Gündem hızla değişirken gözler yeniden Suriye’ye çevriliyor. 2025 yılı itibarıyla, Suriye’nin uzun bir aradan sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yeniden ele alınması ve bölgedeki gelişmeler, uluslararası kamuoyunun dikkatini bu coğrafyaya yöneltti. Bu diplomatik hareketliliğin gölgesinde ise Suriye’de tarihi bir seçim heyecanı yaşanıyor. Bu kritik süreç, yalnızca Suriye halkı için değil, bölgesel dengeler açısından da büyük önem taşıyor.
2025 yılında yapılması planlanan Halk Meclisi seçimleri, ülke tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir dönüm noktasını temsil ediyor. Seçimler, geçici ve dolaylı bir sistemle gerçekleştirilecek. Bunun temel nedeni, ABD destekli PYD milisleri ile İsrail’in destek verdiği Süveyda’daki el-Hicri milisleri gibi yasa dışı grupların hâlâ bazı bölgelerde kontrolü ellerinde tutmalarıdır.
Yeni meclis 210 üyeden oluşacak; bunların 140’ı yerel ve alt seçim komiteleri aracılığıyla seçilecek, kalan 70 üye ise Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanacak. Bu sistem, Esad ailesi dönemindeki dar, muhaberat denetimli ve biçimsel seçimlerden farklı bir deneyim sunmayı hedefliyor. Önceki seçimler yalnızca rejim yanlılarına açık olup halkın gerçek iradesini yansıtmıyordu.
Seçimlerin hukuki temeli, mevcut genel seçim yasası ve 2015 tarihli 26 sayılı yasama kararnamesine dayanıyor. Adaylar seçim bölgelerine göre belirleniyor ve her bölgenin kendine ait sandalye sayısı bulunuyor. Adayların 2011’den önce kendi bölgelerinde ikamet etmiş olmaları, eski rejime bağlı gruplara veya “terörist” olarak sınıflandırılan yapılara mensup olmamaları ve en az 25 yaşında olmaları gerekiyor. Kadın ve azınlıkların temsiline özel önem veriliyor.
Seçim sistemi dolaylıdır; illerde kurulan alt komiteler seçim kurulunu belirler, bu kurul da Halk Meclisi üyelerini seçer. Bu mekanizma doğrudan halk oylamasına dayanmamakla birlikte, halkın daha geniş şekilde temsil edilmesini sağlayan bir çerçeve sunar. Ancak uzmanlar, güvenlik koşulları, göç, altyapı yıkımı ve seçmen kaydının zorluğu gibi nedenlerle seçimlerin şeffaflığı konusunda endişelidir. Ayrıca Cumhurbaşkanına verilen doğrudan atama yetkisi, yürütme erkine tanınan geniş yetkiler nedeniyle eleştirilmektedir.
Baas Partisi’nin iktidara geldiği tarihten bu yana Suriye’de halkın gerçek iradesini yansıtan seçimler yapılmadı. Önceki seçimler dar bir yönetici kadro tarafından yürütülüyor, halkın geniş katılımı sağlanmıyordu. Bu nedenle seçimler uzun yıllar boyunca biçimsel ve sınırlı bir süreç olarak görülüyordu. Bugün ise sahadaki değişimler halkın yeni meclise bakışını değiştirmeye başladı. Halk, bu meclisi Esad rejimine karşı kazanılan devrimin bir kazanımı olarak görüyor. Artık insanlar meclisin hükümetin bir yansıması değil, beklentilerini ve günlük sorunlarını dile getiren bir yapı olmasını bekliyor.
Gözlemlerime göre seçim atmosferi oldukça farklı. Adaylar büyük bir heyecanla oy kazanmak için yarışıyor. Ortam adeta bir ulusal bayram havasında; halk arasında büyük bir sevinç ve coşku hâkim. Bazı arkadaşlarımın aday olması gözlemlerimi daha da netleştirdi. Bu durum, halkın geçmişteki sınırlı katılımın ardından yeniden temsilcilerini seçme sürecini yaşadığını gösteriyor. İnsanlar seçimlere aktif olarak katılıyor, adayların performanslarını yakından takip ediyor ve bu süreci Suriye’nin demokratik bir yönetime geçişinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyor.
Suriye halkı için en önemli soru şu: Yeni meclis ülkeyi yönetme kapasitesine sahip mi? Altyapıyı yeniden inşa edebilecek mi, yolları iyileştirecek mi, şehirleri ve kırsalı geliştirecek mi, halkın günlük sorunlarını çözebilecek mi? Halk yeni bir sayfa açıyor; ancak bu sayfanın başarısı meclisin güven kazanma yeteneğine bağlı. Meclisin etkin ve bağımsız çalışması, ülkenin geleceği ve yeniden inşası için kritik görülüyor. Seçim süreci yalnızca yasama erkini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda halkın demokratik katılım ve temsil beklentilerini test eden bir laboratuvar işlevi görüyor.
Geçmişteki resmi ve sınırlı süreçlerin aksine, bu seçimler halkın aktif katılımını ve temsil taleplerini ortaya koyuyor. Halk, yıllarca süren mücadele ve Esad ailesinin azınlık diktatörlüğüne karşı verdiği bedellerin ardından bu temsili hak ediyor. Seçmenler adayların performansını izliyor, seçim komitelerinin işleyişine yakından katılıyor ve bu süreç sonrasında meclisin performansını halk denetimine dönüştürmeyi hedefliyor. Bu, son 58 yıldır siyasi baskılar nedeniyle mümkün olmamıştı.
İlk göstergeler, meclisin performansını zorlayacak bazı engellerin varlığına işaret ediyor. Özellikle hükümetin, sınır ötesi milisler aracılığıyla kendi çıkarlarını dayatmak isteyen uluslararası baskılara maruz kalması iç sahneyi karmaşıklaştırabilir. Ancak Suriye halkının devrim zaferini seçim atmosferiyle taçlandırma konusundaki kararlılığı, iradesini ifade etme ve temsilcilerini seçme arzusunu güçlendiriyor. Bu seçimler, uzun süredir beklenen demokratik süreçlerin yeniden başlaması açısından kritik öneme sahip ve halkın gözünde tarihi bir dönüm noktası olarak görülüyor.