Rabbim Sen ne güzelsin, yollar ne güzel. Yüreğini elinde tutan körpecik, meraklı dimağlar; öğrenme ve anlama iştiyakıyla yanan analar ne güzel. Rabbim ruhuma üflediğin, dilimden gönüllere gitmesi için yol verdiğin kelimelerin de güzel... 

Sevmek yakışır kalplere; anlamak, anladığını anlatmak, yaklaşmak ve paylaşmak... Sözün ruhlar arasında da bir mülakat oluşturduğunu fark etmek yakışır. Kısa zaman önce İnsan ve Medeniyet Hareketinin Kütahya il temsilcisi Ali Var’dan Kütahya’nın Hisarcık ilçesi için bir davet aldım. Gönül saati hizmet aşkına kurulu Ali hoca Zamanda Bir Pusula’yı da yanıma alarak, ilçesindeki gençlerle ve annelerle söyleşi ve imza programı için bir araya gelmemi rica ediyordu. Kütahya’yı daha önce görmek kısmet olmadı. Bu anlamlı daveti sevinçle kabul ettim. Bana ağaçların çevrelediği yollar boyunca dağlar, ırmaklar, yemyeşil ovalar ve hiç görmediğim kadar gelincik çiçeği refakat etti. Yurdumun gizli saklı  bu cennet köşesine varır varmaz kendimi sıcacık bir aile ortamında buldum. Okuldan çıkıp günün yorgunluğunu dindiremeden mutfağa geçen ve birbirinden lezzetli yemekleriyle şahsımı evlerinde ağırlama nezaketi gösteren sevgili öğretmenlerim Aslı Sevim ve eşi Yunus Sevim, Ali hocanın komşularıydı. Edebin, inceliğin, hassasiyetin konuştuğu, huzurun bir insan gibi soluk alıp verdiği bu evde bir de sosyal zekâsı çok gelişmiş beş yaşlarında tatlı mı tatlı bir kız çocuğu vardı, her açıdan güler yüzlü bir akşamdı. Akşamın ilerleyen saatlerinde dinlenmek maksadıyla Esire Termal’e doğru yol aldık. Esire Termal doğası, temizliği, çalışanlarının güler yüzü ile Kütahya’nın aydınlık çehresi... Bölgenin hikâyesini de orada karşılaştığımız ilçe belediye başkanı Mustafa Demirtaş sıcak bir çay eşliğinde anlattı: Emet ilçesinin güneyinde yer alan tarihi bir kalenin esirlerinde cüzzam hastalığı baş göstermiş. Tedavisi mümkün olmayan cüzzam hastalığına yakalanan bir esir, kendini kuşatan ölüm düşüncesiyle kalenin yakınından geçen ve aynı zamanda sıcak suyun da karıştığı Kocaçay denilen nehre atlamış. Fakat ölüme teslim olmaktan son anda vazgeçmiş.  Nehrin akış istikametine ters olarak yüzerek kaçmaya çalışırken su ısısının yükseldiğini fark etmiş. Geceyi suyun içinde geçirmiş. Sabah olduğunda hastalığının iyileştiğini görmüş. Bunun üzerine kale komutanına başından geçenleri anlatarak diğer esirlerin de bu sıcak su ile arınmalarına vesile olmuş. O günden sonra buraya Esir hamamı denmiş ancak zaman içinde ismi Esire ile yer değiştirmiş. 

Sudan şifa umduğum bir gecenin sabahında Ali Var hocamın yanı sıra İlçe Millî Eğitim Şube müdürümüz Şeyda  Bulut, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sebiha Kaya ve Atatürk İlköğretim Okulu Müdürü Pelin Solak kahvaltıda bana eşlik ediyorlar. Müdürlerimiz bilinçli, ilçede güzel projelere imza atmak için canla başla çalışan ve aralarında yüksek bir sinerji alanı oluşturan kıymetli hanımefendiler. Her birinin heyecanı öyle güzel ki söz dudaklarında tutuşacak gibi duruyor. Bu arada entelektüel seviyesi ile dava şuurunu birleştiren Ali Var hocam da kıymetli birikimlerini bizden esirgemiyor. Gençlerimizde kaybolan ideal ruhtan, bilinç esnekliğinden, inanç kaybından, duyarsızlaşmadan bahsediyor. Çizdiği genel profili ilçe ile özdeşleştirerek kendimi en kötüye hazırlıyorum, ta ki Hisarcık Anadolu İmam Hatip Lisesine girinceye dek... Kurumun konferans salonunda orta sonuncu sınıftan lise üçüncü sınıfa varıncaya dek bir öğrenci çeşitliliği ile karşılaşıyorum. Hayatımın bu genç kahramanları kitabı altlarını çizerek, sorular hazırlayarak okumuş ve programa heyecanla hazırlanmışlar. Programın moderatörlüğünü akışa bütünüyle hâkim olan Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmeni Esma Kahveci üstleniyor. Söyleşinin büyük çoğunluğu soru cevap etkinliği içinde ilerlerken özellikle Şehitler Ortaokulu ve akabinde 15 Temmuz Anadolu Lisesi aktif bir katılımla dakikaları saatlere taşıyor. Burçin, Hasan, Nursema, Emir, Özge, Ferhan, Yusuf, Miray Gülen, Gamze, Mukaddes, Melih, Sinem, Ceren, Alperen, Hidayet, Emine ve ışıkları, güzellikleri ile kalbimi dolduran daha nice öğrenci, ilçe sınırlarından taşan cesur adımlarla bir varlık ortaya koyuyor, duygulandırıyor. Bu arada kurum memurlarından sabır ve nezaketle resimlerimizi çeken Sevgili  Ümmühan Ayyıldız da hemen şurada gönülden teşekkürü hak ediyor.

Hisarcık’taki 24 saatlik zaman dilimine nezaketi ve güler yüzü ile damga vuran İlçe Millî Eğitim Müdürümüz Salim Karaboğa tanımaktan ayrıca onur duyduğum bir eğitimci. Okul programımıza eşlik ediyor, ardından Ali Var hocamız ve hanımefendi müdürlerimizle Simav Belediyesine bağlı Gölcük Yaylası Taş Konaklarında kahve eşliğinde birikimini konuşturuyor. Salim Müdürüm Kahramanmaraş, Balıkesir gibi yerlerde eğitime katkı sağlamış, emekli olması gereken bir çağda vatanın bu cennet beldesinden tecrübelerini esirgememiş bir irfan çeşmesi. Aileler ve eğitimciler  üzerindeki eleştirilerini yapıcı bir üslûpla ortaya koyarken ilçe gençlerinin fikrî ve psikolojik konumlarına dair sağlıklı bir okuma gerçekleştirdiğini gösteriyor. Karaboğa her insanı/milleti/medeniyeti kendi şart ve koşulları içinde ele almaktan yana. Örneğin daima vurgulanan Finlandiya  eğitim sistemine, ülkenin  nüfus oranı, kültürel çerçevesi, iklim şartları üzerinden bakmayı tercih ediyor, değerli bir yaklaşım. 

Öğleden sonra Hisarcık  Gençlik Merkezinde annelerimizle gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve soru cevap etkinliği bizleri samimi bir iklime taşıyor. Hisarcık, Ali Var başkanım başta olmak üzere çocuklar ve gençler için kalbi çarpabilen güzel eğitimcileri ve meraklı, bilinçli öğrencileriyle güneşi içinde ağırlıyor.

Selam ile.