Teneke gürültüsü çıkararak milleti huzursuz eden malum kesim durumdan vazife çıkarmak için bulduğu her fırsatı acımasızca kullanıyor.
Yeterki bir fırsat bulsun yâda peydahlasın hemen azgın azınlığı harekete geçirmek için yalanı asparagası üreterek medya soysuzlarını yemlemeye başlıyor.
Doğruluğuna bin şahit yerine yalanına bir şahit ile başlatılan kirli bir bilgi yeterli oluyor harekete geçmek için. Medya soysuzluğu nasıl bir meslek ise pireler deve, cüceler dev haline getirilebiliyor. Bir damla suda insan boğulabiliyor.
Sosyal medya pazarı maalesef böyle bir pazar. Ahlakmış akılmış vicdanmış erdemmiş nerede ise tüm insani değerler tuz buz.
Dünyanın çivisinin çıktığı bir dönemde, ülke çivimizi de çıkarmak için şer güçler koalisyonu yine kolları sıvadı.
Ülkemiz ormanları cayır cayır yanıyor. Azgın azınlık böylesi önemli bir meselede bile suçlu arama peşinde.
Yolsuzluk denizinin dibine kadar batmış bir acezeden tutunda ana muhalefetin başına kadar geniş bir kesimin timsah gözyaşlarını görünce bu duruma nasıl gelindiğinin şaşkınlığı içindeyim.
Bugün yaşadığımız yolsuzluklar denizi, CHP iktidarının ilk skandalı değil.
Yıllar öncede günümüzdekine göre oldukça küçük bir yolsuzluk skandalı olmuş ve millet CHP’ye iktidar yüzü göstermeyerek cezalandırmıştı.
1993 yılında da bir yolsuzlukla ülke çalkalanmıştı. O gün sadece İSKİ de patlamıştı yolsuzluk lağımı ve etrafa yaydığı koku bugüne nazaran oldukça azdı.
O gün iktidarda olan dedeleriniz bu olay karşısında susmayı tercih etmişti. Onurlu ve omurgalı durmuş ve hukukun verdiği karara da saygılı olmuştu.
İstanbul’dan başlayan ve İzmir’i de içine alan geniş bir yolsuzluk ağının sınırları her geçen gün genişlerken dedelerinizin 1993 yılında gösterdiği gibi onurlu duruş sergileseniz ve sabrederek gelişmeleri takip etseniz daha omurgalı bir duruş olmaz mı?
Ben şahsen kendime bile kefil olmakta tereddüt ederken başka birine kefil olmayı anlayamam. Yolsuzluk denizinde yüzdüğü ayan beyan ortada olanlara kefil olma cesareti gösterenler yarın utanmayacaklarının garantisini bir yerlerden almış olsalar bile ilahi adaletten kaçmaları mümkün değil ama ilahi adalette neymiş diyenlere elbette bir sözüm yok.
Altı oku ile halka kan kusturan malum zihniyetin maya sorunu nedeni ile milletimizle zaten bir türlü kan uyuşması olmadı.
Kimi zaman şaibeli seçim, kimi zaman dipçik, kimi zamanda deneme mahiyetinde işbaşına geldiği her dönemde maalesef ülkemiz ortaçağ şartlarında yaşamak zorunda kaldı.
Sade yolsuzluk ve yoksullukla değil milleti dinsiz imansız yapmak içinde mücadele edildi.
Fransa’dan peydahladıkları laiklik dinini zorla millete kabul ettirmek için binlerce masum Müslümanı katletmekten bile çekinmediler.
Cumhuriyetimiz dinli kuruldu. Meclisimiz dualarla açıldı ama altı okun marifeti ile savaş yorgunu mazlum milleti dininden diyanetinde etmek için reva görmediği alçaklıkta kalmadı.
Astı, kesti, aç bıraktı, gavurun sütü ile ekmeği ile milleti zehirledi. Dinini afyon gördü. Irkına barbar dedi.
Dedi de dedi…
Her türlü karartma karalama ve bel altı ahlaksız vuruşa rağmen milletimizin çoğunluğu olanı biteni sessiz ama vakur bir şekilde takip ediyor.
Yalan dolan vatandaşın aklını karıştırsa da yaşayarak gördükleri sayesinde yine doğrudan tarafa tercihini kullanarak azgın azınlığın dümen suyuna gitmeyerek oturun oturduğunuz yerde diyerek bu güruha bir şaplak patlatıyor.
Biz böyle yapardık diyenlerin yediği herzeleri çok ama çok fazla gördük. Bir arpa boyu yol almadan çağ atladık diyenleri gördük.
Mehteran bölüğü gibi iki ileri bir geri gidiyor olmamız bile büyük başarı. Karınca misali de olsa şanımıza şerefimize yakışan bir yerde duruyor olmayı Rabbim nasip eylesin.
Her türlü eylemimizde insanımızın ismine cismine titrine ve akademisine aldanarak hareket etmek yerine akıl mihengine vuralım ve cek cak edebiyatı yerine de icraatı önceleyelim. Dinine diyanetine bakalım ama muamelat süzgecini de ihmal etmeyelim.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.