Değerli okurlarım, bugünkü yazımda son haftalarda insan ihmalleri sonucu meydana gelen ve hepimizi derinden yaralayan olaylara dikkat çekeceğim. Hayatın olağan akışı içinde, insanın başına nerede ne zaman ne geleceği hiç belli olmuyor. Her yeni güne, işlenen ihmallerin yol açtığı acı haberlerle uyanıyoruz. Bu durum artık sıradan bir rutin haline gelmiş durumda.

Merdivenaltı İlaçlamanın Ağır Bedeli

Geçtiğimiz hafta hepimizi derinden sarsan bir olay İstanbul Fatih’te yaşandı. 4 kişilik Böcek ailesi, sıradan bir otel konaklamasının onları böylesine bir felakete sürükleyeceğini asla düşünemezdi. İddialara göre, otelde yapılan ilaçlama işlemi, yetkisi olmayan, sertifikası bulunmayan bir şirket çalışanı tarafından gerçekleştirildi. Bu kişinin uyguladığı bilinçsiz ve kontrolsüz ilaçlama sonucunda odalarda alüminyum fosfit kalıntıları oluştuğu, ailenin de bu kimyasala maruz kalarak zehirlendiği ortaya çıkmıştı.

Peş Peşe Gelen Zehirlenme Vakaları

Bu olayın yarattığı şaşkınlık geçmeden ikinci bir vaka daha yaşandı. Almanya’dan fuar için İstanbul’a gelen Gürhan Takıl, gece saatlerinde otel odasında nefes darlığı ve yoğun terleme şikâyetiyle fenalaştı. Arkadaşlarının zamanında haber vermesiyle hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Benzer şekilde, Hollanda’dan tatil için İstanbul’a gelen iki kız kardeş de bir otelde konaklarken gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye götürüldü.

Bir diğer vakada ise Beyoğlu’nda, içtiği Türk kahvesine kazara karışan deterjan nedeniyle zehirlenen Ayben Özçilingir Turtura tedavi altında. Kahveye deterjan karışması, herhangi bir işletmede kabul edilebilecek bir hata değildir; bu doğrudan insan sağlığıyla oynayan bir ihmal zinciridir.

İstanbul'dan bir korkutan haber daha geldi:

Esenyurt'ta bir binanın bodrum katından yapılan yüksek dozda ilaçlama nedeniyle bina sakinlerinden biri bebek 4 kişi zehirlendi.

İlaçlamaları Sertifikalı Firmalara Yaptırın

Yetkililer hem kullanılan kimyasalın kaynağını hem de işletmelerin sorumluluk zincirini tek tek incelerken, denetimsiz, merdiven altı ve hiçbir belgesi ve yetkinliği olmayan kişilere yaptırılan ilaçlamaların nasıl ölümcül sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekmektedirler.

Klima Motorları ve Düşen Eşyalar

Geçtiğimiz günlerde bir eğitim esnasında bir vatandaşımızın anlattığı olay, aslında ülke genelinde binlerce binanın taşıdığı gizli tehlikenin de işaretiydi. Eğitime katılan vatandaş, Ağrı’da, bir binanın dış yüzeyinde bulunan klima motorlarının sağlam sabitlenmemesi sonucu kuzeninin hayatını kaybettiğini anlattı.

Bu tür ölümler, “kader” ya da “talihsizlik” değil; tamamen yapılmayan bir vida, sıkılmayan bir bağlantı, denetlenmeyen bir montaj yüzünden yaşanıyor.

Aynı tehlike ibadethanelerimizde de mevcut. Birçok camide, büyük klimalar duvara sabitlenmeden, dik durmaktadır. Bir deprem anında camide ibadet eden insanların üzerine devrilmesi durumunda onlarca kişiyi yaralayabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir.

Bu nedenle buradan Diyanet İşleri Başkanlığına sesleniyorum:
Ülke genelinde 90 bin civarında camimiz var. Bu camilerdeki sabitlenmesi gereken tüm büyük eşyaların, özellikle klimaların, bir an önce kontrol edilip güvenli hâle getirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Hazırlık, İhmali Affetmez

Türkiye bir deprem ülkesidir ve bu gerçek, asla unutulmamalıdır. Depremin ne zaman ve nerede olacağını bilemeyiz; fakat hazırlığın ne zaman başlayacağını biliyoruz: Depremden önce.

Bu noktada Şeyh Edebali’nin meşhur sözünü hatırlamak anlamlı olacaktır:
“İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.”

Bu söz, bir devletin temelinin insan hayatı olduğunu çok açık biçimde anlatır. İnsan yaşamını tehlikeye atan her ihmal, aslında devletin temeline atılmış bir dinamittir.

Artık İhmalleri Değil, Önlemi Konuşmalıyız

Görüyoruz ki ülkemizde yaşanan birçok ölüm, bir “kaza” değil; zincirleme ihmallerin bir sonucudur. İnsan canı bu kadar değersiz olmamalı.

Artık acı olaylar yaşandıktan sonra konuşmak yerine önce düşünmeli, önce önlem almalı sonra denetim yapmalıyız.

Sonuç olarak; Önlemek ödemekten daha ucuzdur; çünkü ihmalin faturasını ödemeye kalktığınızda karşınıza çoğu zaman telafisi mümkün olmayan, çok ağır bedeller çıkar.

Hayırlı bir hafta sonu diliyorum