İngilizlerin kurduğu İslam Bankası eski hadimi, “Exeter”li ve AK Parti’den Cumhurbaşkanı yapılan Kayserili Siyasetçi Abdullah Gül’e AÇIK MEKTUBUMDUR!
Sayın Abdullah Gül, demokrasi havarisi (!), sessizliğin şampiyonu, perde arkasının Oscar adayı... Nasılsınız? Gölgede rahatınız yerinde mi? Köşenizden milleti seyrederken keyfiniz yerinde mi?
"Demokrasi" diye diye demokratik teamülleri, "ahlak" diye diye siyasi ahlakı ayaklar altına almanın böylesine ustaca koreografisini ancak siz çizebilirdiniz. Bravo! Alkışlar sizin için... Perde arkasından fısıldadığınız her kelime, kurduğunuz her cümle, bir "stratejik deha" örneği(!) değil mi?
Çıksanıza artık o loş köşenizden! Yeter bu gölge tiyatrosu... Siz ki, bir zamanlar "kardeşim" dediğiniz Tayyip Erdoğan’ı arkadan hançerlemekte üstünüze yok. Maşallah, bu konuda doktora yapmış gibisiniz. Her krizde, her kritik dönemde usulca araya sızan o "yapıcı" açıklamalarınız yok mu? Hani şu muhalefete göz kırpan, iktidara dil çıkaran diplomatik(!) söylemleriniz... Her biri birer şaheser!
Köşk'te otururken sustunuz, Başbakanlık'ta sustunuz, şimdi de susuyorsunuz. Ama ne susma! İçinde binbir türlü hesap, binbir türlü plan barındıran bir suskunluk... Her suskunluğunuz bir manifesto, her sessizliğiniz bir bildiri değil mi?
Etrafınızda toplanan o "demokrat"(!) ekip de cabası. Hepsi birer demokrasi meleği(!) Batı'nın değerlerini içselleştirmiş(!), küresel sisteme entegre olmuş(!), moderniteyi özümsemiş(!) seçkin bir kadro... Ne güzel... Ama yanılıyorsunuz. Vallahi değil. Hepsi siyaset sahnesinin birer rakkasesi.
Merak ediyorum şimdi hangi gömleği giyiyorsunuz acaba? Yoksa üstünüzde herhangi bir gömlek yok mu? Kraliçenin abası ile mi duruyorsunuz? Gölgede durduğunuz için üşümüyor musunuz?
Son dönemde yaşanan her türlü siyasi, ekonomik, sosyal krizde parmağınızın olduğunu düşünenler var. Haşa! Siz öyle işlere tenezzül eder misiniz hiç? Sadece "endişelerinizi" dile getiriyorsunuz(!) değil mi? Ne kadar da masum...
Sayın Gül, bu sinsi siyaset oyununun başrolünde siz varsınız. İnkâr etmeyin. Perde arkasından sahneye müdahale etmenin, gölgeden yön vermenin, sessizce kaos üretmenin ordinaryüs profesörü oldunuz. Ama unutmayın, tarih not ediyor. Ve inanın, bu notlar hiç de sizin arzu ettiğiniz gibi olmayacak.
Bitlisli davulcunun oğlu Hüseyin’i, Macuncu Manisalı ağlakı ve diğer kazurat takımının ya yularını topla, ya da bu millet..
Neyse, edebimiz dilimizin kemendi olmuş.
Hadi, çıkın artık o karanlık köşenizden. Delikanlı gibi, mertçe siyaset yapın. Yoksa gölgenizde kaybolup gitmeyi mi tercih ediyorsunuz? Tercih sizin... Ama millet, bu gölge oyunlarından bıktı artık. Yeter!