0
İNSANLARIN kaderi olduğu gibi coğrafyaların da kaderi vardır. Yaşadığımız Anadolu coğrafyası bizden önce birçok insanı barındırdı, şimdi bizi barındırıyor. Bu coğrafyada insanlık tarihinin en kanlı savaşları olduğu gibi insanlık için en güzel ortamlar da yine burada ortaya kondu.
Dünya tarihi savaşlar tarihi gibi. Kim bu savaşları yapan, neden kan dökülür? İnsanı, insana boğazlatan bu vahşilik nereden gelir?
İnsanın ilk atası Hz. Âdem'in evlatları Habil ve Kabil'den beridir kan dökülüyor. Birisi insanlık için diğeri kendisi için yaşadı.
Habil, kardeşi Kabil'den daha güçlü olduğu halde inancı ve Allah korkusu nedeniyle ona kıyamadı ve karşılık vermedi. Savaşı başlatan Kabil, ne yazık ki katil oldu. Babası tarafından lanetlendi. Lanetlenen ilk insan oldu.
Dünya tarihini, insanlığın dramını iki yol belirledi. Habil ve Kabil yolu.
Kabil'ler öldürmeye, kan dökmeye devam ediyor.
Habil'ler sabretmeye, adil olmaya… Kabil'ler can almaya…
Habil'ler yaşatmaya…Kabil'ler nefret almaya…
Habil'ler dua almaya… Kabil'ler beddua almaya…
Habil'ler mahsun ve mahzun olmaya… Kabil'ler mahkum olmaya…
Habil'ler insan olmaya… Kabil'ler idam olmaya…
Habil'ler cennete… Kabil'ler cehenneme…
Dünyada mutlak adalet ve mutluluk yok. Demek ki ahiret var, hesap günü var.
Savaşlar, zulümler, açlıklar, sömürü, sefalet, insan ticareti, kölelik…
Bütün bu vahşetin sebebi olan insanoğlu nereye gidiyor? Vahşeti ve öldürmeyi yaşama sebebi görenler de bir gün öleceklerini düşünmezler mi? Tükenen insanî değerlerden sonra biyolojik olarak insanoğlu var olsa ne yazar!
Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Dünyanın gözü burada. 1. Dünya Savaşı, Çanakkale, İstiklal Savaşı, Kıbrıs ve son otuz yıldır terör ile Kabil'in ruhunu taşıyanlar ülkemizde kan döküyor, tel'in ediliyor. Yine tel'in edildiler.
Habil'ler yine can verdi. Geride acı, ayrılık ve hüzün var. Şehadet ile şereflenen canların ailelerinin metanetini ise hayretle izliyor, takdir ediyoruz. Vatanın gerçek sahipleri de onlar. O. Şaik Gökyay'ın "Bu Vatan Kimin" isimli şiirindeki şu dizelere bakalım:
"İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir."
Evet, yine kara toprağa canlarımızı verdik ama onların kanı da yerde kalmayacak!
Yaşadıklarımızdan sonra iki insan tipi ortaya çıktı.
Birisi adalet, diğeri emre hıyanet için sembol olan.
Birisi hesap gününün, diğeri hesabının insanı.
Birisi şehit, diğeri katil.
Birisi cennet, diğeri cehennem için yaşayan.
"Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil."