor.

Buna bir örnek de madem medeniyeti, insan haklarını, özgürlüğü, akılcılığı savunuyorlar; neden yeryüzünü kan gölüne çevirdiler? İsrail'in durumu ortada; bilimin altından vurmuş, üstünden çıkmışlar. Avrupa'nın, Amerika'nın durumu ortadadır. Daha yakın zamana kadar Avrupa'da insanat bahçesi vardı; Afrika'dan getirdikleri insanları, çocukları kafesler içerisine koyup insanlara seyrettiriyorlardı. Ya yere – göğe sığdıramadıkları İsviçreli bilim insanları onlar neler yapmış? Söyleyeyim: 1980’lere kadar fakir, gayrimeşru doğmuş ve alkolik ailelerin çocukları açık arttırma ile satılarak, çiftliklerde zorla çalıştırılmış. Elbette bu vahşilik laboratuarlarda yapılmadı ama bilim insanlarının gözü kör müydü neden müdahale etmediler? Demek ki tüm bunlar slogan ve algı operasyonudur. “Yap algıyı, kap parayı”... İnsan hakları da medeniyet de demokrasi de özgürlük de sadece onların ellerinde kullandıkları bir aparat.

Irak'a öyle girmediler mi? "Size insan haklarını, demokrasiyi getireceğiz" demişlerdi ama milyonlarca insanı katlettiler, 2 milyon civarında kadına tecavüz ettiler. Bu mu medeniyet? "Ortadoğu Arap baharı, şu baharı, bu baharı" diyerek pimi çektiler mazlum milletlerin kucağına verdiler katliam bombasını ve patlattılar! Zaten yüzyıl öncesinde mezhepçilik bombasını, ırkçılık gaz bombasını patlatmıştılar… Şimdi soruyorum? Hani siz medeniydiniz ve akılcılığa önem veriyordunuz?

İstisnaları hariç, bilimle uğraşanların hayatlarına bakıyorsun, icraatlarına bakıyorsun; dünyadaki bütün katliamları bunlar yapmışlar. Atom bombası bile bunların eliyle laboratuvardan çıktı soykırım yaptı. O zaman demek ki bilimleri imansız, Allah korkusu olmayan bilim bir şeye yaramıyor. Uzaya gitsen, nereye de gitsen, hatta Mars'a gitsen, kuru kuruya bilim bir şeye yaramıyor. Bilimin yanında kuvvetli bir imanla ve adaletle elde edilen ilim olacak ki insanlık huzur ve refah içerisinde yaşasın, özgürlüğü sonuna kadar bütün zerreleriyle hissetsin ve her yerde güven fark edilsin, hissedilsin ve "Bir kadın bilmem nereden nereye tek başına gitmesinde hiçbir sıkıntı yaşamaması gibi."

Bilimi ilme kavuşturmak yani bilimi cehaletten kurtarmak lazım. O ilmin omurgasında ne var? Kuvvetli bir Allah inancı var. Adalet duygusu var. Bu dünyanın ebedi olmadığı ve toprağın altına girileceği, haşir meydanında yeniden toplanılacağı, hesap verileceği düşüncesi, kısaca ölüm düşüncesi var. Ve insana vazifelerini, dünyaya geliş gayesini öğreten, hatırlatan, elinden tutan nübüvvet müessesesi var. Dolayısıyla böyle bir bilim eğer ilim ile hidayete gelmez ise, cehaletten kurtulmazsa; Batı laboratuarlarıyla, İsrail ve Amerika da elindeki imkânlarla, bilim terörizmi uygulayacaklar! Zulmetmeye devam edecekler ve zulmün çeşitlerini denemeye devam edeceklerdir.

Batı atomun parçalanma ve kainatın devamlı genişlediği hadisesini, demirin gökten indirildiğini, denizler arasındaki perdeleri bilmezken, 1400 sene önce Kur'an insanlığa bilimi hakiki imanlı ilmi getirdi. İmanlı ilim bilime ruh oldu ve çöldeki insanlar, cahiliye dönemi insanları bir anda muhteşem insanlar haline geldiler. Demek ki iman böyle değiştiriyor. İmansız ilim de hayatları zehre çeviriyor. Hayata iman lazım, bilime iman lazım, ilim adamının kafasına izanla birlikte iman lazım. Yoksa saatlerce oturuyorlar, konuşuyorlar; insanları iyice dalalete itiyorlar ve hiçbir meseleye çözüm bulmadan kalkıp gidiyorlar. Böyle olunca, yeryüzünde de zulüm ve cehalet devam ediyor.

Bizi öyle inandırdılar ki Müslümanların olduğu yerde zulüm vardır diye… Ey Batı: Siz fitneyi fesadı çıkarıp karıştırıyorsunuz, çünkü Ortadoğu zengin bir yer; oranın petrolünü, gazını kullanmak için, yemek için karıştırıyorsunuz, çekip gidiyorsunuz. Sonra orada kalan insanlar birbirine giriyor. Yani bilim sizi insan edemedi! Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde parçacık fiziği ile uğraşırken, yerin üstünde de insanları birbiriyle çarpıştırma hinliği peşine düşmeseydiniz dünyada şiddet olmayacaktı, kan dökülmeyecekti. Atomları yerin altında birbiriyle çarpıştırmaya çalışırken, aynı şekilde de yerin üstünde iki insan dostlukla bir araya geldiği zaman arasına fitne düşürüyorsunuz, çarpıştırıyorsunuz çünkü işinize böyle geliyor. Karışıklık ve kargaşa çıkararak, insanları kendinize köle edip, istediğiniz gibi yönetmek bildiğiniz tek şey. Sizi ne uzay araştırmaları nede bilimsel deneyler, çağdaş yenilikler asla kurtaramaz çünkü insanlık seciyeleriniz ölmüş ve Allah inancınızı sebeplere, rastlantılara, tabiata kurban etmişsiniz! Merhamet ve adalet yönünden de öyle üryansınız ki…

İlim hidayete kavuşursa çoluk çocuğumuz her şeyin farkında olacak: Zerreden intizamdan, yıldızlardaki ihtişamdan, melekût âlemindeki bilmediğimiz, göremediğimiz ama inşallah ileride göreceğimiz harikalardan her şeyden haberdar olacaklar ve dolayısıyla Allah'a kuvvetli bir iman sahibi olacaklardır. Allah'a kuvvetli iman sahibi olanlar da güzel güzel yuvalar kuracaklar, güzel güzel yuvalar kuranlar güzel güzel çocuk sahibi olacaklar ve yarınlarımızı, geleceğimizi bu güzelliklerle inşa edecekler.

Son söz: Bilim ilimle hidayete kavuşmazsa yeryüzünde zulüm de ihanetler de devam edecek ve Müslümanlar daima ikinci sınıf insan olmaya ve köle muamelesi görmeye devam edeceklerdir. Bilim vahşi Batı’nın elinden kurtarılıp, ilimle hidayete getirilip hem kendi insanlarımızın hem de dünya insanlığının hizmetine sunmazsak, bugün Gazze'yi yok ederler, yarın başka bir İslam ülkesini. Arap ülkeleri sakın Amerika’ya güvenmesin…