Murabıtlar ve Muvahhidler, Kuzey Afrika ve Endülüs (İber Yarımadası) bölgelerinde hüküm süren iki önemli Berberi Müslüman devlettir. Bu devletler, Orta Çağ İslam dünyasında önemli siyasi, kültürel ve dini etkiler bırakmışlardır. Liyakat ve ehliyetin sağlanmasında
eğitim ve yetiştirme: İbn-i Haldun, yöneticilerin ve bürokratların ehliyetli olabilmesi için iyi bir eğitim ve yetiştirme sürecinden geçmeleri gerektiğini savunur.
Bilim, ahlak ve yönetim konularında eğitim almak, yöneticilerin daha etkin ve adil kararlar almasını sağlar. Eserde, Endülüs’teki Emevi Devleti’nin eğitim ve kültüre verdiği önem sayesinde güçlü bir yönetim yapısı kurduklarından bahsedilir.
Bu durum, devletin uzun süre ayakta kalmasına ve çeşitli alanlarda başarılar elde etmesine katkı sağlamıştır
Denetim ve Hesap Verebilirlik: İbn-i Haldun, liyakatli kişilerin göreve getirilmesinin yanı sıra, bu kişilerin sürekli olarak denetlenmesi ve hesap verebilir olmalarının önemini vurgular. Yöneticilerin ve devlet görevlilerinin hataları ve yolsuzlukları denetim mekanizmalarıyla kontrol edilmelidir.
Eserde, Selçuklu Devleti’nin ilk dönemlerinde liyakatli vezirlerin ve denetim mekanizmalarının varlığı sayesinde güçlü bir devlet yapısı kurdukları, ancak daha sonraki dönemlerde bu mekanizmaların zayıflamasıyla devletin iç karışıklıklar ve zayıflamalar yaşadığı anlatılır.
Liyakat ve Ehliyetin Toplumsal Etkileri, Adalet ve Toplumsal Barış: İbn-i Haldun, liyakatli ve ehliyetli kişilerin yönetimde bulunmasının toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunacağını savunur.
Adaletli yönetim; toplumsal barış ve huzurun temelidir.
Eserde, Hz. Ömer dönemindeki adaletli ve ehliyetli yönetim örnek verilerek, bu dönemde Müslüman toplumun nasıl huzur ve refah içinde yaşadığı anlatılır.
Hz. Ömer’in liyakatli kişileri görevlendirmesi, toplumsal adaletin sağlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Ekonomik Refah ve Kalkınma İbn-i Haldun’a göre, ehliyetli yöneticiler, ekonomik kalkınmayı ve refahı sağlayacak politikalar geliştirirler. Liyakatli kişilerin göreve getirilmesi, ekonomik faaliyetlerin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlar.
Eserde, Emevi ve Abbasi dönemlerinde liyakatli yöneticilerin ekonomi politikaları sayesinde bu devletlerin nasıl ekonomik olarak güçlendiği ve genişlediği anlatılır. Örneğin, Harun Reşid döneminde liyakatli vezirlerin ekonomi yönetimi, Abbasi Devleti’nin ekonomik refahını artırmıştır.
Sonuç olarak; İbn-i Haldun’un "Mukaddime"si, liyakat ve ehliyetin toplumsal ve siyasal yapıların sürdürülebilirliği açısından önemini vurgular. Bugün dahi konuşulan bu konular, liyakatli ve ehliyetli yöneticilerin göreve getirilmesi, devletin güçlenmesine, toplumda adaletin sağlanmasına ve ekonomik refahın artmasına katkı sağlayacaktır.
İbn-i- Haldun,un tarihsel örneklerle desteklediği bu görüşleriyle, liyakatsiz ve ehliyetsiz yöneticilerin devletlerin çöküşüne neden olduğunu yüzyıllar önce açıklamıştır. Bizde durum acaba nasıl ne dersiniz?